Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1708 E. 2023/1631 K. 02.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1708
KARAR NO : 2023/1631
KARAR TARİHİ : 02/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2023
NUMARASI : 2023/301- 2023/274

DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2023
DAİRE KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2023

Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/04/2023 tarih ve 2023/301 Karar sayılı ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin istenilmesi üzerine, Dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM; Davacının, davalı şirkete 2019 yılında 20.820 kg pamuk teslim ettiğini, borçlu-davalı şirketin pamukları kendisine iade etmediği ve borcunu da ödemediğini ve konkordato talebinde bulunduğunu, bu süreçte alınan tedbirler nedeniyle davalı şirkete dava açamadığını, icra takibinde bulunamadığını, bu süreçte davalı şirketin malvarlığının arttığını, kısmı bir ödeme yaptığını ancak bu alacaklarını karşılamadığını beyan ederek davanın kabulü ile alacaklarının tahsiline ve davalının adına kayıtlı taşınır, taşınmaz ve banka hesapları üzerine teminatsız ve dava değeri kadar ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 14/04/2023 Tarih ve 2023/301 Esas sayılı ara kararında özetle;”.. dava dilekçesi ve eklerinin ihtiyati haciz kararı verilmesi için gerekli olan yaklaşık ispat ölçüsü sağlayacak nitelikte olmadığı anlaşıldığından ihtiyati haciz talebinin reddine, ” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN:
Davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde;
-Yöredeki pamuk satışına ilişkin ticari örfün nasıl olduğu ilgili kurumlara sorulmadığını,
-Davalı şirketin mal kaçırma amacı olup bu husus kesinleşmiş mahkme kararı ile de sabitken buna rağmen ihtiyati haciz kararı verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu,
-Alacaklı olduklarını gösterir deliller; Dava dilekçesi ekinde sunulan müstahsil makbuzlarında davalı şirkete pamuk teslim edildiği , Dosyada mevcut Rekabet Kurulu kararında da pamuk satışına ilişkin ticari örf ve adet açıklanmış, Yöredeki ticari örf( Söke Ziraat Odası, Söke Ticaret Odasından, Söke İlçe Tarım, İzmir Ticaret Borsasına sorulması ile de sabittir.) bu deliller ile alacaklı olduğu sabit iken yaklaşık ispat ölçütü gerçekleşmediği gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddi hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, alacak davasıdır.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda, davacı vekili davacının çiftçi olduğunu, davalı şirkete 20.040 kg pamuk teslim ettiğini, yörede pamuk satışında emanet usulünün uygulandığını, pamukların tesliminin yapıldığını, davalı şirketin ödeme yapmadığını, Söke 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/211 Karar sayılı dosyasında davalı şirket hakkında konkordato davasının görüldüğünü, konkordato projesine aykırı davranılması sebebi ile konkordato talebinin reddedildiğini belirterek 20.040 kg pamuk ürünün fiili ödeme gününe en yakın tarihte İzmir Ticaret Borsasında muamele gören en yüksek son işlem bedeli üzerinden hesaplanacak bakiye net tutarın davacıya ödenmesini (24.11.2022 tarihinde yapılan 57.000 TL’lik kısmi ödeme düşülerek) ayrıca avalı şirketin taşınır taşınmaz mallarına banka hesaplarına ihtiyati haciz konmasını talep etmiştir.
Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi 14/04/2023 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir. Yaklaşık ispat ölçüsü sağlayacak nitelikte delillerin sunulmadığı, ayrıca alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçe olarak belirtilmiştir. Ancak ilk derece mahkemesi aynı tarihte görevsizlik kararı vererek dosyanın Aydın Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Davacı vekili ihtiyati haciz şartlarının mevcut olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Söz konusu istinaf ara kararı yönündendir. Davacı vekili yaklaşık ispatın mevcut olduğunu ,davalı şirketin mal kaçırma amacının olduğunu öne sürerek 14/04/2023 tarihli ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati haciz konusundaki incelemenin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerekir. Davacı taraf çiftçidir. Dosyada davacının tacir olup olmadığı ile ilgili gerekli araştırmalar yapılarak davada asliye hukuk mahkemesi mi yoksa asliye ticaret mahkemesi mi görevli olduğu hususlarının netleştirilmesi, akabinde görevli mahkeme belirlendikten sonra ,görevli mahkeme tarafından ihtiyati haciz işleminin değerlendirilmesi gerekir. Nitekim asliye ticaret mahkemesi tarafından da akabinde görevsizlik kararı verilmiştir. Görev hususu netleşmeden ve görevsizlik kararı kesinleşmeden , ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz işleminin değerlendirilmesi hatalı olarak görüldüğünden davacı vekilinin istinaf isteminin bu aşamadan esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile 14/04/2023 tarihli ara kararının HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ esasa ilişkin diğer hususlar incelenmeksizin ile Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/04/2023 tarih ve 2023/301 Esas sayılı ara kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, belirtilen eksiklikler giderilerek hasıl olacak sonuca uygun yeni bir karar verilmek üzere dosyanın İADESİNE,
2-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde 02/10/2023 tarihinde, oy birliği ile kesin olarak karar verildi.