Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/587 E. 2023/193 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/587
KARAR NO : 2023/193

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2017/66
KARAR NO : 2018/322
DAVA TARİHİ : 13/06/2018
KARAR TARİHİ : 05/04/2018
DAVA : Menfi Tespit ( Kıymetli Evraktan Kaynaklanan )
DAİRE KARAR TARİHİ : 02/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/02/2023

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2018 Tarih ve 2017/66 Esas, 2018/322 K. sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.

İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Davalının, İzmir 7. İcra Dairesi’ nin 2015/14490 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, takip konusu senedin borcunun takip öncesinde davacı tarafından ödendiğini ve mükerrer tahsilat amacı taşımakta olduğunu, davacının davalıdan 2013 yılında 190.000,00-TL borç aldığını, davacının boş senede imza atarak davalıya verdiğini ancak davalının senedin üstüne 220.000,00-TL bedel yazdığını, davalının kötü niyetli olduğunu, davacının senedin üzerine borcundan fazla rakam yazılmasını kendi basiretsizliği sayıp sineye çekip ödeme yapmaya başladığını, davacının takip öncesinde 16/07/2014 tarihinde 88.000,00-TL, 29/07/2015 tarihinde 110.000,00-TL ve 07/08/2015 tarihinde 62.000,00-TL olmak üzere davalının … Bankası A.Ş. Menemen Şubesi hesabına toplam 260.000,00-TL ödeme yaptığını, davalının icra takibini 30/09/2015 tarihinde açtığını , davacının borcu ödemesine rağmen haciz işlemlerinin yapıldığını, davacının senedin üzerine yüksek rakam yazıldığında anladığı ve bir türlü kurtulamadığı bu sarmaldan kurtulabilmek için araya giren dostlarının da ısrarıyla 03/11/2015 tarihinde 315.000,00-TL değerindeki … İli, … İlçesi, … Köyü, … ada, … parselde bulunan … numaralı bağımsız bölümü tapuda davalıya devrettiğini , davacının davalıya 03/11/2015 tarihli, 038831 numarayı faturayı kestiğini ve bedelini halen tahsil edemediğini, davalının bedelini ödemeden aldığı bu gayrimenkulü 20/04/2016 tarihinde … isimli şahsa sattığını, borcun bittiğini düşünen davacının … plakalı aracı üzerine 28/01/2016 tarihinde yeniden haciz koyulduğunu, davacının bu hacizlerden haberdar olmadığını, ticarette zor duruma düşmemek için davalı yanla anlaşmaya çalıştığını, davalı yanın 30.000,00-TL daha borcunun olduğunu söyleyince davacının haciz baskısı altında … Bankası AŞ Dikili Şubesi’ne ait 30/04/2016 tarihli 15583330 numaralı çeki keşide ederek davalıya verdiğini ,davacının çeki ödeyebilmek için aracını sattığını, 190.000,00-TL’lik borca karşılık 605.000,00-TL ödenmesine rağmen halen icra takibinin devam ettiğini belirtmiş davacının davalıya herhangi bir borcu olmadığının tespitine,icra takibinin iptaline, icra baskısı altında fazla ödenmiş olan 385.000,00-TL’nin istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.

YANIT :
Davalı avukatı tarafından verilen yanıt dilekçesinde özetle; Görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın istirdat için belirlenen 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, bu sebeple ödemelerin bir bölümü ile ilgili davanın bu nedenle reddinin gerektiğini, İzmir 7. İcra Müd’ nün 2015/14490 E. Sayılı takibinin dayanağının 15/08/2015 tanzim 15/09/2015 vade tarihli 220.000,00-TL bedelli 1 adet senet olduğunu, davacı tarafın havale yolu ile yaptığı ödemelerin tamamının senedin tanzim tarihinden önce olduğunu, havale dekontlarında ödemelerin senet bedeline mahsuben yapıldığının belirtilmediğini, davacı tarafın yaptığı ödemelerin İzmir 7. İcra Müd’ nün 2015/14490 E. Sayılı dosyasına dayanak senet için yapıldığının kesin deliller ile kanıtlaması gerektiğini, davacının 03/11/2015 tarihinde İzmir ili … ilçesi … Köyü … ada … parselde bulunan … nolu bağımsız bölümü tapuda davalıya devrettiğinin sabit olduğunu ancak taşınmaz devrinin İzmir 7. İcra Müd’ nün 2015/14490 E. Sayılı dosyasına karşılık yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, davalının taşınmazı tapu resmi senedinde belirtilen şekilde iktisap ettiğini, bunun aksinin davacı tarafça resmi yazılı deliller ile kanıtlanması gerektiğini, taşınmazın icra dosya borcuna karşılık devredilmiş olması nedeni ile bu hususta taraflarca neden yazılı belge düzenlenmediğinin açıklanması gerektiğini beyala davacının davasının reddine karar verilmesinin talep etmiştir.
İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 28/11/2016 Tarih 2016/288 E. 2016/334 K. Sayılı kararı ile davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, dosya ticaret mahkemesinde görülmüştür.
İzmir 7. İcra Müd’ ‘nün 2015/14490 E. sayılı dosyasının UYAP suretinin incelemesinde: Alacaklının …, borçlunun …, borç miktarının 221.609,32-TL, takip dayanağının 15/08/2015 düzenleme 15/09/2015 ödeme tarihli 220.000,00 TL bedelli bono, takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip olduğu belirlenmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 05/04/2018 Tarih ve 2017/66 Esas, 2018/322 Karar sayılı kararında özetle; davacı yanca ispatlanamayan davanın reddine yasal şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine ilişkin hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF EDEN;
Davacı ve davalı vekili yerel mahkemenin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 04/05/2018 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; davacı vekili davacının takibe dayanak senede konu edilen borcu ödediğini, davalıya gönderilen havalelerde açıklama olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ,senetten dolayı davalıya borcu olmadığı beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı avukatı tarafından verilen 14/05/2018 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; kararın kısmen kaldırılarak %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE-DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ;
Dava ,takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, takibin iptali ve ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir.
Davacı, icra takibine konu edilen senetten kaynaklanan borcunu banka havalesi kanalı ile ödediğini ileri sürmüş ve senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ,takibin iptali ve icra baskısı altında fazla ödenmiş olan 385.000,00-TL’nin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, taraflar arasında icra takibine konu edilen senet dışında da parasal ilişki bulunduğunu, iddiaya konu ödemelerin takip konusu senede mahsuben yapılmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalıya yapılan ödemelerde takibe konu senede mahsuben yapıldığına ilişkin şerhin bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığından yemin teklif etme hakkını kullanmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş , hüküm davacı ve davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda. Bono ve havale birer ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiklerinin kabulü gerekir. Takibe dayanak bono 15/08/2015 düzenleme 15/09/2015 ödeme tarihli 220.000,00 TL bedelli bono davacının ödeme savunmasına konu banka havale dekontlarından sonraki tarih ve dolayısıyla bononun tanzim tarihinden önceki tarihleri taşımaktadır. Davalı yapılan ödemelerin başka bir borca karşılık yapıldığını ileri sürmüştür. Senedin vadesinden ve tanzim tarihinden önce yapılan ödemelerin senede yönelik yapıldığının ileri sürülmesi nedeniyle ispat külfeti davacıdadır. Başka bir anlatımla henüz muaccel olmayan bir borcun ödendiğini davacı ispatla yükümlü olacaktır. (Yarg. 19hd.ESAS : 2014/19578 -KARAR: 2015/7773) Ayrıca taraflar arasında gayrimenkul alım satımı ile muhtelif alacak borç ilişkisinin bulunduğu hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, söz konusu ilişki kapsamında davacı tarafça davalı tarafa banka vasıtasıyla EFT ler gönderildiği, gönderilen EFT’lerin açıklama kısmında gönderilen paranın ne sebeple gönderildiği hususunda bir ayrıntı olmadığı, gayrimenkul satımının davacının davalıya olan borcuna karşılık yapıldığına ilişkin ve 30.000,00 TL bedelli …. Bankası çekinin de dava ve takip konusu edilen senede yönelik verildiğine ilişkin davacı tarafça herhangi bir yazılı belge sunulmadığı, davalı taraf tacir sıfatına haiz olmayıp ticari defter tutmadığından ticari defter incelemesine de gidileyemeyeceği; Bu haliyle davacı tarafça dava dilekçesinde belirtilen ödemelerin ve gayrimenkul satımının İzmir 7. İcra Müd’ nün 2015/14490 E. Sayılı dosyasında takip konusu edilen senede yönelik yapıldığına ilişkin iddianın usulüne uygun deliller ile kanıtlanamadığı, davacı tarafça dava dilekçesinde sair deliller denmekle açıkça yemin deliline dayanılmadığı anlaşılmakla davalının savunması karşısında ispat yükü kendisinde olan davacı davasını ispatlayamadığından davanın reddine dair karar yerindedir.
Bununla birlikte; davalının istinaf talebinin incelenmesinde; Dava, menfi tespit davasıdır. Davacının talebi üzerine mahkemece tensip ara karar ile icradaki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verildiği; 19.04.2017 tarihli mahkeme üst yazılı ile icra dairesine bildirilen ara kararın 21.09.2017 tarihli icra müdürlüğü karar tensip tutanağıyla infaz edildiği, yerel mahkemenin 03.05.2018 tarihli üst yazısı ile davanın alacaklı lehine sonuçlanması nedeniyle tedbir kararının kendiliğinden kalktığının bildirilmesi sonucu icra dosyasına giren paranın tedbir ara kararı nedeniyle davalı alacaklıya yaklaşık 7 aylık gecikmeyle ödendiği görülmüştür. Bu haliyle İİK. 72 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı ile davalı alacağına geç kavuştuğundan (Yarg. 13hd. E: 2016 /13847 -K: 2019/ 2825 ) davalı alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyecek şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK 353-1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne; Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin ise 6100 sayılı HMK 353-1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2018 Tarih ve 2017/66 Esas, 2018/322 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalının istinaf başvurusunun kabulüyle; İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2018 Tarih ve 2017/66 Esas, 2018/322 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASINA ve ESAS HAKKINDA YENİDEN KARAR VERİLMESİNE ;
3- Davanın REDDİNE,
4-Davaya dayanak takipteki asıl alacak miktarı olan 220.000.-TL ‘nin % 20’sine tekabül eden 44.000-TL tazminatının davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından yatırılan 10.331,89 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.151,99‬‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından karşılanan 61,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan karar tarihinde yürülükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 38.150,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatırana iadesine,
10-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının mahsubu ile 144,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
11-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
12-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
13-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından karşılanan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 28,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 126,1‬0 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
14-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361/(1) maddesi gereğince, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere 02/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.