Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1930 E. 2023/31 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1930
KARAR NO: 2023/31

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2022/72
KARAR NO : 2022/353
DAVA TARİHİ : 07/03/2018
KARAR TARİHİ: 27/05/2022

BİRLEŞEN 2018/571 E., 2018/447 K. SAYILI DOSYASI:
DAVA : Tazminat
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/05/2022 Tarih ve 2022/72 Esas, 2022/353 K. sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı, davalı ve birleşen dosya davalısı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Asıl dosya Davacısı … ; 1997 yılından bu yana pastanecilik işiyle iştigal ettiğini, asıl dava davalısı … ile arasındaki abonelik sözleşmesi uyarınca işletmenin elektrik ihtiyacının ana trafodan tedarik edildiğini, elektrik enerjisinin bakımsızlık ve teknik yetersizlik dolayısıyla birçok kez voltajının düştüğünü, yükseldiğini ve elektriğin sık sık da kesintiye uğradığını, yaşanan bu sıkıntılar nedeniyle işletmedeki ticari mallar ile demirbaş eşyaların birçoğunun hasar gördüğünü ve motor ile kompresör gibi temel parçaların değiştirildiğini, kesintinin ne zaman başlayacağının bilinmemesi nedeniyle gerekli tedbirleri de alamadıklarını, uzun süre boyunca karanlıkta kalınması nedeniyle mobil jeneratör kiralamak zorunda kaldığını, işletmede bulunan pastaların bozulduğunu, jenaratör yakıtı için harcama yapmak zorunda kaldıklarını, ciddi bir gelir kaybına uğradığını belirterek 30.12.2017 tarihinde saat 07.30 sıralarında gerçekleşen ve 31.12.2017 tarihinde saat 19.00’da giderilen elektrik kesintisi sonucu 554,620 litre motorin kullanımı nedeniyle ödenen 2777,66-TL, bozulan dolabın motorunun değişimi nedeniyle ödenen 5950,00-TL, jeneratör kiralama nedeniyle ödenen 2832-TL ile 24.01.2018 tarihinde gerçekleşen elektrik dalgalanmaları nedeniyle dolap kompresör sargılarının görmüş olduğu zarar nedeniyle değiştirilen kompresörlere ödenen 1062-TL olmak üzere toplam 12.621, 66-TL maddi zarara uğradıklarını beyanla fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 1000-TL ‘sinin sava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Birleşen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/571 esas sayılı dosyasında davacı … ;aynı tarihlerde yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle harcamış olduğu yakıt bedelinin %50 ‘lik tutarı olan 1388,83 tl, 3012.2017 tariihnde gerçekleşen elektrik kesintisi nedeniyle bozulan dolap motorlarının değişimi nedeniyle yapılan 5950-tl ; 24.01.2018 tarihinde gerçekleşen elektrik dalgalanmaları nedeniyle dolap kompresör sargıları için ödenen 1062-TL , Elektrik Dağıtımı ve perakende satışına ilişkin hizmet kalitesi yönetmeliğinin 16.maddesine göre yıllık bildirimsiz kesinti süresinin aşılması sebebiyle 168,33-TL olmak üzere toplam 8569,16-TL maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yal faiziyle birleşen dosya davalısı … ‘den ticari avans faiziyle birlikte tahsili isteminde bulunduğu görülmüştür.
YANIT :
Davalı kurum avukatı tarafından verilen 18/04/2018 tarihli yanıt dilekçesinde özetle; davacı tarafça, açılan işbu davada, sık sık yaşanan elektrik kesintileri nedeni ile işyerindeki ticari mallar ile demirbaş eşyalarının hasar gördüğü, motor ve kompresör gibi temel parçalarının değiştiği, jeneratör kiralamak zorunda kalındığı ve bu nedenlerle müşterilerine gereği gibi hizmet veremediği, ticari itibarının zedelendiği ileri sürülmüş, belirtilen toplam zarara istinaden şimdilik 1.000,00 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili talep ettiğini ancak, davaya konu iddianın, elektrik dağıtım hizmetinin sunulmasından kaynaklı elektrik kesintisi dolayısıyla uğranılan zararın tazmini konulu olduğundan, muhatabın, elektrik dağıtım şirketi olan … olduğunu, nitekim, davacı tarafından dilekçe içeriğinde de; davalı … Şirketinin abonelerine kaliteli ve sürekli elektrik enerjisi sağlamak şeklindeki yükümlülüğüne kusuru ile aykırı davranışları nedeniyle Mahkemeden müvekkilin uğramış olduğu zararın tazminini talep zorunluluğu hasıl olmuştur şeklinde bir ifadeye yer verildiğini, hatta Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26/11/2015 tarihli kararından alıntı yapıldığını ve sözkonusu karar içeriğinde de dağıtım şirketinin davalı olduğunun görüldüğünü, bu anlamda husumetin taraflarına sehven yöneltildiğini, müvekkili şirket … ‘in mevzuat gereğince kısmi bölünme yöntemi ile 13.12.2012 tarihinde ticaret siciline tescil edilerek kuruluş işlemlerini tamamlamış ve 01/01/2013 tarihi itibariyle İzmir ve Manisa illerinde perakende satış faaliyetini sürdürdüğünü, müvekkili şirketin faaliyet alanının elektrik enerjisinin tedarik edilerek abonelere satışı ile sınırlı olduğunu, elektrik enerjisinin dağıtımından ve bu dağıtım faaliyeti kapsamında ortaya çıkan arızalardan kaynaklı olarak oluşan hasarlardan dağıtım şirketi yani … ‘nin sorumlu olduğunu, 6446 S. Elektrik Piyasası Kanunu elektrik iletim, dağıtım ve toptan ve perakende satış faaliyetlerini açıkça tanımladığını, bu faaliyetlerin birbirinden bağımsız faaliyetler olduğunu ve her birinin farklı şirketler eliyle yürütüldüğünü hüküm altına aldığını, dolayısıyla 6446 S. Kanunun 4.maddesinde açıkça düzenlenmiş olan elektrik piyasası faaliyetlerinden toptan ve perakende satış faaliyetini yürüten müvekkili … ‘nin faaliyet sahası ile ilgili olmayan, görev ve sorumluluğunda bulunmayan elektriğin dağıtımı esnasında ortaya çıkabilecek sebeplerden meydana gelen arızalar dolayısıyla ortaya çıkan zararın müvekkili şirkete yüklenmesinin hukuken ve mevzuat gereği söz konusu olmadığını, açıklamalardan da anlaşılacağı üzere müvekkili şirketin görev ve sorumluluğunda bulunmayan talep konusu olaya ilişkin olarak, müvekkili şirkete yöneltilen davanın reddini talep ile, konusu, … ’yi ilgilendirdiğinden davanın bu şirkete ihbarını talep zorunluluğunun hasıl olduğunu, açıklanan sebeplerle; davanın müvekkili şirket açısından reddine, … ‘ye ihbarına, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan ürerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … vekili cevap dilekçesinde özetle; 17/05/2018 İhbar olunan … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin dava konusu alacak ile ilgili olarak kusuru, ihmali ve sorumluluğu olmadığından ihbarın hukuki dayanağının bulunmadığını, hukuki dayanaktan yoksun davanın ve ihbarın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/571 esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile; olay nedeniyle söz konusu adres ve civarında herhangi bir arıza kaydına rastlanmadığını, aynı şebekeden enerji almakta olan diğer abonelerden herhangi bir şikayetin gelmediğini, yönetmelikte belirtilen süre içerisinde başvuru yapılmadığını, davalı şirkete kusur izafının hukuki ve teknik dayanağının bulunmadığını, arızanın zarar gördüğü iddia edilen teçhizatın iç aksamından kaynaklanmış olabileceğini, teçhizatın mekanik bağlantısının doğru yapılıp yapılmadığını, arızanın branşman hattından kaynaklanmış olabileceğini, davacı yanın ikamet ettiği meskenin elektrik bağlantısının elektrik iç yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, sigorta rücu tespit edilmeden, kaçak akım rölesi ve termik manyetik şalter bulunmadığı hususları dikkate alınmadan kusur izafi yoluna gidildiğini, talep edilen miktarın fahiş olduğunu, davacının basiretli bir tacir olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini ileri sürmüş ve davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 08/02/2019 Tarih ve 2018/132 Esas, 2019/50 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde Dairemizin 22/12/2020 tarih ve 2019/1469 Esas 2020/2008 Karar sayılı kararı ile özetle;”…davalı … nin husumet ehliyeti olduğundan bu davalı hakkındaki davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken bu davalı hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacının istinaf itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iadesine, diğer istinaf taleplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına” değinilerek kaldırılmış; Kaldırma kararından sonra yerel mahkemece bu kez ilk derece mahkemesinin 24/09/2021 Tarih 2021/14 Esas 2021/528 Karar sayılı kararıyla “…asıl dava ve Mahkememizin birleşen 2018/571 Esas sayılı dosyaları bakımından davanın kabulüne, 8.569,16-TL’nin dava tarihinden (12/10/2018) işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline”dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararının taraf vekillerince 2. Kez istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 31/01/2022 tarih ve 2022/66 Esas 2022/76 Karar sayılı 2. Kaldırma kararı ile özetle;”…asıl davanın davalısı ile birleşen davanın davalısının istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile karşıyaka asliye ticaret mahkemesi’nin 24/09/2021 günlü 2021/14 esas, 2021/528 k. sayılı kararının kaldırılmasına, gerek asıl davada ve gerekse birleşen davada esas talepler ile fer’i talepler yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalıların diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına..” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 22/07/2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle;
Dava konusu uyuşmazlık tarafların ticari işletmesiyle ilgili bulunduğundan uygulanması gereken faizin avans faizi olması gerekirken yasal faiz uygulanması usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek hükmün avans faizi olarak değiştirilmesi gerektiğini belirterek düzelterek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … avukatı tarafından verilen tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun kısmi bölünme hükümlerine göre dağıtım ve perakende satış faaliyetleri ayrı ayrı yürütülmek üzere hukuki ayrışmaya gidildiğini, 1 Ocak 2013 tarihi itibariyle dağıtım faaliyeti … faaliyeti ise müvekkil kurum … Tarafından yürütülmeye başlandığını, Dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin farklı şirketlerce yürütüleceği ile yalnızca dağıtım şirketinin dağıtım tesisinden sorumluluğu noktasında mevzuat hükümleri bağlayıcı olup, bu hükümler yanında EPDK’nın dağıtım tesisinden dağıtım şirketinin sorumlu olduğuna ilişkin görüşleri de mahkemece hükme esas alınması gerektiğini, davaya konu dönemlere ilişkin faturaların müvekkil şirket tarafından tanzim ediliyor olması müvekkil şirketin husumete ehil olduğunun kabulü açısından yeterli olmadığını, Müvekkil tedarik şirketi, sadece dağıtım firması tarafından kendisine bildirilen bedeller üzerinden fatura tahakkuk ettirmekle yükümlüdür. Müvekkil şirketin, dağıtım şirketi tarafından kendisine bildirilen abonenin tüketim miktarı üzerinden mevzuata uygun olarak faturalandırma işlemini yapmış olduğu açıkça anlaşılmakla birlikte, bakım ve teknik yeterliliğe ilişkin görev ve yetkiler, EPDK hükümleri uyarınca müvekkil şirketin yetki sınırları içerisinde olmayıp uyuşmazlık konusu zarardan müvekkil şirketin sorumlu olmadığı sabittir. Müvekkil şirket tarafından davalıya tahakkuk ettirilen fatura konusunda herhangi bir hatanın bulunmadığı ve tüm faturalandırma faaliyetlerinin yasanın verdiği yetki sınırları çerçevesinde gerçekleştirildiği sabit olduğundan bu noktada müvekkil tarafından hatalı bir uygulama gerçekleştirilmediği, bu yönde davacı yanı zarara uğratacak bir eylem ya da ihmalin vuku bulmadığının açık olduğunu, davacı tarafın zararın tazmini için, dağıtım şirketine zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren 10 iş günü içerisinde talepte bulunduğuna dair bir delil de dosyada mevcut olmadığını, davacı tarafın haklı olduğu bir an için varsayılsa dahi Tedarik Sürekliliği ve Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nin “Kullanıcı Zararının Tazmini” başlıklı 26. maddesinde belirtilen yola başvurarak ve mahkeme kararına ihtiyaç duyulmaksızın, dağıtım şirketinden zararın tazmini talep edilmesiyle, dağıtım şirketince gerekli işlemler başlatılabilecek iken bu yol kullanılmaksızın davanın ikamesi yoluna başvurulmasında hukuki yarar olmadığını belirterek kararın müvekkil şirket aleyhine olan kabule ilişkin kısmının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda davanın müvekkil şirket yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davalı … avukatı tarafından verilen 19/07/2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; öncelikle Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satış Hizmet Kalitesi Yönetmeliğinin 26.maddesi gereğince teçhizatta ortaya çıkan ve dağıtım şebekesinde kaynaklanan hasara ilişkin zararın tazmini için kullanıcı tarafından dağıtım şirketine zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren 10 iş günü içinde talepte bulunabileceğinden usul yönünden davanın reddi gerektiğini, davalı şirketlerine olayda kusur izafe edilemeyeceğini, kaldı ki tacir olan davacının olası elektrik kesintilerine karşı jeneratör bulundurması gerektiğini, basiretli bir tacir gibi davranmadığı beyanla aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, elektrik kesintisinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, Asıl davanın kabulü ile 1000-TL dava konusu alacağın 07.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … ‘den alınarak davacıya verilmesine; Birleşen davanın kabulü ile tahsilde tekerrür teşkil etmemek kaydıyla 8569,16-TL dava konusu alacağın 12.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … ‘den alınarak davacıya verilmesine…’ hükmedilmiştir.
Asıl ve birleşen dosya davalısı vekilleri ile davacı vekili istinafa gelmiştir.
1-Davacı vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Dava niteliği ve içeriği itibarıyla tacir yada tacir sayılan taraflar arasında olup asıl ve birleşen davada talep elektrik kesintisinden kaynaklanan maddi tazminat alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davacının maddi zarar kalemlerinin ise davalıların ticari işletmesi ile ilgili işin görülmesi sırasında meydana geldiği kuşkusuzdur. Davacı taraf dava dilekçesinde açıkça avans faizine hükmedilmesini istemiştir. Bu haliyle asil ve birleşen davada tespit edilen maddi tazminat miktarları yönünden avans faizine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde yasal faize hükmedilmesi hatalı olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.(YARG.7.Hd 2007/1108E- 2007/1186K)
2- Asıl dosya Davalısı … ve Birleşen dosya davalısı … istinaf sebepleri yönünden yapılan istinaf incelenmesinde;
Öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; davacının tazminat talebinden davalı şirketin sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu nedenle öncelikle davada sıfat kavramı üzerinde durmak gerekir. Davada sıfat; tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında “hak ilişkisine dayalı bağ” dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde, sıfat, dava konusu hakka ilişkindir.
Uygulamada sıfat yerine genel olarak “husumet”, davacı bakımından “aktif husumet ehliyeti”, davalı bakımından “pasif husumet ehliyeti” tabirleri kullanılmaktadır.
Somut olayda; dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davacının aboneliğine ilişkin faturaların güncel olarak davalı perakende satış şirketi tarafından düzenlendiği anlaşılmaktadır. 01/01/2013 tarihinde davalı perakende satış şirketine, perakende satış lisansı verilerek sonradan dağıtım şirketinden bölünme yoluyla tüzel kişilik kazanmıştır.
Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumunun 27.09.2012 tarih 28424 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 12.09.2012 tarihli 4019 sayılı kurul kararı ile Elektrik Piyasası Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükmü çerçevesinde, dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin dağıtım şirketleri tarafından 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine ilişkin hazırlanan, “Dağıtım Ve Perakende Satış Faaliyetlerinin Hukuki Ayrıştırılmasına İlişkin Usul Ve Esaslar”ın kabul edilerek, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verilmiştir.
Yukarıdaki karar çerçevesinde; 01.01.2013 tarihli bölünme sözleşmesi ile ayrıldığı, davalı davalı … elektrik perakakende satış a.ş tarafından davacı adına tüketimden kaynaklı olarak abonesi sıfatıyla fatura düzenlenip borç tahakuku yapıldığına göre, davalı şirketin abonesine sağlamakta olduğu elektrik enerjisinden kaynaklı zararlardan sorumlu tutulması tabii olduğu, kaldı ki davalının istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü itirazının aksine dairemizin ilk kaldırma kararında da iki davalının da husumet ehliyetinin bulunduğu hususuna değinildiği görülmekle davalı davalı … elektrik perakakende satış a.ş’nin husumete ilişkin itiraz sebeplerinin reddi gerektiği görülmüştür. (Yarg.3HD E: 2018/2511 -K: 2018/10201)
3- Asıl ve birleşen dosya davalılarının sair istinaf talepleri yönünden yapılan istinaf incelemesinde;
Uyuşmazlık, elektrik kesintisi ve voltaj dalgalanmaları nedeniyle oluşan maddi tazminat isteminden kaynaklanmaktadır.
6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Enerji nakil hatları da yapı eseri niteliğinde olup, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur.
Elektrik enerjisinin taşındığı enerji nakil hattı ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir. Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.(Yargıtay 3.HD’nin 2021/1182 E-2021/12606 K. Sayılı 07/12/2021 Tarihli Kararı)
Somut olaya gelince; Davacı asıl davada elektrik kesintisi sonucu motorin bedeli, bozulan dolabın motorunun değişimi nedeniyle ödenen bedel, jeneratör kiralama nedeniyle ödenen bedel ve elektrik dalgalanmaları nedeniyle dolap kompresör sargılarının görmüş olduğu zarar nedeniyle değiştirilen kompresörlere ödenen bedelini talep etmiştir. Birleşen davada aynı tarihlerde yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle harcamış olduğu yakıt bedeli (bu kez %50 ‘lik tutarı), elektrik kesintisi nedeniyle bozulan dolap motorlarının değişimi nedeniyle yapılan harcama dolap kompresör sargıları için ödenen bedelle asıl davadan farklı olarak ayrıca Elektrik Dağıtımı ve perakende satışına ilişkin hizmet kalitesi yönetmeliğinin 16.maddesine göre yıllık bildirimsiz kesinti süresinin aşılması sebebiyle 168,33-TL olmak üzere toplam 8569,16-TL tazminat talep etmiştir.
Yapılan tüm açıklamalar ışığında; Taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu ve 30.12.2017 ile 24.01.2018 tarihinde bildirimsiz olarak elektrik kesintisi yaşandığı hususları uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Bilirkişi heyetinden alınan raporla da davacıya ait dolabın motorunun ve dolap kompresör sargılarında oluşan zararın elektrik dalgalanması ve kesintilerden kaynaklandığının tespit edildiği, ayrıca Elektrik Dağıtımı ve perakende satışına ilişkin hizmet kalitesi yönetmeliğinin 16.maddesine göre yıllık bildirimsiz kesinti süresinin aşılması sebebiyle zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu görülmekle bu alacak taleplerinin kabulü yönündeki yerel mahkeme kararının yerinde olduğu görülmüştür.
Ne var ki; Davacı ticari şirket olup, 6102 sayılı TTK.16/1 mad.uyarınca tacir sıfatına haiz olduğu, yine aynı kanunun 18/2 mad.uyarınca da ticaretine ait tüm faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, işletme işleten davacının işletmesinde elektrik kesintisi durumunda devreye girebilecek bir jenaratör bulundurmadığı, bu nedenle asıl davada talep edilen jeneratör kiralama bedeline kendi basiretsiz davranışı ile sebebiyet verdiği, hiç kimsenin kendi kusurlu davranışına dayanarak bir başkasından hak talep edemeyeceği anlaşılmakla asıl davanın bu yönüyle kısmen kabulü gerekmektedir. (Yarg. 3hd. 2018/5855 E- 2019/3947 K; Yarg. 3hd. 2015/18297E- 2017/5354K ) Kaldı ki yerel mahkemece hükme esas alınan raporun da bu doğrultuda olduğu, buna karşın davacının asıl davada jeneratör kiralama bedeli de talep edilmesine rağmen bu alacağın talep edilemeyeceği yönünde tespit ve görüş bildiren bilirkişi raporu hükme esas alınarak gerekçe yazılmak suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki da çelişkiye düşüldüğü; Bununla birlikte asıl davada fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmadığı gibi asıl davada 1000-TL’ lik alacağın ne kadarının hangi kalem alacak olduğu yönünde HMK 31 maddesi uyarınca davacı vekilinden talep sonucunun açıklattırılmadan asıl davanın davanın kısmen kabulünün yerine gerekçe ve dosya kapsamıyla çelişecek şekilde tam kabulüne karar verilmesi de HMK 297 maddesine aykırı bulunmuştur.
Bu nedenlerle davacı vekili ve davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin yukarıda belirtilen sınırlı sebeplerle kabulü ile yerel mahkeme kararının hmk 353/1-a-6 ve 297.maddeleri uyarınca 3. Kez kaldırılması ve Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden araştırma ve inceleme yapılarak eksiklikler tamamlandıktan sonra yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ve davalılar vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının KABULÜ ile,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/05/2022 tarih ve 2022/72 Esas- 2022/353 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. ve 297 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
5- Davalı … elektrik tarafından yatırılan toplam 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
6-Birleşen dosya davalısı … tarafından yatırılan toplam 146,34 TL istinaf karar harcının, talep halinde yatırana iadesine,
7-İstinaf kanun yolu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
8-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a maddesi gereğince, kesin olmak üzere 11/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.