Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1616 E. 2022/1154 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1616
KARAR NO : 2022/1154
KARAR TARİHİ : 05/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2016
NUMARASI : 2015/270- 2016/1056
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan)
B.A.M.KARAR TARİHİ : 05/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/10/2022

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/10/2016 Tarih 2015/270 Esas 2016/1056 Karar sayılı tarihli hükmünün, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı, kendisinin davalı şirketle imzaladığı elektrik abonelik sözleşmesi ile davalıdan elektrik satın aldığını, davalının normal tüketim bedeli yanında kayıp-kaçak vs. adlar altında tahakkukları da faturaya yansıtarak kendisinden tahsil ettiğini, normal tüketim bedeli dışında bir bedelin kendisinden tahsil edilmesinin sözleşmeye ve yasal mevzuata aykırı olduğunu, bu aykırılığın mahkeme kararlarıyla da belirlendiğini, davalının haksız olarak tahsil ettiği bu bedelleri iade etmesi gerektiğini şimdilik 618.096,80 TL kayıp kaçak bedeli, bu kayıp kaçak bedelinin %1 i oranında 6.180,97 TL kayıp enerji fonu ve %2 si oranında 12.361,94 TL olmak üzere TRT payı toplam 636.639,70 TL nin ve belediye tüketim vergisi belirlenemediğinden şimdilik belirlenene kadar 100 TL nin ayrıca %18 oranında KDV nin şimdilik 100 TL sini ödendiği günden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı yapılan kesintilerin mevzuata ve EPDK kararlarına uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince, 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı yasada yapılan değişiklikler gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN:
Davacı istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı mahkeme kararının yasal mevzuata ve yerleşik mahkeme kararlarına aykırı olduğunu,
Verilen kararın yasal mevzuata aykırı olduğunu, Anayasa Mahkemesi’ne yasanın iptali için yapılan başvuru sonucunun beklenmesi gerektiğini,
Bilirkişinin raporunda hukuki değerlendirme yapmasının ve hakimin bunu hükme esas almasının hukuka aykırı olduğunu,
Davanın sabit olması halinde dahi davanın reddine değil esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, kayıp kaçak bedeli tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı şirketten kayıp kaçak bedeli tahsilinin haklı olup olmadığının tespitinden kaynaklanmaktadır.
Davacı ile davalılar arasında elektrik tüketimine ilişkin abonelik sözleşmesinin bulunduğu, davalının normal tüketim bedelinin yanısıra davaya konu kayıp-kaçak v.s bedeller adı altında bir takım miktarları da davacı adına düzenlenen faturaya eklediği ve bu bedellerin davacıdan tahsil edildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Çözülmesi gereken öncelikli sorun davacıdan tahsil edilen bu bedelleri davacının talep edip edemeyeceği hususudur. Bu konuda daha önce açılan ve Yargıtay denetiminden geçen dava dosyalarında verilen mahkeme kararlarında, elektrik dağıtım şirketi tarafından tahsil edilen bu bedellerin sözleşmeye ve yasal mevzuata aykırı olduğu kabul edilerek bu bedellerin davacıya iadesine karar verildiği bilinen bir husustur. Dolayısıyla davacının dava açıldığı tarihte dava açmakta haklı olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır. Asıl ihtilaf 6719 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra davacının kendisinden kesilen bu miktarları davalıdan tahsil edip edemeyeceği sorunudur. 17.06.2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile 6446 sayılı yasanın 17,19 ve 20.maddeleri değiştirilerek davaya konu kesintiler hakkında dava açılamayacağı belirtilmiş, açılan davalarda denetimin sadece yapılan kesintilerin EPDK karar ve ilkelerine uygun olup olmayacağı ile sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. 6719 sayılı yasanın 21. maddesi ile 6446 sayılı yasanın değiştirilen 17,19 ve 20.maddelerinin Anayasaya aykırı olduğundan bahisle Mahkemelerce, Anayasa Mahkemesine itiraz yoluna başvurulup TBMM üyeleri tarafından iptal davası açılmış ise de Anayasa Mahkemesi’nin 15.02.2018 tarih 30333 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 28.12.2017 gün, 2016/150 Esas, 2017/179 Karar sayılı kararı ile sadece açılan davalarda denetimin, yapılan kesintilerin EPDK karar ve ilkelerine uygun olup olmayacağı ile sınırlı olduğuna dair hükmün iptaline karar verildiği, diğer kanun maddelerine ilişkin itiraz ve iptal taleplerinin reddedildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla elektrik abonelerinden kayıp kaçak v.s adlar altında tahsil edilen bedellerin iadesi hususunda dava açılamayacağına dair kanun hükmünün halen yürürlükte olduğu ve bu kanun hükmü uyarınca değinilen hususlarda dava açılamayacağının kabulü gerekir.
Anayasa Mahkemesince mahkeme denetiminin sınırlandırılmasına ilişkin kanun hükmü iptal edilmiş olup bu durumda aboneden yapılan kesintilerin sözleşmeye ve yasal mevzuata uygun olup olmadığının incelenmesi gerekmekte ise de 6446 sayılı yasanın ilgili hükümleri uyarınca yapılan kesinti haksız olsa dahi dava açılamayacağı anlaşıldığından bu hususta inceleme yapılması olanağı bulunmamaktadır. Bu itibarla yapılan kesinti, EPDK’nın tarifelerine ilke ve kararlarına uygun bulunduğu müddetçe kesintilerin dava yoluyla istenmesi olanağı yoktur.
6719 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden önce ve sonra açılan davalarda, yapılan kesintinin EPDK’nın ilke ve kararlarına uygun olması halinde abonenin kesintilerin iadesi istemiyle dava açma hak ve yetkisinin bulunmadığının kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkemece yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile davacıdan yapılan kesintilerin EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, EPDK’nın belirlediği oran ve miktarların dışında kesinti yapılmadığı saptanmıştır. Bu nedenle davacının yukarıda anlatılan yasal düzenlemeler karşısında kendisinden yapılan kesintileri talep edemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Davanın açılmasından sonra 6719 sayılı yasa yürürlüğe girmiş olmakla; davanın konusu kalmadığından açılmış bulunan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm verilmesi gerekmiştir.
Davacı taraf, dava açıldığı tarihteki mevzuat Yargıtay Genel Kurul kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin içtihatları gereği dava açmakta haklı bulunduğundan dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamıştır.
Davacı taraf, dava açtığı tarihte dava açmakta haklı olup dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yasa uyarınca haksız duruma düştüğünden lehine maktu vekalet ücreti verilmesi gerekmiş, davalı lehine vekalet ücreti verilmemesi cihetine gidilmiştir.
Yukarıda açıklanan hususlar gözetildiğinde davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine maktu vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/10/2016 tarih, 2015/270 Esas, 2016/1056 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b/2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
-Davada 6719 Sayılı Yasa gereği KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından davacı tarafından yatırılan peşin olarak yatırılan 10.875,63 TL harçtan mahsubu ile kalan 10.794,93 TL’nin talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin yasal değişiklik gözönüne alınarak davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmesine karşın yasal değişiklik gözönüne alınarak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından karşılanan toplam 710,00 TL mahkeme masraflarının yasal değişiklik gözönüne alınarak davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından karşılanan mahkeme masraflarının yasal değişiklik gözönüne alınarak kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının yatırına talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
9-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından karşılanan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İlişkin, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere 05/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.