Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1631 E. 2022/979 K. 10.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/1631
KARAR NO : 2022/979

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2022/32
ARA KARAR TARİHİ : 27/05/2022
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ: 13/06/2022
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 10/08/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/08/2022

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/32 Esas sayılı dosyasından verilen 27/05/2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.

Davalı … Şirketi vekili 13.06.2022 tarihli istinaf dilekçesinde özetle ; Mahkemece 01/03/2022 tarihli ara karar ile verilen ihtiyati tedbire itiraz ettiklerini kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu oysa davacı tarafından dava açılmışsa da henüz mahallinde keşif yapılmadığını, müvekkil şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağı aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil niteliğine haiz olup davacı yanca inkar edilse bile kaçak elektrik tüketildiği sabit olduğunu, davacı tarafından aksini ispat edebilecek herhangi bir belge veya mevcut belge başkaca bir delil sunulmadığını, tedbir mahiyeti itibariyle davacının haksız zenginleşmesinin artmasına sebebiyet verecek olup bu tedbir davanın esasını çözümleyebilecek bir tedbir olduğundan itirazlarının kabulüne ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin kurulan ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 27.05.2022 TARİHLİ ARA KARARININ
GEREKÇESİ
İDM 27.05.2022 tarihli arakararında özetle ” Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının teminatı yatırdığı, dosyada toplanan tüm deliller değerlendirildiğinde ileri de telafi edilemeyecek zararlar olması ihtimaline binaen 01/03/2022 tarihli ara kararı içeriğinde belirtilen faturadan kaynaklı borca yönelik sınırlı olmak kaydı ile elektriğin kesilmemesine, kesilmiş ise tekrar bağlanması konusunda ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğinden davacı tarafça da teminat yatırılmış olduğundan ihtiyati tedbire itirazın reddine karar vermek gerekmiştir…” ifadelerini içeren gerekçelerle itirazın reddine dair ara kararı vermiştir
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf incelemesine konu dava menfi tespit davası ,isitaf konusu istem ise ihtiyati tedbir kararına karşı yapılan itirazın reddine dair verilen ara kararının istinaf yoluyla incelenmesi talebidir .
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Somut olayda davacı vekili tarafından,davalı tarafından eletrik faturasına dayalı olarak İzmir 18.İcra Müdürlüğünde 2021/14868 E sayılı dosyada takip yapıldığını ve otel işleten davacının faturaya itirazının ve taksitlendirme talebinin sonucunun beklenmeden takip yapıldığını belirterek , abone sözleşmesine dayalı menfi tespit davası açılarak ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş,İDM tarafından elektriğin kesilmemesi hususunda ihtiyati tedbir ara kararı verilmiş ,bu ara kararına davalı vekili tarafından itiraz olunmuş ,duruşmalı inceleme ile itirazın reddine dair ara kararı verilmiş ve davalı vekili tarafından istinaf konusu itirazın reddi ara kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur .
İhtiyati tedbirle asıl davada beklenen amacın elde edilmesi de mümkün değildir ve bu itibarla asıl uyuşmazlığı çözer mahiyette tedbir kararı verilemez.
İlk derece mahkemesince verilmiş bulunan tedbir kararı asıl davada beklenen amacın elde edilmesini sağlayan ve asıl uyuşmazlığı çözer mahiyette bulunmakla usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır. Ayrıca elektriğin kesilmesi veya bağlanması davanın konusu da değildir .Dairemizin 2020/2481 E 2020/2077 K sayılı ,2022/1268 E 2022/447 K sayılı kararlarında da aynı husustaki ihtiyati tedbir isteminin reddi gerektiği ve esası çözümleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir .
İlk derece mahkemesince yukarıda değinilen yönler gözetilerek ihtiyati tedbire yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş olması ve davalının da itirazının reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davalının istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesinin 17.01.2022 tarihli ve ve 27.05/2022 tarihli arakararlarının HMK 353(1)-(b)-2 maddesince ayrı ayrı kaldırılmasına ve davacı vekilinin ihtiyati tedbir kararının isteminin reddine dair karar verilmesi gerektiği kanaatına ulaşılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur .
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı vekilinin istinaf isteminin HMK 353(1)-b-2. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
2-İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/05/2022 Tarihli , 2022/32 Esas sayılı ara kararının ve 01/03/2022 tarihli,2022/32 Esas sayılı ara kararlarının ayrı ayrı KALDIRILMALARINA,
3-Davalının ihtiyati tedbire itirazının kabulü ile; davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin REDDİNE,
4-İhtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
5-Davalı vekili tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
6-Davalı tarafından istinaf aşamasında karşılanan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 45,00 TL dosya gidiş-dönüş masrafı olmak üzere toplam 265,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 391/3 ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca, kesin olarak 10/08/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.