Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/848 E. 2021/1021 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/848
KARAR NO : 2021/1021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/7
KARAR NO : 2021/208
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 27/04/2021
DAVA : Menfi Tespit
B.A.M. KARAR TARİHİ : 13/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2021

İSTEM: Davacı, aylık ortalama 3.000,00-4.000,00-TL civarında elektrik faturası ödemekteyken 27/11/2017 tarihli ek tüketim faturasıyla akım trafosu oranı 150/5 olması gerekirken kayıtlara 50/5 olarak işlendiği, bu nedenle eksik tüketim tahakkuk ettirildiği ve yeniden yapılan hesaplama sonucu 86.302,30-TL ek tüketim faturası ödenmesinin talep edildiğini, faturaya itiraz edildiğini,dava dışı …. AŞ ‘nin açıklama yazısında ise çarpan farkına ait ek tüketim hesaplandığı ancak ilk okuma tarihinin sisteme hatalı girildiği belirtilerek 86.235,00 TL miktarlı faturanın düzenlenip gönderildiğini, meydana gelen yanlış işlemde hiçbir kusuru bulunmadığını, davalının ise mütarafik kusuru bulunduğunu belirterek elektriğin kesilmemesi için ödemek zorunda kaldığı 86.235,00 TL’lik faturadan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödemiş olduğu bedelin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı, çarpanın hatalı girilmesi nedeniyle şirketin tabi olduğu mevzuata göre gerekli tahakkuk işleminin yapılmış olduğunu, davacının müterafik kusur yönündeki beyanlarını kabul etmediklerini aksi halde yerleşik Yargıtay kararlarına göre kusur indiriminin asıl alacak üzerinden yapılmasının mümkün olmadığını,davacının kullanlan eksik elektrik bedeli kadar sebepsiz zenginleştiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 30/04/2018 tarih ve YMG2018000001801 numaralı faturanın 33.087,23 TL’lik kısmından dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödemek zorunda kaldığı 33.087,23 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 30/12/2020 tarih,2019/1685 Esas 2020/2133 Karar sayılı ilamı ile “.. Davalının yanlış çarpan uygulamasında davacının herhangi bir kusuru bulunmayıp bütün kusur ve sorumluluk davalıya ait bulunmaktadır. Bu durumda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin uygulamalarında da belirtildiği üzere davalının müterafik kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece hükmedilen miktar davalının müterafik kusuru dikkate alınmaksızın belirlenen bedel olduğundan belirlenen bu bedel üzerinden davalının müterafik kusuru nedeniyle 818 sayılı BK. nun 98/2 maddesi delaletiyle 44. maddesi uyarınca (6098 sayılı TBK.nun 114/2 maddesi delaletiyle 52. Maddesi) takdir ve tayin olunacak oranda müterafik kusur indirimi yapılarak yeniden karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile davacının istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Devam eden yargılama sonunda ise mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının 30/04/2018 tarih ve YMG2018000001801 numaralı faturadan 59.661,12 TL borçlu olmadığının tespiti ile davacının ödemek zorunda kaldığı 59.661,12 TLnin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davalı istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ; Davalı istinaf dilekçesinde; 01.01.2013 tarihi itibariyle dağıtım şirketi olan …. AŞ tarafından sayaç kapsamında hesaplanan tüketimlerin faturalandırma ve tahsili konusunda çalıştıklarını bu nedenle sayaçta meydana gelen çarpan hatası nedeniyle kusurlu olmalarının mümkün olmadığını, Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinde dahi bu hatanın kaynağının dağıtım şirketi olduğunun belirtildiğini, bilirkişinin de vurguladığı üzere tüketimin gerçekleştiği dönem birim fiyatları baz alınarak hesaplama yapıldığından haksız tahsilat yapılmasının önüne geçildiğini dolayısıyla müterafik kusur indiriminin yapılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki ortada müterafik kusur da bulunmadığını, tahsili istenen fatura bedeli bir tazminat olmadığından indirim yapılmasının bu anlamda bir dayanağı bulunmadığını, sebepsiz zenginleşme nedeniyle davanın reddi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:Dava, davalı tarafından hatalı çarpan sebebi ile tahakkuk edilen fatura bedelinden borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdatına yöneliktir.
Ölçü sistemindeki akım trafolarının 150/5 amper özelliğinde olduğu, buna bağlı olarak sayaç çarpanınn (30) olarak alınması gerekirken bilgisayar sistemine sayaç çarpanının 10 olarak kaydedildiği ve sayacın kaydettiği tüketim değerleri faturalandırma aşamasında (30) kat sayısı ile çarpılması gerekirken (10) katsayısı ile çarpılması sebebiyle davalı şirket tarafından davacıya eksik tüketim fatura edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece davalı yanın, kendisine düşen görevi yerine getirmesi sırasında menfaatlerini korumak için gerekli özeni göstermediği ve zararın artmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından TBK’nın 114/2 maddesi yollamasıyla sözleşme ilişkilerinde uygulanması gereken TBK’nın 52.maddesi uyarınca müterafik kusurlu olduğu, (HGK’nın 22/05/2012 gün ve 2002/19-340 Esas 2002/420 Karar) davalı tarafından çarpan farkının yanlış uygulanması hususunda davacının kusuru olmadığı, müterafik kusur sebebiyle %50 oranında kusur indirimi yapılması gerektiği, buna göre davacının 26.573,88 TL fatura bedelinden sorumlu olduğu, davacının 30/04/2018 tarihli 86.235,00 TL bedelli faturanın 59.661,12 TL sinden sorumlu olmadığı, davacının ödemek zorunda kaldığı bu bedelin davalıdan iadesini isteyebileceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve mahkeme hükmünün yasal unsurları taşıdığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla davalı tarafından ileri sürülen istinaf itirazlarının HMK’nın 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/03/2021 tarih, 2021/7 E., 2021/208 K., sayılı kararı usul ve yasal düzenlemelere uygun olduğundan davalının istinaf talebinin REDDİNE,
2-Davalı tarafından yatırılan 1.018,75 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 3.056,70 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde 13/07/2021 tarihinde, oy birliği ile kesin olarak karar verildi.