Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1520 E. 2022/1208 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1520
KARAR NO : 2022/1208

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2022/391 Esas-2022/380 Karar
DAVA TARİHİ : 25/02/2022
KARAR TARİHİ : 18/03/2022
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 11/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/10/2022

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/391 Esas 2022/380 Karar sayılı dosyasından verilen 18/03/2022 tarihli kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

İSTEM:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında narenciye ürünlerinin satımı konusunda 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında ayrı ayrı anlaşmalar yapıldığını, davalı şirket ile hesap görülmesi aşamasında hep eksik hesap gördüğünü, hesap görmenin bir türlü gerçekleşmemesi üzerine Ortaca İcra Müdürlüğü 2020/350 Esas sayılı dosya ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşmaya varılamadığını, davalı şirket ile imzalanan mal alım sözleşmeleri, sözleşmelerdeki şartlar, alınan mallar ve şirketin defter kayıtları incelendiği zaman müvekkilinin alacaklı olduğunun açıkça ortaya çıkacağını, davalı şirketin haksız olarak icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, müvekkili tacir olsa dahi davacının tacir olmadığını, bu nedenle mahkemenin görevsiz olduğunu, müvekkili şirketin ikametgahının İzmir İli, Seferihisar İlçesi olduğunu, yetkili mahkemenin de Seferhisar mahkemeleri olduğunu, davacının müvekkilinden alacağının olmadığını, davacının müvekkiline teslim ettiği ürünlerin karşılığının dilekçede belirtilen değişik tarihlerde toplam 184.880, 00 TL olarak ödendiğini, davacının fazlaya ilişkin alacağı var ise bunu kanıtlaması gerektiğini, yazılı delil sunması gerektiğini, tanık dinletilmesine muvafakatlarının olmadığını belirterek davanın reddine, takip konusu alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması gerektiği, taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemeyeceği, TTK’nın 12. Maddesinde ise tacirin tanımlandığı, davacının tacir olup olmadığının tespiti amacı ile yapılan yazışmalara verilen cevaplarda davacının vergi kaydının, ticaret sicil kaydının ve SGK kaydının bulunmadığı, 2019-2020 yıllarında çiftçi kaydının bulunduğu, güncel çiftçi kaydının da bulunmadığı bildirilmiş olup, getirtilen belgelerden davacının tacir olmadığının anlaşılmış olması sebebi ile davaya bakma görevi ticaret mahkemesine ait olmayıp genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi hükümleri uyarınca mahkemenin görevsizliği sebebi ile dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, süresi içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Muğla Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN:
Davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece verilen kararın usul ve yasalara açıkça aykırı olduğunu, dava konusunun davalı tarafından satın alınan ürünlerin ödenmeyen bedeli olması sebebiyle davanın ticari bir dava olduğunu, ticari bir alım-satımdan kaynaklanan davaya bakmaya Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, mahkemece verilen görevsizlik kararının bir an doğru olduğu düşünülse bile görevli mahkemenin Muğla Asliye Hukuk Mahkemesi değil alışverişin ve sözleşmenin yapıldığı yer olan Ortaca Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek kararın kaldırılarak mahkemenin görevli olduğuna, görevsiz olduğunun kabulü halinde görevli mahkemenin Ortaca Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında narenciye satışından kaynaklanan satış bedelinin davalıdan tahsili için hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince mahkemenin görevsizliği sebebi ile dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı belirtilmiş olup, bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması gerekmektedir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemeyecektir. TTK’nın 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının tacir olmadığı, davanın ticari dava olmadığı anlaşılmakla; Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olmayıp genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan ve yetki itirazı ile yetkili mahkemenin görevli mahkemece belirlenmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesince genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde olup, mahkemece yazılı şekilde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2022 tarih, 2022/391 Esas 2022/380 Karar sayılı kararı usul ve yasal düzenlemelere göre hukuka uygun bulunduğundan, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf talebinde bulunan davacı taraftan alınması gereken harç davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Duruşma açılmadığından, davalı lehine vekalet ücreti takdirine gerek bulunmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıran tarafa geri verilmesine,
İlişkin, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362(1)-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere 11/10/2022 tarihinde, oy birliği ile karar verildi.