Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1204 E. 2023/1081 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1204
KARAR NO : 2023/1081
KARAR TARİHİ : 05/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/107
KARAR NO :2022/1015
DAVA TARİHİ :04/09/2019
KARAR TARİHİ :15/12/2022
DAVANIN KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)

BİRLEŞEN
İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2019/1114 E. 2020/204 K. SAYILI DOSYASI
DAVA TARİHİ :07/11/2019
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAİRE KARAR TARİHİ :05/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :05/06/2023

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/107 Esas, 2022/1015 Karar sayılı dosyasında verilen 15/12/2022 tarihli kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.

İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalı arasında 05.04.2019 tarihinde imzalanan sözleşme gereği davacılar tarafından yerine getirilmiş olmasına rağmen, davalı üzerine düşen sorumlulukları ihlal ederek, bir de kusuru davacılara isnat ederek sözleşmeyi haksız yere tek taraflı sonlandırma yoluna gittiğini, yapılacak yargılama ile hakimin sözleşmeye müdahalesi ve davalının sözleşmeye aykın davranışlarının tespiti, giderilmesi davasını açmak gereği hasıl olduğunu, taraflarca imza altına alınan sözleşme gereği bazı edimleri yüklendiklerini, davacılar davalıya danışmanlık vermek, yurt dışında şirket kuruluşuna aracılık etmek ve davalı tarafından üretilen makinaların Danimarka’ya ihracı konusunda bedeli karşılığında aracılık etmek üzerine 05.04.2019 tarihinde 1945 sayılı ticari bir sözleşme imzaladıklarını, sözleşme gereği davalılar tarafından yerine getirilmiş olup, davalı uzunca süre ihraç konusu edilecek imalat ve montaj işlemlerini kendişi yapmayı taahhüt ettiği sözleşme konusu makinaların kalite ve güvenlik belgeleri konusundaki sorunları gideremediklerini, işin sonraki tüm aşamaları gerekli kalite ve standarı belgelerinin geçerliliği, gerçekliği ve mevcudiyeti üzerine inşa edildiğini, bu belgelerin temini ve teslimi davalı şirket sorumluluğunda olup, defalarca bu konuda toplantılar yapıldığını, şirket kuruluşu konusunda da belge eksiklerini gidermeyen davalının asıl niyeti ilerleyen süreçlerde anlaşılabildiğini, davacıların kusuru sebebiyle sözleşme feshi değil, saklanan amaç davacının devre dışı bırakılması olduğunu belirterek sözleşmeye müdahale edilerek, davalı tarafından sözleşmenin tek taraflı ve haksız olarak feshedilmesi işleminin ortadan kaldırılmasına, davalının sözleşmeye aykırı davranışlarının mahkemece sözleşmeye müdahale edilerek tespitine, sözleşme konusu makinaların uygunluğunun ve makinaya bağlı kalite belgelerinin mevcudiyetinin, geçerliliğinin bir bilirkişi marifetiyle teknik değerlendirme yapmak suretiyle tespitine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, kusurlu davalı hakkında tazminat haklarımız saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket yetkilileri ile … başka bir proje için tanıştıktan sora şirketin yurt dışı hedefleri ile ilgili de aralarında görüşmeler olduğunu, …’nin Danimarka vatandaşı olan … adında bir ortağı olduğunu belirttiğini ve davacı şirkete Danimarka pazarına açılmakla ilgili yardımcı olabileceğini ilettiğini, Danimarka’ya satış hususunda davacı şirketten sürekli para talep ettiklerini, talep edilen parayı …’nin hesabına isteyen davalılara istedikleri ödemelerin gönderildiğini, davacı şirket ile davalılar arasında 05/04/2019 tarihli 1945 numaralı sözleşme imzalandığını, davalı tarafça yükümlülüklerini yerine getirilmemesi ihtimaline karşı ise davalılarca davacı şirketin toplamda 203.500,00 TL’nin davalı … hesabına gönderildiğini, davacı şirketin bu parayı davalı hesabına göndermiş olmasına rağmen davalıların imza edilen sözleşme nedeniyle gerçekleştirmekle yükümlü oldukları edimleri yerine getirmediklerini, davacı şirket ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, ayrıca davacı şirketle danışmanlık projesini yürütürken davacı şirketin rızası alınmadan Türkiye’deki aynı sektörde iş yapan hemen hemen tüm firmalarla bağlantıya geçip davacı şirkete özel kurulan bu projeyi diğer firmalarla da paylaşıp, bu firmalara proje tanıtımı için gönderdikleri maillerde de davacı şirketin ürünlerinin görsellerini, kullandıklarını öğrendiğini, sözleşmenin gereklerinin yerine getirilmemesi veya getirilmeyeceğinin de açıkça anlaşılması neticesinde Karşıyaka 5. Noterliği’nin 03.06.2019 tarih 17624 yev. Numaralı ihtarnamesi ile sözleşme feshedildiğini, ödenen tüm paraların iadesi istendiğini, arabuluculuk süreci başlatılmış ise de 15.10.2019 tarihinde arabuluculuk süreci sona erdiğini, davalı taraf ile anlaşmaya varılamadığını, davacı şirket tarafından 203.500,00TL ödeme yapılmasına rağmen; davalı yanca sözleşme edimlerinin neredeyse hiç yerine getirilmemesi, tarafımıza gerekli danışmanlık hizmetinin verilmemesi, 18. Madde gereği davacı şirket kuruluşuna ve projeye devam edip etmeyeceği ile ilgili karar vermek için yol gösterici niteliğinde olacak raporun hazırlanıp davacı şirkete sunulmaması nedenleriyle işbu davanın açılma zorunluluğu hasıl olduğunu, davanın kabulü ile davacının davalı tarafa gerek sözleşmesi öncesi gerek sözleşme ile birlikte yaptığı ödemelerin tespitini, 100.000,00 TL’nin sözleşmenin 18. maddesi ve senet gereği belirli ödeme günü olan 04.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini, sözleşme imzalanmadan önce davalı tarafa ödenen 103.500,00 TL’den -şimdilik- kısmi olarak 1.000,00TL’nin ihtarnamenin davalılara tebliğ tarihi olan 21.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi, “…Somut olayda, müzekkere cevaplarında da belirtildiği üzere davacının vergi mükellefiyetinin bulunmadığı, açıklanan gerekçeler dahilinde taraflar arasındaki ve davaya konu edilen alacağın tarihi itibariyle davacının tacir sıfatını haiz olmadığı ve ticari işletmesinin bulunmadığı ve bu sebeple uyuşmazlığın davacının ticari işletmesi ile ilgili de olmadığı, davanın nispi ticari dava olarak kabulü için her iki tarafın da tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirir mahiyette bulunması gerektiği, açıklanan gerekçeler dikkate alındığında mahkememizin görevli olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü noktasında görevli mahkemenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, dava şartlarının bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetileceği, dava şartı noksanlığını belirleyen hakimin davayı usulden reddetmekle yükümlü olduğu anlaşılmakla, usul ekonomisi ve yargılamanın süratle bitirilmesi ilkeleri nazara alınarak ve takdiren dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c. maddesi yollamasıyla 115/2. maddesi gereğince…” ifadelerini içeren gerekçelerle dava şartı yokluğu sebebiyle açılan davanın usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN:
Davacı vekili yasal süresi içinde istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verdiğini, ancak görevsiz mahkeme tarafından yargılama giderlerine hükmedilmediğini, mahkemenin yargılamama giderlerine hükmetmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmün kaldırılması gerektiğini, yargılama giderlerini ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dava; davalılar tarafından; davacı şirketin makinalarının satılmasına aracılık edecek şirketin kurulması sözleşmesinin; davalı şirketçe tek taraflı feshinin iptali ve sözleşmeye müdahale edilmesi davası; birleşen dava davalı o davada davacı olan şirketin; davacı birleşen dosya davalılarına karşı açtıkları alacak davasıdır. Davada önce asıl dava için ara buluculuk şartının yerine gelmemesi nedeniyle usulden reddi kararı verilmiş, istinaf üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin görev araştırmasının yapılmamış olduğu gerekçesiyle; İDM’nin verdiği ara kararı kaldırmış; Mahkeme bu defa gerekli araştırmaları yapmıştır. İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 15/12/2022 tarihli kararı ile her iki dosya için de görevsizlik kararı vererek yasal süre içinde istem halinde davaların Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş; karara karşı asıl davanın davacıları olan gerçek kişiler; görevsizlik kararında yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
Yapılan araştırmalara göre davacılar … ve … tacir değillerdir ve dava mutlak ticari dava değildir. Bu nedenle dava ve birleşen davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Görevsizlik kararında yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekmez. Görevsiz mahkemenin yargılama giderleri görevli mahkemede değerlendirilecektir. Karar kesinleştikten sonra; yasal süre içinde taraflar gönderme talebinde bulunmamışlar ise İDM tarafından ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına dair verilecek karar ile verilen yagılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilecektir.
Somut olayda ise mahkemenin karar başlığında birleşen dosyanın taraf sıfatları için ayrı bir başlık açılmaması hatalı olmakla birlikte; hüküm kısmında birleşen davadan da bahsedildiği için bu husus da kararın kaldırılması için sebep teşkil etmemektedir. Maddi hata niteliğindedir. Mahkeme tarafından düzeltilmesi mümkündür .
Gerçek kişi davacıların her iki dosya için yaptıkları istinaf isteminin HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatına ulaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve mahkeme hükmünün yasal unsurları taşıdığı, istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla davacı tarafından ileri sürülen istinaf itirazlarının HMK’nın 353/(1)-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/107 Esas, 2022/1015 Karar sayılı ve 2019/1114 Esas 2020/204 Karar sayılı birleşen dosyasında verilen 15/12/2022 tarihli kararlarının, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacının istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDLERİNE,
2-İstinaf talebinde bulunan davacı taraftan birleşen dosya için alınması gereken 179,90 TL’nin tahsili ile HAZİNE’ye irad kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından karşılanan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 391/3 ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca, kesin olarak 05/06/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.