Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/601 E. 2022/946 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/601
KARAR NO : 2022/946

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2021/609
KARAR NO : 2021/1148
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 31/01/2022
DAVA : Muarazanın Men’i ( Abon.Söz. Kaynaklanan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 08/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/07/2022

İSTEM: Davacı işletme kooperatifi, davalı … ile 01/12/2020 tarihinde Su ve Atık Su Abonelik Sözleşmesi imzalanarak 12373928 numaralı abonelik kaydının oluşturulduğunu, sözleşmenin hem kendisine ait arazide bulunan sondaj suyu hem de sözleşmenin 3.maddesinin son fıkrası gereği atık su abonelik sözleşmesi olduğunu, … tarafından sayaç bağlansa da kanalizasyon bağlantısının sağlanmadığını, yaptıkları başvuru üzerine 19/01/2021 tarihinde ancak vidanjör yoluyla hizmet verilebileceğinin söylendiğini, ret gerekçesi olarak …. tarafından kendilerine gönderilen 17/02/2020 tarih ve 89588399-230.99E.549439 sayılı yazının gösterildiğini, yazıda, Kooperatife ait arazi hakkında 5403 sayılı Toprak Kanunu 21. madde nedeniyle idari yaptırım uygulandığı, bu nedenle varsa altyapı hizmetlerinin iptal edilmesinin istenildiğinin belirtildiğini, ancak bu yazının … için bağlayıcı olmadığını kaldı ki sözleşmenin iptal edilmediğini belirterek imzalanan sözleşme gereği atıksu aboneliğinin kurulmasına ve kanalizasyon hizmetinin sağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı, dava konusu yere kanalizasyon bağlantısı yapılmama sebebinin …. ‘nün 17.02.2020 tarih ve 89588399-230.99- E.549439 sayılı yazısı olduğunu, bu yazı ile kooperatifin bulunduğu yerleşkenin 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine aykırı olarak tarım dışı amaçla kullanıldığının tespit edildiği ve bu nedenle 5403 sayılı Kanunun 21/a maddesi gereği idari yaptırım kararı uygulandığı belirtilerek varsa alt yapı hizmetinin iptal edilmesi gerektiğinin bildirildiğini akabinde daha önceden mevcut … adına kayıtlı 12252543 ve 112252545 nolu abone sayaçlarının 26.02.2020 tarihinde söküldüğünü, bu işlemden sonra idarelerince yapılan kontrolde; bölgede idarelerine ait kanalizasyon alt yapısı bulunmamasına ve idarelerine ait en yakın hattın yaklaşık 270 metre mesafede ve daha yüksek kotta bulunmasına rağmen motopomp sistemi ile kaçak yollarla uygun olmayan şekilde idarenin hattına bağlantı yapıldığının tespit edildiğini ayrıca davacı kooperatifin bulunduğu adreste artezyen vasıtasıyla kuyu suyu kullanıldığının tespit edildiğini,bunun üzerine üretilen atıksuyun bertarafı için 01.12.2020 tarihinde idarelerine başvuran … Kooperatifi yöneticisi … adına 01.12.2020 tarihinde 12373928 no’lu atıksu aboneliği tesis edildiğini,bu sözleşmede idarelerini dava konusu yere kanalizasyon hattı döşemeye zorlayan hiçbir hüküm bulunmadığını kaldı ki idari yaptırım kararına uymak ve uygulamak zorunda olduklarını belirterek haksız ve mesnetsizce açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince davanın ve tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davacı istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde, taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunu,bu nedenle davalı yanın sözleşmeyle üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına ve tedbir talebi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Açılan dava, davacı kooperatife ait … İli, … ilçesi, … Mahallesi, … ada …,…, …, …, …,… ve … numaralı parsellerde kain taşınmazlara ilişkin davalı… arasında imzalanan 01/12/2020 tarihli Su ve Atık Su Abonelik Sözleşmesi kapsamında tesis edilen 12373928 nolu abonelik nedeniyle sayacın bağlanmasına rağmen kanalizasyon bağlantısının sağlanmaması ve bu suretle davacı kooperatife kanalizasyon hizmetinin verilmemesi sebebiyle oluşan muarazanın giderilmesine ilişkindir.
Yazılan müzekkere cevaplarında:
… tarafından … İlçesi, … Mahallesi … ada …,…,…,…,…,… ve … no.lu parsellerde yapılan izinsiz faaliyetler nedeniyle 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamında işlem yapıldığı, …. tarafından …. Kooperatifi adına kayıtlı … Mahallesi … ada …, …, …,…, …, … ve … numaralı parseller hakkında …. nün 16.08.2019 tarih ve 67970180-230.04.02-E.2483050 sayılı yazısı ve yazı ekinde gönderilen Kaymakamlık Makamının 09.08.2019 tarih ve 67670180-230.04.02-E.2449619 sayılı Oluru ile adı geçen kooperatife uygulanan İdari Yaptırım Kararı ile 419.543,30-TL İdari Para Cezası verildiği, uygulanan İdari yaptırım kararı ve karar gereğince parsellerdeki yapıların yıkılarak parselin eski haline getirilmesi hususunun 03.09.2019 tarih ve 89588399-230.04.02-E.2627619 sayılı yazı ile tebliğ edildiği,
… Şube Müdürlüğüne yazılan 17.02.2020 tarih ve 89588399-230.99-E.549439 sayılı yazı ile 5403 sayılı Kanunun 21/a. maddesi gereğince İdari Yaptırım Kararı uygulanan ve 5403 sayılı Kanuna aykırı olarak yapıldığı tespit edildiğinden yıkılarak eski haline getirilmesi gereken parsellerdeki su aboneliklerinin iptal edilmesi ve sonucundan bilgi verilmesinin istenildiği,
…. Başkanlığından gelen 17.09.2020 tarih ve 50100 sayılı yazıda … adına kayıtlı abone sayaçlarının söküldüğü, su branşman hatlarının iptal edildiğinin belirtildiği,
Ayrıca …. Belediyesine 24.12.2019 tarih ve 89588399-230.99-E.3993327 sayılı yazı ve 08/03/2021 tarihli E-89588399-230.99-719980 sayılı yazılar yazılarak idari yaptırım kararı gereğince parsellerdeki yapıların yıkılmasının istendiğinden bahisle cevap verildiği görülmektedir.
Mahkemece; davacı kooperatife ait taşınmazlardaki su aboneliklerinin idari yaptırım kararı neticesinde iptal edildiği, bu nedenle işlemin hukuka uygun olduğu, izinsiz olarak inşa edildikleri tespit edilen ve haklarında idari yaptırım kararı alınması akabinde yıkılmasına karar verilen yapıların bulunduğu taşınmazlara ilişkin atık su aboneliğinin kurulması ve kanalizasyon hizmeti sağlanması talebinin yerinde olmadığı gibi herhangi bir gereğinin de bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı istinaf yasa yoluna başvurarak davalı kurumun 01.12.2020 tarihli sözleşmeyle bağlı olduğunu savunup kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada mevcut belge ve tutanaklar tarih sıralamasına göre incelendiğinde:
… adına 04/03/2019 tarihli 2 abone sözleşmesi bulunduğu (konut ab.) ve davacı kooperatifin bu aboneliğe verilen suyu kullanıyor olduğu,
İlçe Tarım Müdülüğünün 17/02/2020 tarihli yazısı nedeniyle 26/02/2020’de ,… adına olan abone sayaçları sökülerek içme suyu bağlantısının kesildiği,
25/09/2020 yapılan kontrolde kooperatifin, 270 m uzakta bulunan hatta kaçak yolla bağlantı yaptığının tespit edilmesi üzerine hattın sökülerek iptal edildiği,
19/11/2020 yapılan kontrolde kooperatifin artezyen vasıtasıyla kuyu suyu kullandığının tespit edilmesi üzerine Atık su aboneliği için başvuru yapılması gerektiği belirtilerek tutanak düzenlendiği,
01/12/2020’de kuyu suyunun kullanımıyla ortaya çıkan atık suyu bertaraf için davacı kooperatife ait 50 hane için yönetici … ile “su ve atıksu abonelik sözleşmesi” imzalanarak sayaç takıldığı anlaşılmaktadır.
Sözleşme imzalanmasına rağmen hat bağlantısı sağlanmaması üzerine ise … 19/01/2021 tarihli cevabi yazısıyla idari yaptırım kararını gerekçe göstererek ancak vidanjörle çekim hizmeti verilebileceğini bildirmiştir.
Her ne kadar davalı … cevap dilekçesinde, 01.12.2020 tarihli abonelik sözleşmesinde idarelerini dava konusu yere kanalizasyon hattı döşemeye zorlayan hiçbir hüküm bulunmadığını ileri sürmüşse de sözleşme içeriği ve 19/01/2021 tarihli kooperatife hitaben yazılan kurum yazısı gözetildiğinde bu savunmaya itibar edilemeyeceği açıktır.İdari yaptırım kararıyla bağlı olduklarına ilişkin savunmaya yönelik ise davalı kurumun statüsü gözetilerek değerlendirme yapılması gereklidir.
Davalı … 2560 sayılı Kanun’a göre faaliyetlerini özel hukuk hükümleri dahilinde yürüten ve TTK’nın 16/2. maddesi anlamında tacir sayılan tüzel kişidir. Diğer anlatım ile 2560 sayılı yasaya tabi olan …’ nun çalışmalarını özel hukuk kurallarına göre yapması ve TTK 16. maddesi karşısında tacir olduğu tartışmasızdır.Bu durumun doğal sonucu olarak davalı Kurum,imzalanan sözleşme hükümleriyle bağlı olacak ancak abonelik şartlarının ortadan kalktığının anlaşılması halinde aboneliği iptal yoluna gidebilecektir.
Basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümü de aslında objektif bir özen ölçüsü getirmekte ve tacirin işletmesiyle ilgili faaliyetlerinde kendi yetenek ve imkanlarına göre ondan beklenecek özeni değil aynı ticaret dalında faaliyet gösteren tedbirli, öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesi gerektiği yönündedir. Bu anlamda davalı kurumdan beklenen, basiretli bir tacir sıfatı ile mevcut idari yaptırım kararı nedeniyle 01/12/2020 tarihli abonelik sözleşmesini yapmamaktır ancak bu karara rağmen sözleşme yapmış olmakla kendini bağlamıştır. Matbu olan bu sözleşmede de mevcut özel hükümlere sığınarak ifadan kaçınması ise sözleşme hukukunun temel ilkeleri olan TMK.m.2’de yer alan iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gibi ahde vefa ilkesiyle de bağdaşmamaktadır. Kaldı ki sözleşmedeki özel hüküm sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıkan idari yaptırımlar halinde uygulanabilecek bir hükümdür. Nitekim davalının 26/02/2020 tarihinde içme suyu bağlantısını, 25/09/2020’de kanalizasyon hattını sökerek iptal etmesi 04/03/2019 tarihli önceki 2 adet abonelik sözleşmesinde mevcut özel hükümlerdeki düzenlemeden aldığı yetkiyledir. Bu nedenle ilk derece mahkeme kararındaki gerekçe mevzuat ve dosya kapsamıyla örtüşmemektedir. Zira yukarıda anlatıldığı gibi davalı … tacir sıfatıyla bakanlığın ya da valiliğin alt birimi olmayıp talimatlarına göre hareket etme zorunluluğu bulunmamaktadır; … imzaladığı sözleşme hükümlerine uygun hareket etmek zorundadır. Yine yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği gibi 19/11/2020 tarihinde yapılan kontrolde kooperatifin artezyen vasıtasıyla kuyu suyu kullandığının tespiti üzerine atık su abonesi olmaları için 30/11/2020 tarihine kadar kuruma müracatlarının istendiği aksi halde uygulanacak müeyyidenin belirtildiği aynı tarihli tutanak üzerine kooperatifin davaya konu 01/12/2020 tarihli “kuyu atık su konut”tipli abone sözleşmesini imzalaması, davalı …’nun davacı kooperatifi sözleşme yapma zorunda bırakmasından kaynaklıdır. Davacı kooperatif de açtığı davayla haklı olarak sözleşme hükümlerinin uygulanmasını talep etmektedir.
Açıklanan nedenlerle davacı yanın istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının kaldırılmasına, tedbir talebi ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden Dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2021 tarih ve 2021/609 Esas, 2021/1148 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile davalı … ‘nün davacı … Kooperatifi ile imzaladığı 2172055 sayılı sözleşmeyle bağlı olduğu ve bu sözleşmeyle hüküm altına alınan tüm yükümlülükleri tarafların yerine getirmesi gerektiğinden bu konudaki MUARAZANIN GİDERİLMESİNE,
3-Davacının tedbir talebinin KABULÜ ile sözleşmede yazılı olan 50 haneye davalı Kurum tarafından atık su ve kanalizasyon hizmeti sağlanmasına,
4-Tedbir kararının infazı için davalı kuruma müzekkere yazılmasına,
5-Alınması gereken 80,70 TL karar harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından karşılanan 141,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-İlk derece mahkemesince 14/03/2022 tarih ve 2022/136 Harç Numaralı Harç Tahsil Müzekkesinin işlemsiz iadesinin istenilmesine,
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK 333. maddesi uyarınca artan giden avansının yatırana iadesine,
10-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından ayrı ayrı yatırılan 140,00 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
11-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından ayrı ayrı karşılanan 382,80 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, 23,00 TL posta ücreti olmak üzere toplam 405,80 TL istinaf yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere sonucunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 08/07/2022 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.