Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1925 E. 2023/1770 K. 13.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1925
KARAR NO : 2023/1770

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/176 D.İş
DAVA TARİHİ : 20/07/2023
DEĞİŞİK İŞ K. TARİHİ : 21/07/2023
ARA KARAR TARİHİ : 09/08/2023

DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
DAİRE KARAR TARİHİ : 13/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/10/2023

Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/07/2023 Tarih ve 2023/176 D.İş E. Sayılı ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.

İhtiyati tedbir kararına itiraz eden … A.Ş vekili 02/08/2023 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir talep edenin davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek durumunda olduğunu, bu ispatın talep eden tarafça yerine getirilmediğini, talep eden taraf ile hakkında tahakkuk ettirilen kaçak elektrik faturası arasında hukuki ve fiili ilişkinin bulunduğunu, aksi yöndeki iddiaların ise ispata muhtaç olduğunu, kaçak kullanım tespit tutanağının aksi inandırıcı delillerle kanıtlanmadığı sürece sözü edilen belgeye (kaçak tespit tutanağı) göre hüküm kurulması gerektiğini, bu durumun aksinin karşı tarafça ispatlanamadığını, konuya ilişkin İzmir BAM 13 HD.’nin 12.05.2022 tarihli, 2022/963 Esas ve 2022/596 Karar sayılı ilamı ile İzmir BAM 13. Hukuk Dairesinin 13.10.2022 tarihli 2022/1968 Esas ve 2022/1225 Karar sayılı ilamında verilen kararların bu yönde olduğunu, tedbire konu faturanın tahakkukunun 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve İkincil Mevzuatları doğrultusunda bir silsile halinde mevzuata uygun olarak yapıldığını, somut olayda müvekkili şirket ekipleri tarafından yapılan mutad incelemeler esnasında, 14.07.2023 tarihinde davacıya ait … tesisat numaralı abonelikte yapılan kontrolde “ölçü hücresindeki akım klemenslerinin plastik kapağın arasından köprülenerek sayacın eksik değer kaydetmesinin sağlandığı” tespit edildiğini, bu hususun video kayıtları ile sabit olduğunu, akabinde elektrik tespit tutanağının düzenlendiğini, kaçak kullanım tespit tutanağının aksi inandırıcı delillerle kanıtlanmadığı sürece sözü edilen belgeye (kaçak tespit tutanağı) göre hüküm kurulması gerektiğini, bu durumun aksinin karşı tarafça ispatlanamadığını, ayrıca dava değerinin 31.671.759,23 TL olduğu gözetildiğinde, talep değerinin %15’i oranında teminat yatırılması karşılığında tedbir kararı verilmesinin hakkaniyetli olmadığını, müvekkili şirket açısından telafisi güç zararlar doğurduğunu, hukuk dava yargılaması sonucunda ortaya çıkacak haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken itiraza konu değişik iş kararı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin müvekkili şirket üzerine bırakılmasının da haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek hukuka ve hakkaniyete aykırı ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin talep eden taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 09/08/2023 Tarih ve 2023/176 D.İş Esas sayılı ara kararında özetle;”… İhtiyati tedbir talep edenin bir yıllık elektrik fatura kullanımına dair düzenlenen fatura içerikleri ve son bir yıllık ödemeler incelendiğinde talep edenin aylık kullanım oranının 500.000,00 TL bedele dahi ulaşamadığı ve son bir yıllık fatura bedelinin ödendiği, ödenmeyen borç kalmadığı gibi kaçak kullanım iddiasınında olmadığı, son endeksin 15 gün önce okunduğu ve 15 günlük elektrik kullanımı, son bir yıllık kullanım oranı nazara alındığında bir yıllık toplamının bile bu rakama ulaşamadığı, 31.671.759,23 TL tutarlı bir kullanımın dosyaya sunulan bilgi ve belgelerle kıyaslandığında hayatın olağan akışına aykırılık bulunduğu ve oluştuğu anlaşılmakla takdiren alacağın %15’i tutarında teminat yatırılması yahut aynı tutarda kesin ve koşulsuz teminat mektubunun mahkememize ibrazı kaydıyla talebin kabulüne karar verildiği, mahkememizce tedbir talebine konu faturanın elektrik tüketimine dayalı fatura olduğu değerlendirilmiş ise de,talebe konu faturanın kaçak kullanıma dayandığı, kaçak kullanım tespit tutanağının aksinin ve haklılığın yaklaşık olarak ispatlanamadığı, İhtiyati tedbir kararına itiraz eden … A.Ş vekilinin itirazında haklı olduğu anlaşılması…” ifadelerini içeren gerekçelerle; İhtiyati tedbire itirazın kabulü ile; mahkemenin 21/07/2023 tarihli 2023/176 D.İş Esas, 2023/175 D.İş Karar sayılı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına dair karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN:
Davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 17/08/2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; şirketin enerji kullanım oranlarının belirli olduğunu, 1 yıllık önceki enerji kullanım oranları mahkemeye sunulduğunu, Anılan faturanın neye istinaden ve hangi kullanıma istinaden bu miktarda düzenlendiği anlaşılamadığını, Böyle bir fatura bedelinin kullanılmasının ve de ödenmesinin mümkün olmadığını, davalı yanın iddiasına göre kaçak elektrik kullanıldığı ve bu nedenle kaçak elektrik faturası düzenlendiği iddia edilmiş ise de bu hususun doğru olmadığını, kapsamlı bir bilirkişi incelemesine ihtiyaç duyulduğunu, anlatıldığı şekilde hiçbir suretle sayaca müdahale olmadığını, tedbir dosyasına sunulacağı belirtilen CD sunulmadığından , bu CD görüntülerini inceleyip beyanda bulunma şanslarının da engellendiğini, tedbir duruşmasından sonra alınan CD kayıtları taraflarınca incelendiğinde net görüntünün olmadığı , iddia edildiği şekilde sayaca müdahaleye ilişkin görüntülerin olmadığı , kim olduğu belli olmayan kişilerce bir takım dayanaksız yorumlar yapıldığı , tüm bu durumların ötesinde görüntülerin davacı şirkete ait olup olmadığının belli olmadığı, görüntülerin delil niteliğinde bulunmadığının anlaşıldığını, tedbir dosyasında mahkemenin takdir ettiği teminat dosyaya yatırılmış olup esasen kurumun herhangi bir kaybı oluşmayacak olmasına rağmen kaldırma kararı verilmesi olmadığının belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE
Dava değişik iş yoluyla açılan ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İstinaf konusu istem ihtiyati tedbir kararına itiraz sonucu verilen 09/08/2023 Tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin ara kararının istinafen incelenmesi istemine dairdir.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkın iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Somut olayda; davacı şirket vekili davalı kurum tarafından düzenlenen faturanın ödenmesinin tedbiren durdurulması isteminde bulunmuş Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi 21/07/2023 Tarihli değişik iş kararı ile %15 teminat karşılığında ihtiyati tedbir isteminin kabulüne ve faturanın ödemesinin durdurulmasına dair karar vermiştir.
Karara karşı taraf vekilince itiraz edilmiş ve Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi duruşmalı inceleme sonunda 09/08/2023 Tarihli ara kararı ile tedbire itirazın kabulüne ve 21/07/2023 Tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar vermiştir. Gerekçe olarak da talebe konu faturanın elektrik tüketimine dayalı fatura olduğu düşünülmüş ise de; faturanın kaçak kullanıma dayandığı ve yaklaşık haklılığın ispatlanmadığı belirtilmiştir.
İsteme konu ihtilaf yargılamayı gerektirdiği gibi kaçak kullanım iddiası söz konusudur. Düzenlenen kaçak tespit tutanağı mevcuttur. Bu durumda talep eden şirket vekilinin yaklaşık haklılığını ispatladığından bahsetmek mümkün değildir. Bu nedenle talep eden vekilinin istinaf istemi haksız nitelikte görülmekle istinaf isteminin HMK 353(1)-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/08/2023 Tarih ve 2023/176 D. İş Esas sayılı ara kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353(1)-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan maktu harç yeterli olduğundan yeniden harç tahsiline yer olmadığına,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 258/3 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/(1)-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 13/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.