Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2319 E. 2021/1439 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2319
KARAR NO : 2021/1439

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/943
KARAR NO : 2019/444
DAVA TARİHİ : 15/07/2016
KARAR TARİHİ : 29/03/2019
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 16.11.2021
KARARIN YAZ. TARİH : 08.12.2021

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.03.2019 tarih ve 2016/943 Esas 2019/444 Karar sayılı kararının istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 15.07.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalılardan … A.Ş. ile 11/03/2013 tarihli … ilçesi … mevkiinde bulunan termal tesisleri inşaatı için sözleşme imzaladıklarını, diğer davalı olan … A.Ş. ile de aynı taşınmazlar üzerinde bulunan turistik tesise ilişkin 01/12/2011 tarihli sözleşme ile şantiye kontrollüğü malzeme seçilmesi, inşaat kontrollük hizmetleri sözleşmesi imzaladıklarını, … şirketi ile kesin hesap kapsamında 20 adet dubleks yapı için 20.487,80 TL, diğer 60 adet dubleks için ise 57.775,80 TL bedel üzerinden anlaştıklarını, ancak yapılan hak edişler hesaplanırken … A.Ş. tarafından yapılan işlerin suit başına metre tül üzerinden hesaplandığını, yol kenarları v.b. yerlere yapılan demir korkuluk işlerinin ferforje işi diye adlandırılıp m/tül 962,93 TL bedel üzerinden hesaplanarak 1.347.620,54 TL hakedişlere geçirildiğini, hakedişlerin yalnızca … firması tarafından imzalandığını, yönetim kurulunun imzasının olmadığını, her bir süit için 962,93 TL bedelin piyasa rayiçleri olduğunu ancak hak edişlere aktarılırken her bir süit için 10 – 12 m/tül korkuluğa sahip olması nedeniyle süit başı bedel olarak değil m/tül olarak hesaplandığını, oysa 962,93 TL bedelin bir süitin tüm bedeli olduğunu, 10 – 12 m/tül çarpanla hesaplanırsa fahiş bir rakam ortaya çıkacağını, bu şekilde hesaplanan üçüncü sıra özel imalat bölümündeki ferforje iş yapılması durumunda 1.399,52 m x maksimum 96.263 TL = 134.762,05 TL olması gerekirken 1.347.620,54 TL artı KDV olarak hesaplandığını, bu bedelin de davalılardan … A.Ş. tarafından tahsil edildiğini, diğer davalı … A.Ş.’nin % 15 hakediş tahakkuku ile 202.143,08 TL artı KDV kontrol ve koordinatörlük bedeli olarak tahsil ettiklerini, piyasa rayici 50 veya 60 bin TL bedel olan bir işin 1,5 milyon TL bedellere varmasının fazla ödemenin ne denli fahiş olduğunun göstergesi olduğunu, iş yoğunluğu nedeniyle eksik ve ayıplı işlere yoğunlaşılamadığını, kesin hesap çalışmaları yapılırken bu durumun ortaya çıktığını ileri sürerek, 1.212.858,49 TL fazla ödenen iş bedeli ve bu bedele isabet eden %18 KDV tutarı 218.314,53 TL’nin, toplamda 1.431.173,02 TL dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı … A.Ş.’den tahsiline, fazla ödenen 181.128,77 TL asıl ücret ve 32.747,18 TL KDV toplamda 213.875,95 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı … A.Ş.’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı … A.Ş. avukatı tarafından dava dilekçesine karşı verilen davaya yanıt dilekçesinde özetle, davacı tarafından bizzat ileri sürülen teklif keşfinde, sözleşmede, kesin hesap mutabakatında dava konusu imalatlarla ilgili birimin m/tül olduğunu ve her bir birim m/tüllük imalat yapıldığı ve müvekkili şirket lehine bu imalatla ilgili toplam 1.347.620,54 TL alacak tutarının tahakkuk ve kabul edildiğini, dava konusu imalata ilişkin birimin adet değil m/tül olduğunu, fiyatının da 1.024,63 TL olduğu, daha sonra iskonto ile 962,63 TL üzerinden sözleşmede yer aldığını ve hesaplamalar yapılırken 923,63 m/tül üzerinden yapıldığını, müvekkili şirketçe alacağının ödenmemesi üzerine Çeşme İcra Müdürlüğünün 2015/542 Esas sayılı dosyası ile icra işlemlerine başlandığını ve 21/09/2015 tarihli protokol ile davacının müvekkiline 1.036.430,72 TL borcu olduğunu ve bu borcu ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, nitekim davacının müvekkiline 953.615,00 TL ödeme yaptığını, halen 88.384,00 TL borcunun olduğunu, dava dilekçesinde yer alan 60 süit için birim fiyatını belirlendiğinin aslı olmadığını toplam 128 süit için imalat sonucunda ferforje korkuluk imalatının yapıldığını, bununda 1.399,50 m/tül’e tekabül ettiğini 962,63 birim fiyatıyla hesaplandığında 1.347.620,54 TL bedel olduğunu, süitlerden başka otel tesis yapı yol donatı alanlarında da konuyla ilgili imalat yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. avukatı tarafından dava dilekçesine karşı verilen davaya yanıt dilekçesinde özetle, dava konusu inşaatta 60 süit olmadığını, 128 süit olduğunu ve davacı tarafından da belirlendiği gibi ölçüm sonucunda 1.399,50 m/tül toplam olarak imalat yapıldığını, çünkü yapılan imalatlara ilave olarak yol kenarlarında bulunan duvarlara da korkuluk demiri yapıldığını, müvekkili şirketin inşaatın koordinasyon ve organizasyonunu üstlendiğini, inşaatla ilgili yapılan harcamaların % 15’i sözleşme gereği müvekkili şirkete ödenmesinin kararlaştırıldığını, işin bitimine yakın müvekkilinin hak edişlerinin ödenmediğini, fazla ödeme yapıldığı iddiasının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 29.03.2019 tarih ve 2016/943 Esas 2019/444 Karar sayılı kararında özetle; “hakediş belgeleri ve tespit edilmiş olan fiyatlar üzerinden düzenlenen faturaların davacı şirket tarafından herhangi bir itiraz ileri sürülmeksizin ödendiği, taraflar arasındaki sözleşmelere göre yapılacak ferforje işleminin bedellerini gösteren tablolarda da birim fiyatının açıkça metretül yazdığı ve kararlaştırıldığı, hesaplamaların da metretül üzerinden yapıldığı, davacının bu imalat bedellerinin dubleks adedine göre belirlemesi gerektiği hususundaki iddiasının yerinde olmadığı, ayrıca; davalılardan … A.Ş.’nin hizmet sözleşmesinden doğan % 15 oranındaki hizmet bedelinin tahsili için davacı aleyhine açtığı takibe davacı tarafından itiraz edildiği mahkememizin 2014/1695 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali edildiği ve takibin devamına karar verildiği ve böylelikle davacının bu davalıya borcunun maddi hukuk anlamında da sabit olduğu, dolayısıyla tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi kök ve ek heyet raporları, taraflar arasındaki mutabakat metni, keşif, teklif ve akdedilen sözleşmeler doğrultusunda davacının iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 21.05.2019 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; birim fiyatın suit başına mı, metre tül başına verildiğinin net olarak açıklanmadığını, haksız zenginleşmeyi önlemek için piyasa rayiç fiyatlarının araştırılarak çözümlenmesi gerektiğini, davalıların suit başına değil metre tül başına belirlendiğini savunduğunu, sözleşmeye ilişkin 13 hak ediş düzenlenerek taraflarca imza altına alındığını, parasal karşılıklarının ödendiğini, 8 nolu hak edişten itibaren ödemelerin avans niteliğinde yapılıp işverence imzalanmadığını, dava konusu ferfoje işlerinin 8 nolu hak edişten sonraki dönemi kapsadığını, hak edişlerin düzenlenerek işverenin bunu kabul ettiğini, ihtirazi kayıt koymadan ödeme yapıldığı iddialarının doğru olmadığını, davalı tarafın gerçek hak ediş olan 57.775,80 TL yerine 24 kat fazlası olan 1.347.620,54 TL tahsilat yapıldığını, yapılan işin metre tül bazında 962,93 TL olduğunu, iddia etmenin vicdani izahattan uzak olduğunu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, yeni bir heyet oluşturularak ferfoje korkuluklar ile balkan korkuluklarının tümünün metrajının 1399,50 metre tül olduğu kabul edilerek işin yapıldığı, 2011 yılı piyasa rayiçlerine göre bedelinin ne olduğu, 962,93 TL baz değerinin piyasa rayiç bedelleri dikkate alınarak metre tül başına birim değeri mi villa başına birim değeri mi olduğunun net şekilde belirlenmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
YANIT:
Davalı … A.Ş. avukatı tarafından verilen istinafa yanıt dilekçesinde özetle, İDM’nin davanın reddine ilişkin kararının yerinde olduğunu, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. avukatı tarafından verilen istinafa yanıt dilekçesinde özetle,
İDM’nin davanın reddine ilişkin kararının yerinde olduğunu, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık davacıya ait taşınmaz üzerinde otel inşaatına ilişkin olarak, davalı … A.Ş. arasında eser sözleşmesi diğer davalıyla da bu işin yapılması ile ilgili, hizmet sözleşmesi imzalanmasına rağmen anılan sözleşmeler kapsamında, imal edilecek suit daireler başına bedel ile demir korkuluk işleri bedelinin sözleşmeye aykırı olarak fazladan hesaplanıp hesaplanmadığı, hesaplanmış ise, fazladan davalı … A.Ş.’ye imalat bedeli, diğer davalıya da buna göre hizmet bedelinin fazladan ödenip ödenmediği, ödenmiş ise tutarların istirdatının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Davacı ile davalılardan … A.Ş. arasında … ili … ilçesi … ada 2 nolu parsel ile … ada 2 nolu parsellerde planlanan işlerin yapımı için 01/12/2011 tarihli sözleşme ile yapılan işin koordinasyon ve organizasyonunu üstlendiği, davalı … A.Ş. davacıdan aldığı yetki ile davalı yüklenici … A.Ş. arasında da anılı parsellerdeki taşınmazların inşaat işleri için 11/03/2013 tarihli inşaat (eser) sözleşmesi imzalandığı, 11/03/2013 tarihli inşaat sözleşmesinde inşaat sırasında yapımına gerek duyulan iş kalemleri için kontrollüğün izni alındıktan sonra yeni birim fiyat yapılacağının kararlaştırıldığı, buradan anlaşılan yapılacak işlerin teklif birim fiyatının işin kontrolörünün onay verdiği piyasa malzeme artı işçilik bedeli üzerine % 12,5 kar ilavesiyle bulunacak fiyat üzerinden yapılacağının kararlaştırıldığı, teklif cetvelinin incelenmesinde her bir imalat kalemi için konut tiplerine göre imalat miktarlarını, birim metre/tül olarak yan yana yazarak ve akabinde birim teklif fiyatını vererek o imalatın iş tutarının belirlendiği, dolayısıyla burada belirlenen birim fiyatın metre/tül olarak belirlendiği, her bir konut tipine göre ayrı metre/tül fiyatının verilmesinin birim fiyatının konut başına birim fiyatı şeklinde algılanmaması gerektiği, ferforje imalatına ilişkin keşif özetinde birim fiyatının metre/tül olarak görüldüğü, bununla ilgili verilen teklif mektubunda da birim sütununda metre/tül olarak yer aldığı, bu sözleşme eki keşif özetinde her iki tarafın imzasının bulunduğu, öte yandan; taraflar arasında imzalanan 02/02/2015 tarihli mutabakat mektubu başlıklı belge ile davacı şirketin 31/12/2014 tarihi itibari ile davalı … A.Ş.’ye cari hesap bakiyesinin 1.833.633,00 TL olduğu, yapılan icra takibi sonrasında taraflar arasında imzalanan 21/09/2015 tarihli protokol ile davacının 1.036.430,72 TL borcunun olduğu hususunda mutabık kalındığı, hakediş belgeleri ve tespit edilmiş olan fiyatlar üzerinden düzenlenen faturaların davacı şirket tarafından herhangi bir itiraz ileri sürülmeksizin ödendiği, taraflar arasındaki sözleşmelere göre yapılacak ferforje işleminin bedellerini gösteren tablolarda da birim fiyatının açıkça metretül yazdığı ve kararlaştırıldığı, hesaplamaların da metretül üzerinden yapıldığı, davacının bu imalat bedellerinin dubleks adedine göre belirlemesi gerektiği hususundaki iddiasının yerinde olmadığı, tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi kök ve ek heyet raporları, taraflar arasındaki mutabakat metni, keşif, teklif ve akdedilen sözleşmeler doğrultusunda sabit olup davacının iddiasını yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine ilişkin İDM kararının dairemizce usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.03.2019 tarih ve 2016/943 Esas 2019/444 Karar sayılı kararına karşı davacı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan toplam 44,40 TL harcın mahsubu ile kalan 14,90 TL harç bedelinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/(1) maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 16.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.