Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1446 E. 2023/1287 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1446
KARAR NO : 2023/1287
KARAR TARİHİ : 12/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/387
DAVA TARİHİ :17/04/2023
KARAR TARİHİ :24/05/2023
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAİRE KARAR TARİHİ :12/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :12/07/2023

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/387 Esas sayılı dosyasından verilen 24/05/2023 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.

İSTEM:
Tedbir talep eden, dava dilekçesinde özetle; … “… Mahallesi … Bulvarı No:… …/…” adresinde faaliyet gösteren iş yerinde … nolu elektrik tesisatın … ticarethane abonesi sıfatını taşıdığını, davalı elektrik dağıtım şirketi tarafından; 154773 no’lu ve 6.326,57-TL bedelli, 159834 no’lu ve 7.566,64 -TL bedelli, 167241 no’lu ve 9.243,73-TL ile … no’lu ve 6.364,98–TL bedelli faturaların düzenlendiğini, ancak davalı elektrik dağıtım şirketi tarafından tahakkuk edilen iş bu faturalara ilişkin bedel fahiş derecede yüksek olmakla talep edenin gerçek kullanım bedelini yansıtmadığını, talep edenin aboneliğinin olduğu işyerinin 2 oda ve 1 holden oluştuğunu, iş yeri içerisinde enerji kullanan sadece 2 adet bilgisayar, 2 adet klima ve buzdolabının mevcut olduğunu, talep edenin bu denli yüksek fatura tahakkuk edilecek elektrik tüketiminin bulunmadığını, itiraza konu faturalardan önce, 27/11/2022 tarihinde 1.341-TL, 29/10/2022 tarihinde 533,00-TL ve yine 29/09/2022 tarihinde1.045,00-TLtutarında faturalar düzenlendiğini, talep edenin enerji kullanımında hiçbir değişiklik olmamışken faturaların katlanarak 8 – 9 kat artmasının hayatın olağan akışına aykırı olmakla enerji ölçüm aracındaki teknik bir arıza veya hata olabileceğini düşünmekte olduklarını, ayrıca davalı şirket tarafından talep edenin enerjisinin 31/03/2023 tarihinde haksız ve hukuka aykırı olarak kesildiğini, talep edenin elektrik enerjisinin kesilmiş olması nedeniyle iş yerinin iş göremez hale geldiğini ve talep edenin yaptığı işin ehemmiyeti ve sorumluluğu göz önüne alındığında büyük mağduriyet yaşadığını, bu nedenlerle davalı şirket tarafından düzenlenen düzenlenen 154773 no’lu ve 6.326,57-TL bedelli, 159834 no’lu ve 7.566,64-TL bedelli, 167241 no’lu ve 9.243,73-TL ile … no’lu ve 6.364,98-TL bedelli faturalarda tahakkuk ettirilen toplam 29.501,92 TL tutarındaki haksız ve hukuka aykırı faturalardan dolayı borçlu olmadıklarının tespit edilmesi, uzman bilirkişi marifetiyle davalı şirkete ait enerji ölçüm aracında teknik hata olup olmadığı gözetilerek ve talep edenin aboneliği incelenerek gerçek tüketilen enerji miktarının belirlenmesini talep etme gereğinin hasıl olduğunu, öncelikle haksız ve hukuka aykırı olarak enerjisi kesilen talep edenin dava süreci boyunca yaşayacağı mağduriyetinin önlenmesi için söz konusu aboneliğe bağlı elektriğin açılması için ihtiyati tedbir uygulanmasına, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

İhtiyati tedbire itiraz eden vekili 25/04/2023 tarihli dilekçesi ile; ihtiyati tedbirin karşı tarafın tasarruf hakkını sınırlandıran bir koruma olduğundan yalnızca bir talep üzerine yerine getirilecek bir koruma olmadığını, ihtiyati tedbir kanun yolunun kullanımı yasada açık olarak düzenlendiğini, anılan hükme göre tedbir talep eden taraf davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu, davacı tarafından beyanları dışında davanın esası yönünden iddiasını ispat edici nitelikte herhangi bir belge, bulgu veyahut başkaca bir delil sunulmamış olup ihtiyati tedbir talebinin kabulü ara kararından rücu edilmesi gerektiğini, davacı tarafın hukuka aykırı eylem ile kaçak elektrik kullanması sebebiyle faturalandırma yapıldığını, Medeni Kanun’un 2. Maddesi gereği kaçak ve usulsüz elektrik kullanan davacının iyiniyetli olduğundan bahsedilemeyeceği gibi, Sayın Mahkemece hukuki himaye görmesinin de bu yönde elektrik hırsızlığı suçuna ilişkin olaylara emsal oluşturabilecek nitelikte olduğunu, mahkemenin elektriğin kesilmemesi yönünde verdiği ihtiyati tedbir talebinin kabulünün asıl davada beklenen amacın elde edilmesine yol açacak nitelikte olup işbu sebeple tedbirin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme tarafından her ne kadar 10.000-TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı konulmasına karar vermişse de teminat yatırması için davacı tarafa herhangi bir süre vermediğini, tüm itirazları saklı kalmak kaydıyla; mahkeme aksi kanaatte olup tedbir talebinin kabulüne karar verecek ise, aleyhine tedbir alınan ihtiyati tedbire itiraz eden şirketin muhtemel zararları da göz önünde bulundurulduğunda belirlenen teminat miktarının yeterli olmadığını, tedbir mahiyeti itibariyle davacının haksız zenginleşmesinin artmasına sebebiyet verecek olup bu tedbir davanın esasını çözebilecek bir tedbir olduğundan itirazlarının kabulü ile talepleri doğrultusunda tedbir talebinin kabulü kararının kaldırılmasına, tedbir kararının devamına yönelik karar verilmesi durumunda belirlenen teminat miktarının artırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince, “… ihtiyati tedbir talep edenin, … Mahallesi … Bulvarı No: … … … adresinde işyerinin bulunduğu, davalı elektrik dağıtım şirketi tarafından farklı tarihlerde değişik miktarlarda faturaların düzenlendiğini, faturaların fahiş fiyat olduğunu, enerji kesintisi yapılan adresin davacının işyeri olduğunu, elektrikli cihazların mevcut olduğunu, kesilen enerji nedeni ile davacının mağduriyetinin oluşacağı gerekçesi ile, elektriğin yeniden açılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini dava ve talep ettiği, işyeri niteliğindeki taşınmaza, elektrik aboneliğinin sağlanması ve elektriğinin bağlanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde talep edenin mağduriyeti oluşabileceği, tedbirin verilmemesi halinde, dava konusu edilen yerdeki işyerinin çalışamayacak hale gelebileceği, tedbir ile davalının herhangi bir zararının meydana gelmeyeceği, davacının kullandığı elektiriğin fatura edilerek yine davacıdan tahsil edilebileceği, her iki tarafında hak ve menfaati dikkate alındığında…” ifadelerini içeren gerekçelerle Mahkemelerinin 17/04/2023 tarihli ara kararına yapılan itirazın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN:
Davalı vekili yasal süresi içinde istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbire itiraz eden vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbire itiraz eden şirket yetkililerince aksi ispat olunana dek delil niteliğini haiz tespit tutanağı ile kaçak elektrik tüketimi gerçekleştirdiği belgelendirilen ve kaçak elektrik tüketimine ilişkin itirazları mesnetsiz olmaktan öteye geçemediğini, karşı yanın ilgili hükümde geçen haklılığın yaklaşık ispatı derecesini sağlayabilmiş olduğu düşüncesinin kabulünün mümkün olmadığını, dosya içerisinde bulunan ayar raporu ile kaçak elektrik tutanağında davacı tarafın kaçak elektrik kullandığı tespit edildiğini, kaçak tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğunu, itirazlarının kabulüne ve davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin kurulan kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dava; elektrik fatura bedellerine dayalı menfi tespit davası, istem ise ihtiyati tedbir ara kararına karşı yapılan itirazın reddine dair ara kararının istinafen incelenmesidir.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkın iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Somut olayda davacı vekili; davacının … sayılı ticarethane abonesi olduğunu; davalı şirket tarafından 6.326,57 TL, 7.566,64 TL, 9.243,73 TL ve 6.364,98 TL bedelli faturaların düzenlendiğini, fatura bedellerinin fahiş olduğunu, elektrik enerjisinin 31.03.2023 de kesildiğini belirterek; faturalardan ötürü borçlu olmadıklarının tespiti için menfi tespit davası açarak; elektriğin açılması için ihtiyati tedbir isteminde bulunmuş; İDM 17.04.2023 tarihli ara karar ile 10.000 TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir isteminin kabulüne karar vermiş, davalı vekili ihtiyati tedbir ara kararına itiraz etmiş; İDM 24.05.2023 tarihli duruşmalı inceleme sonucu verdiği ara karar ile itirazın reddine dair ara kararı vermiş ve bu ara kararına karşı davalı şirket vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dava konusu ihtilaf yargılamayı gerektirmekte olduğu gibi; davacı taraf aboneliği kullandığını da kabul etmektedir. Fahiş fatura kullanımının söz konusu olup olmadığı bilirkişi raporu ile belirlenecektir. Üstelik bir ticarethane için ticarethanenin mahvına sebep olabilecek çok yüksek sayılabilecek bedeller de söz konusu değildir. Davanın sonucunda elde edilmesi ihtimali olan bir sonucu ihtiyati tedbir yoluyla vermek HMK 389. Maddenin ruhuna aykırılık teşkil eder. Dosyada henüz bilirkişi incelemesi de yapılmamıştır. Davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353(1)-b-2 maddesi gereğince kabulü ile 17.04.2023 ve 24.05.2023 tarihli ek ara kararlarının ayrı ayrı kaldırılmalarına; ve davacının ihtiyati tedbir siteminin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur .
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/387 Esas sayılı dosyasından verilen 24/05/2023 tarihli ek ara karar ve 17.04.2023 tarihli ara kararlarının HMK 353 1-b-2 ayrı ayrı KALDIRILMASINA,
2- İhtiyati tedbir isteyen vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine,
3-İhtiyati tedbirin kaldırılması kararı ile ilgili gerekli işlemlerin İDM tarafından yerine getirilmesine
4-İstinaf talebinde bulunan ihtiyati tedbire itiraz eden vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
5-İstinaf talebinde bulunan ihtiyati tedbire itiraz eden vekili tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf başvuru harcı ile istinaf aşamasında karşılanan 96,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 588,50 TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 391/3 ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca, kesin olarak 12/07/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.