Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/277 E. 2023/820 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/277
KARAR NO : 2023/820
KARAR TARİHİ : 28/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/50 D.İş
KARAR NO : 2021/50
DAVA TARİHİ :28/06/2021
KARAR TARİHİ :29/06/2021
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
DAİRE KARAR TARİHİ :28/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :28/04/2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/50 D.İş 2021/50 Karar sayılı dosyasından verilen 29/06/2021 tarihli D.iş kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.

İSTEM:
Davacı vekili dilekçesi ile; davacı vekili talepte bulunan vekili talep dilekçesi ile, karşı taraf … A.Ş.ile arsa malikleri arasında … ili, … ilçesi, … mahallesi. … ada, …, … ve … parseller ile aynı yer … ada …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin “Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ve Gayrımenkul Satış Vaadi” sözleşmesi imzalandığını, süreçte … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada … ve …parseller ile … ada … ve … parsellere yönelik yapılan sözleşmeler tüm malikler ile akdedilmediği için hüküm ifade etmediğini, müvekkili kooperatifin akdi tüm edimlerini iyi niyetle ifa etmesine rağmen karşı edimlerin ifa edilmediğini, taşınmaz devirlerinin yapılmadığını, alınan bedellerin de iade edilmediğini, 1997 ila 2015 yıllarında muhtelif tarihlerde ve miktarlarda karşı tarafa toplam belirsiz alacak davasının asgari matrahı olan şimdilik tespit edilebilen 507.936,00 TL ödeme yapıldığını, aslında ödemelerin bu miktarın üstünde olduğunu, mahkememizin 2020/575 E.sayılı dosyasında verilen karar ile müvekkilinin taşınmazları alma imkanı ve ihtimali kalmadığını, karşı tarafın sebepsiz zenginleştiğini, arsa maliklerinin yüklenici ile birlikte sorumluluğunun bulunduğunu bildirerek, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, … ili, … ilçesi, …kler mahallesi, … ada … parsel ile … ada … ve … parsellerdeki bağımsız bölümler üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına; ayrıca karşı taraflara ait menkul, gayrımenkul, araç kayıtları, banka ve finans kuruluşlarındaki hesapları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince, “…Mahkememizin 2020/575 esasına kayıtlanan davanın yeniden yapılan yargılaması sonunda, 03/03/2021 tarih 2021/117 K.sayılı karar ile, “Davalı … (…) hakkında açılan davanın REDDİNE” karar verildiği ve kararın 06/04/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede, tarafların durumlarına, olayın özellikleri ve şartlara, karşı taraf arsa sahiplerine ait taşınmazların talep eden kooperatif ve/veya kooperatif üyeleri tarafından kullanılmasına ve hakkaniyet ilkesine göre…” ifadelerini içeren gerekçelerle şartları oluşmayan ihtiyati haciz isteminin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN:
Davacı vekili yasal süresi içinde istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı haciz ve tedbir talebinde bulunduğunu fakat ilk derece mahkemesi tarafından reddine karar verildiğini, bilirkişi raporları gereği ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesinin değişik iş kararının kaldırılıp teminat karşılığı haciz ve tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dava; K.K.İ.S.’nin ifasının imkansız hale gelmesinden ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkın iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda davacı vekili talepte bulunan vekili talep dilekçesi ile, karşı taraf … A.Ş.ile arsa malikleri arasında … ili, … ilçesi, … mahallesi. … ada, …,… ve … parseller ile aynı yer … ada …,…, … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin “Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ve Gayrımenkul Satış Vaadi” sözleşmesi imzalandığını, süreçte .. ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada … ve …parseller ile … ada … ve … parsellere yönelik yapılan sözleşmeler tüm malikler ile akdedilmediği için hüküm ifade etmediğini, davacı kooperatifin akdi tüm edimlerini iyi niyetle ifa etmesine rağmen karşı edimlerin ifa edilmediğini, taşınmaz devirlerinin yapılmadığını, alınan bedellerin de iade edilmediğini, 1997 ila 2015 yıllarında muhtelif tarihlerde ve miktarlarda karşı tarafa toplam belirsiz alacak davasının asgari matrahı olan şimdilik tespit edilebilen 507.936,00 TL ödeme yapıldığını, aslında ödemelerin bu miktarın üstünde olduğunu, mahkememizin 2020/575 E.sayılı dosyasında verilen karar ile davacının taşınmazları alma imkanı ve ihtimali kalmadığını, karşı tarafın sebepsiz zenginleştiğini, arsa maliklerinin yüklenici ile birlikte sorumluluğunun bulunduğunu bildirerek, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada … parsel ile … ada … ve … parsellerdeki bağımsız bölümler üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına; ayrıca karşı taraflara ait menkul, gayrımenkul, araç kayıtları, banka ve finans kuruluşlarındaki hesapları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istemlerinin reddine karar verilmiş, karara karşı talepte bulunan kooperatif vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davanın alacak davası olması olması taşınmazlar hakkında tapu iptali isteminin bulunmaması Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/575 Esas sayılı 06/04/2021 tarihinde kesinleşen kararı sebepsiz zenginleşme olduğu iddia edilen miktarın yargılama sonucu varlığının belirlenmesi gerektiği, kesinleşmiş bir alacağın söz konusu olmaması temerrüt durumunun da ortaya konmadığı dikkate alınarak davacı kooperatifin istinaf isteminin HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
İlk derece mahkemesince hukuki nitelendirmenin davada ki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve mahkeme hükmünün yasal unsurları taşıdığı, istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafından ileri sürülen istinaf itirazlarının HMK’nın 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/50 D.iş 2021/50 D.iş Karar sayılı dosyasından verilen 29/06/2021 tarihli D.iş kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf talebinde bulunan davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcına ilişkin; davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından karşılanan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 391/3 ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca, kesin olarak 28/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.