Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2335 E. 2021/1311 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/2335
KARAR NO : 2021/1311
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/600
KARAR NO : 2019/453
DAVA TARİHİ : 31.10.2018
KARAR TARİHİ : 09.07.2019
DAVA : ECRİMİSİL
KARAR TARİHİ : 19.10.2021
KARARIN YAZ. TARİH : 11.11.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.07.2019 gün ve 2018/600 Esas 2019/453 Karar sayılı kararının istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı tarafından verilen 31.10.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 07.10.2009 tarihli kira sözleşmesine istinaden İzmir … sahası, … parsel … no’lu adreste kiracı olarak, hurda gemi geri dönüşümü işi ile uğraştığını, kullanım karşılığı … Başkanlığı ve hazineye kira ve ecrimisil olarak bedel ödediğini, davalının 5 seneden de önceki dönemden beri müvekkilinin kullandığı parselden, tesisinin atık sularını tahliye etmek amacıyla tesis etmiş olduğu ve yaklaşık 800 m2 alanı işgal eden bir kanal geçirdiğini, müvekkilinin davalının kanalı nedeniyle fiilen kullanamadığı bu alan için de ödeme yaptığını, davalı firmanın haksız kullandığı bu alan için hiç bir ödeme yapmadığını, müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleştiğini, davalının işgal ettiği ve müvekkilinin istifadesini engellediği alan için kira ilişkisine değil, ecrimisil ilkelerine göre tazminat ödemek durumunda olduğunu, hazine tarafından müvekkilinin kullanmakta olduğu söküm sahasının yaklaşık 3.700 m2 kısmı için 2016-2018 yılları için 186.230,00 TL ecrimisil bedeli alındığını, davacının 31.12.2014 tarihine kadar fuzuli işgalinden kaynaklanan ecrimisil bedellerinin tahsili için açtığı davada İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesi’nin 2017/1219 Esas 2018/935 Karar sayılı ilamı ile davacı firmanın fuzuli şagil ve işgal ettiği alanın 234.35 m2 olduğuna karar verildiğini ileri sürerek, 01.01.2015 tarihinden dava tarihine kadar geçen süre için toplam 20.000,00 TL haksız işgal bedelinin ilgili senelerden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, haksız müdahalenin men edilerek işgal edilen yerin davacıya boş olarak tahliye ve teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı avukatı tarafından verilen yanıt dilekçesinde özetle; … ilçesi, …. Mevkii’nde bulunan … no’lu parselin malikinin idare olduğunu, davacının ise dava dışı … Başkanlığı ile yapmış olduğu kira sözleşmesi kapsamında taşınmazın kiracısı olduğunu, davacının müvekkili şirketten böyle bir talep hakkının bulunmadığını, ecrimisil adı altında bir bedel talep edilebileceği düşünülecek olsa bile mülkiyet hakkı sahibi idarenin kullanmadığı dava açma yetkisini, kira ilişkisi ya da benzeri bir nedene dayanarak, davalının kullanmasının mümkün olmadığını, davacının aktif dava açma ehliyetinin bulunmadığını savunarak husumet itirazında bulunmuş, müvekkili şirketin haksız bir işgalinin söz konusu olmadığını, ecrimisilin suiniyetli zilyedin, başkasına ait olduğunu bildiği ya da bilebilecek durumda bulunduğu bir gayrimenkulü kendi malıymış gibi kullanması kiraya verip, kirayı toplaması gibi haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelenen özel bir zarar gideri biçimi olduğunu, ecrimisili isteyebilmek için ortada bir haksız işgal olması gerektiğini, müvekkili şirket idarenin bilgi ve rızası dahilinde söz konusu taşınmazı kullandığından haksız işgalin söz konusu olmadığını, davacı kiracının, taşınmazdan geçen kanal sebebi ile bir zarara uğramadığını, davacı kiracının arsanın altından geçen kanal hakkında bir talep ve dava hakkı bulunmadığı gibi kira sözleşmesi kapsamında arsayı kullanmasına da bir engeli bulunmadığını, müvekkili şirketin, davacı ile dava dışı malik arasında kira sözleşmesinin imzalandığı 07.10.2009 tarihinden önce faaliyet gösterdiğini, davacının sözleşmenin 8.9 maddesi kapsamında taşınmazı mevcut hali ile, drenaj hattı da dahil kabul ederek, fiili ve hukuki durumu bilerek kiraladığını, müvekkilinin kullanımına uzun yıllardır sessiz kalarak zımnen muvafakat ettiğini, hak iddiasında bulunamayacağını, …. nolu parselin bir bölümünde yer alan tahliye kanalının müvekkili tarafından kullanımının idarenin bilgisi dahilinde olduğunu, davanın … Başkanlığı’na ihbarının gerektiğini, talebe konu bedelin fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 09.07.2019 tarih 2018/600 Esas ve 2019/453 Karar sayılı kararında özetle; “davacının 22.03.2026 tarihine kadar kiraladığı ve kira bedelini ödediği taşınmazın toprak altında 252,16 m kanal uzunluğunda 125.08 m2 yözölçümünde, toprak üzerinde 96.15 m kanal uzunluğunda, 108,27 m2 yüzölçümünde alanın, davalı şirket tarafından atık su kanalı olarak kullanılmak suretiyle taşınmaza yapılan müdahalenin, davacının hukuken korunması gereken kullanım hakkına aykırılık teşkil ettiği, davacının TMK’nun 973. md. hükmüne dayanan hakkı nedeni ile bu alan üzerinde davalının haksız eylem niteliğindeki müdahalesinin menini talep edebileceği gibi, bilirkişi raporu ile 01.01.2015 tarihinden 31.10.2018 dava tarihine kadar hesaplanan haksız işgal tazminatını haksız eylemde bulunan davalıdan talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmış, meni müdahale ve haksız işgal tazminatı istemlerinin kabulüne, davacının meni müdahale davasının kabulüne, davacı şirketin kiracılığı altında bulunan dava konusu …. sahası, …. parsel No:… taşınmaza toprak altında 252,16 m kanal uzunluğunda 125.08 m2 yözölçümünde, toprak üzerinde 96.15 m kanal uzunluğunda 108,27 m2 yüzölçümünde alana davalı şirket tarafından atık su kanalı olarak kullanılmak suretiyle yapılan müdahalenin menine, davacının ecrimisil talebinin kabulü ile, toplam 21.475,45 TL ecrimisil bedelinden, 01.01.2015/31.12.2015 dönemi için 5.077,41 TL ecrimisil bedelinin 31.12.2015, 01.01.2016/31.12.2016 dönemi için 5.356,67 TL ecrimisil bedelinin 31.12.2016,01.01.2017/31.12.2017 dönemi için 5.622,36 TL ecrimisil bedelinin 31.12.2017, 01.01.2018/31.10.2018 dönemi için 5.419,01 TL ecrimisil bedelinin 31.10.2018 tahakkuk tarihlerinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsil edilerek davacıya verilmesine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı avukatı tarafından verilen 26.08.2019 havale tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; …. ili …. ilçesi …. çiftliği …. nolu parselin maliki idare olup, davacının kiracı olduğunu, dava açma hakkının bulunmadığını, aktif husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davacının davalının kullanımına zımnen muvafakat ettiğini, ecrimisil talep edemeyeceğini, davacının kullanımına engel olunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verildiğini, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davacı tarafından dava dilekçesine karşı herhangi bir yanıt sunulmadığı UYAP ve dosya kapsamından anlaşılmıştır.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava kişisel hakka dayalı olarak açılan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesi uyarınca “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmüne yer verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki elatmanın önlenmesi davalarının kabulü için elatmanın haksız olması gerekir. Elatma, yasadan veya sözleşmeden kaynaklanan aynî ya da şahsi bir hakka dayanıyorsa haksız elatmadan söz edilemez.
Yine gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle en azı, kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK’nin 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı). Ecrimisil haksız işgal tazminatı olup en azı kira geliri en fazlası yoksun kalınan kârdır.
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Davacı ile … arasında düzenlenen 07.10.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi uyarınca …. ili …. ilçesi …. Mevkii’nde …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … parsellerde yer alan ve özel parselasyon yapılan 14.700 m2 alanlı … numaralı parselin 22.03.2026 tarihine kadar KDV hariç 124.862,62 TL yıllık kira bedeli karşılığında davacıya kiralandığı, sözleşmenin 8.9 md. ile, kiracının arsaları mevcut hali ile gördüğü ve kabul etmiş sayılacağı, arsalara ilişkin fuzuli işgal veya diğer sebeplerle ilgili idareden hiçbir talepte bulunamayacağı, arsalar üzerinde başkaca herhangi bir değişiklik isteyemeyeceği veya hak ve alacak talebinde bulunamayacağı kararlaştırılmıştır.
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/545 Esas 2017/231 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine aynı taşınmaz hakkında, aynı hukuki gerekçe ile, 11.06.2015 tarihinde açılan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine yönelik davanın yargılaması sonunda, “…taraflar arasında davacının kiraladığı ve bedelini ödediği yerin bir bölümünün üstünden bir bölümünün ise altından davalının atık su direnaj hattı geçirdiği, davacının hukuken korunması gereken hakkının TMK 973 md. dayandığı, bilirkişinin hesaplamış olduğu raporda yerin üstünden ve altından geçen kanalın kapsadığı alanın 234,35 m2 olduğu, davacının bu alan üzerinden bilirkişi raporuyla hesaplanan miktarları isteyebileceği davanın ecrimisil davası olup 5 yıllık zamanaşımına tabi olup davalı tarafın zamanaşımı defiinde bulunması gözetilerek, ıslah yapılan 04.01.2017 tarihi gözetildiğinde 31.12.2010 tarihi dönemi için 1.831,86-TL, 31.12.2011 tarihi için 3.000,00-TL, 31.12.2012 tarihi dönemi için zamanaşımı itirazının yapıldığı gözetildiğinden 4 günlük miktarın kabul edilmemesi gerektiği, bunun da 12,43-TL olduğu, bu miktarın düşümü ile 4.121,56-TL olması gerekirken mahkememizce kısa kararda hesaplama hatası yapılarak bu döneme ilişkin talep edilebilecek ecrimisil miktarının 3.984,65-TL olduğunun belirlendiği, 31.12.2013 dönemi için 4.457,34-TL, 31.12.2014 dönemi için 4.633,10-TL isteyebileceği toplam ecrimisil alacağının 18.043,86-TL olması gerektiği…” gerekçesi ile, davanın ecrimisil yönünden kısmen kabulüne, 31.12.2010 dönemi için 1.831,86-TL’nin tahakkuk tarihi 31.12.2010 tarihinden itibaren, 31.12.2011 dönemi için 3.000,00-TL’nin tahakkuk tarihi 31.12.2011 tarihinden itibaren, 31.12.2012 dönemi için 3.984,65-TL’nin tahakkuk tarihi 31.12.2012 tarihinden itibaren, 31.12.2013 dönemi için 4.457,34-TL’nin tahakkuk tarihi 31.12.2013 tarihinden itibaren, 31.12.2014 dönemi için 4.633,10-TL’nin tahakkuk tarihi 31.12.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte toplam 17.906,95-TL’nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin 2.067,02-TL istemin reddine, davanın men’i müdahale yönünden kabulüne, davalının müdahalesinin önlenmesine ilişkin verilen 21.04.2017 tarih, 231 sayılı karar, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 14.09.2018 tarih 2017/1219-935 sayılı kararı kaldırıldığı, yerine usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından el atmanın önlenmesi isteminin reddine, ecrimisil isteğinin kısmen kabulü ile 17.906,95 TL ecrimisil bedelinin tahakkuk dönemlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ıslah dilekçesinde faiz talebi olmadığından, ecrimisilin artırılan kısımlarına ilişkin faiz uygulanmasına yer olmadığına, fazlaya ilişkin istemin reddine ilişkin verilen kararın 14.09.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacının … ve …. Başkanlığı’ndan 07.10.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığı, ….ili …. ilçesi …. mevkii’nde … sahası …. parsel …. no’lu taşınmazın bir kısmını davalının toprak altından ve üzerinden tesis ettiği atık su tahliye kanalı olarak kullandığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalının atık su tahliye kanalı geçirmek sureti ile kullandığı bölümden, davacının faydalanıp faydalanmadığı ve bu yer için dava dışı ….ye ve …’ye kira bedeli ödemesi karşılığında davalının el atmanın önlenmesi ve ecrimisil adı altında tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı konusundadır.
İDM’ce alınan bilirkişi raporları, toplanan deliller ve dosya kapsamından davacının 22.03.2026 tarihine kadar kiraladığı ve kira bedelini ödediği taşınmazın toprak altında 252,16 m kanal uzunluğunda 125.08 m2 yözölçümünde, toprak üzerinde 96.15 m kanal uzunluğunda, 108,27 m2 yüzölçümünde alanın, davalı şirket tarafından atık su kanalı olarak kullanılmak suretiyle taşınmaza yapılan müdahalenin, davacının hukuken korunması gereken kullanım hakkına aykırılık teşkil ettiği, davacının TMK.’nun 973. md. hükmüne dayanan hakkı nedeni ile bu alan üzerinde davalının haksız eylem niteliğindeki müdahalesinin menini talep edebileceği gibi, bilirkişi raporu ile 01.01.2015 tarihinden 31.10.2018 dava tarihine kadar hesaplanan haksız işgal tazminatını haksız eylemde bulunan davalıdan talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmış, meni müdahale ve haksız işgal tazminatı istemlerinin kabulüne dair İDM kararının dairemizce usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmış, davalı vekilinin istinaf istemlerinin HMK 353/(1)-b-1.maddesi gereğince reddi gerektiği kanaatine dairemiz tarafından ulaşılmıştır .
Her ne kadar davalı tarafça istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş ise de, mahkemenin karar gerekçesine göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, davanın kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davalının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.07.2019 gün ve 2018/600 Esas 2019/453 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı avukatının istinaf kanun yoluna başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle alınması gerekli 3.124,87 TL istinaf nispi karar harcından peşin alınan 776,61 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.348,26 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalının istinaf kanun yoluna başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/(1)-a.maddesi gereğince kesin olmak üzere 19.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.