Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/692 E. 2023/833 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/692
KARAR NO : 2023/833
KARAR TARİHİ : 25/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2016
NUMARASI : 2016/429 2016/698
DAVANIN KONUSU : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/03/2016
DAİRE KARAR TARİHİ : 25/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2016 tarih ve 2016/429 Esas, 2016/698 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin istenilmesi üzerine, Dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM;
Davacı, kendisinin davalı şirketle imzaladığı elektrik abonelik sözleşmesi ile davalıdan elektrik satın aldığını, davalının normal tüketim bedeli yanında kayıp-kaçak vs. adlar altında tahakkukları da faturaya yansıtarak kendisinden tahsil ettiğini, normal tüketim bedeli dışında bir bedelin kendisinden tahsil edilmesinin sözleşmeye ve yasal mevzuata aykırı olduğunu, bu aykırılığın mahkeme kararlarıyla da belirlendiğini, davalının haksız olarak tahsil ettiği bu bedelleri iade etmesi gerektiğini belirterek, haksız olarak kesilen toplam 1.000 TL nin (fazla ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ) dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı tarafından iadesine ve ayrıca faturalarda yer alan alacak kalemlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı yapılan kesintilerin mevzuata ve … kararlarına uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince, 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı yasada yapılan değişiklikler gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN:
Davacı istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı mahkeme kararının yasal mevzuata ve yerleşik mahkeme kararlarına aykırı olduğunu,
Dava tarihi itibarıyla dava açmakta haklı olup dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yasa uyarınca haksız duruma düştüğünü, bu sebepten davanın reddine değil 6719 sayılı yasa gereği karar verilmesine yer olmadığı karar verilmesi gerektiğini, ayrıca hakkında vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu,
Davanın açıldığı tarih itibarı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E. 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin kararları ile ‘’ Anayasa’nın Vergi ödevi Başlıklı 73.maddesindeki ‘’… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…’’ şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının … Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde … tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin …’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, … kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı açık olup davayı açtığı tarihteki güncel hukuki düzenlemelere göre dava yoluyla hakkını araması, sonradan gelecek kanun hükümlerini bilmesinin mümkün olmadığından hayatın olağan akışına uygun olduğunu,
Davanın açıldığı tarihte taleplerindeki haklılığı ve değişen hükümler hususunda herhangi bir etkisinin olmadığı gözetilerek, davanın reddi yerine 6719 sayılı yasa yürürlüğe girmiş olmakla birlikte davanın konusu kalmadığından açılmış bulunan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi ve vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı taraf uhdesinde bırakılması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, kayıp kaçak bedeli tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı şirketten kayıp kaçak bedeli tahsilinin haklı olup olmadığının tespitinden kaynaklanmaktadır.
Davacı ile davalılar arasında elektrik tüketimine ilişkin abonelik sözleşmesinin bulunduğu, davalının normal tüketim bedelinin yanısıra davaya konu kayıp-kaçak v.s bedeller adı altında bir takım miktarları da davacı adına düzenlenen faturaya eklediği ve bu bedellerin davacıdan tahsil edildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Çözülmesi gereken öncelikli sorun davacıdan tahsil edilen bu bedelleri davacının talep edip edemeyeceği hususudur. Bu konuda daha önce açılan ve Yargıtay denetiminden geçen dava dosyalarında verilen mahkeme kararlarında, elektrik dağıtım şirketi tarafından tahsil edilen bu bedellerin sözleşmeye ve yasal mevzuata aykırı olduğu kabul edilerek bu bedellerin davacıya iadesine karar verildiği bilinen bir husustur. Dolayısıyla davacının dava açıldığı tarihte dava açmakta haklı olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır. Asıl ihtilaf 6719 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra davacının kendisinden kesilen bu miktarları davalıdan tahsil edip edemeyeceği sorunudur. 17.06.2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile 6446 sayılı yasanın 17,19 ve 20.maddeleri değiştirilerek davaya konu kesintiler hakkında dava açılamayacağı belirtilmiş, açılan davalarda denetimin sadece yapılan kesintilerin … karar ve ilkelerine uygun olup olmayacağı ile sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. 6719 sayılı yasanın 21. maddesi ile 6446 sayılı yasanın değiştirilen 17,19 ve 20.maddelerinin Anayasaya aykırı olduğundan bahisle Mahkemelerce, Anayasa Mahkemesine itiraz yoluna başvurulup TBMM üyeleri tarafından iptal davası açılmış ise de Anayasa Mahkemesi’nin 15.02.2018 tarih 30333 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 28.12.2017 gün, 2016/150 Esas, 2017/179 Karar sayılı kararı ile sadece açılan davalarda denetimin, yapılan kesintilerin … karar ve ilkelerine uygun olup olmayacağı ile sınırlı olduğuna dair hükmün iptaline karar verildiği, diğer kanun maddelerine ilişkin itiraz ve iptal taleplerinin reddedildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla elektrik abonelerinden kayıp kaçak v.s adlar altında tahsil edilen bedellerin iadesi hususunda dava açılamayacağına dair kanun hükmünün halen yürürlükte olduğu ve bu kanun hükmü uyarınca değinilen hususlarda dava açılamayacağının kabulü gerekir.
Anayasa Mahkemesince mahkeme denetiminin sınırlandırılmasına ilişkin kanun hükmü iptal edilmiş olup bu durumda aboneden yapılan kesintilerin sözleşmeye ve yasal mevzuata uygun olup olmadığının incelenmesi gerekmekte ise de 6446 sayılı yasanın ilgili hükümleri uyarınca yapılan kesinti haksız olsa dahi dava açılamayacağı anlaşıldığından bu hususta inceleme yapılması olanağı bulunmamaktadır. Bu itibarla yapılan kesinti, …’nın tarifelerine ilke ve kararlarına uygun bulunduğu müddetçe kesintilerin dava yoluyla istenmesi olanağı yoktur.
6719 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden önce ve sonra açılan davalarda, yapılan kesintinin …’nın ilke ve kararlarına uygun olması halinde abonenin kesintilerin iadesi istemiyle dava açma hak ve yetkisinin bulunmadığının kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkemece yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile davacıdan yapılan kesintilerin …’nın düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, …’nın belirlediği oran ve miktarların dışında kesinti yapılmadığı saptanmıştır. Bu nedenle davacının yukarıda anlatılan yasal düzenlemeler karşısında kendisinden yapılan kesintileri talep edemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Davanın açılmasından sonra 6719 sayılı yasa yürürlüğe girmiş olmakla; davanın konusu kalmadığından açılmış bulunan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm verilmesi gerekmiştir.
Davacı taraf, dava açıldığı tarihteki mevzuat Yargıtay Genel Kurul kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin içtihatları gereği dava açmakta haklı bulunduğundan dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamıştır.
Davacı taraf, dava açtığı tarihte dava açmakta haklı olup dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yasa uyarınca haksız duruma düştüğünden lehine maktu vekalet ücreti verilmesi gerekmiş, davalı lehine vekalet ücreti verilmemesi cihetine gidilmiştir.
Yukarıda açıklanan hususlar gözetildiğinde davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine maktu vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/11/2016 tarih, 2016/429 Esas, 2016/698 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b/2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davada 6719 Sayılı Yasa gereği KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar harcından davacı tarafından yatırılan 29,20 TL’nin mahsubu ile kalan 150,70 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 1.000 TL maktu vekalet ücretinin yasal değişiklik gözönüne alınarak davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmesine karşın yasal değişiklik gözönüne alınarak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından karşılanan toplam 144,50 TL mahkeme masraflarının yasal değişiklik gözönüne alınarak davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından karşılanan mahkeme masrafları bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansının yatırına talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
8-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
9-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından karşılanan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 27,00 TL tebligat gideri olmak üzere 247,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İlişkin, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere 25/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.