Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1929 E. 2023/1841 K. 20.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1929
KARAR NO : 2023/1841

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/641
KARAR NO : 2019/349
DAVA TARİHİ : 27/11/2017
KARAR TARİHİ : 30/05/2019

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAİRE KARAR TARİHİ : 20/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/10/2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2019 Tarih ve 2017/641 E.2019/349 K. sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.

İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davalı ve dava dışı … arasında davalı şirketin Aliağa ilçesinde bulunan fabrika sahası içerisinde çalıştırılmak üzere personel temini işi nedeniyle davalı şirket ile çalışılmış olup taraflar arasında en son 01.01.2015 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkili … tarafından söz konusu sözleşmenin müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, anılan sözleşmenin 2.maddesinde … ‘nın yükümlülüğünün “… A.Ş.fabrika sahası içerisinde inşaat kalıp beton demir ve her türlü inşaat işleri, zemin ve arazi hazırlama, tahmil, tahliye, yükleme, boşaltma, sevkiyat, paketleme, montaj, demontaj, devreye alma ve her türlü temizlik işlerinde çalıştırılmak üzere eleman teminini sağlamak” şeklinde belirtildiğini, nitekim çalışma usulü gereği … ‘nın kendisinin temin ettiği işçi sayısı ve işçilerin çalışma günleri karşılığı sigortasını ve özlük haklarını kendisi ödemek suretiyle fatura keserek bir nevi işi yapmaktan ve çalıştırılan işçiler için aylık … ‘a fatura kesmekte olduğunu, sözleşme yapılırken davalı işveren tarafından yüklenici … ‘nın yanı sıra müvekkilinden de yükleniciye kefil olması nedeniyle personel temini için 277.000,00 TL tutarlı teminat mektubu alındığını, dava dışı … tarafından sözleşmede belirtilen işin 2016 yılında sona erdiğini, buna rağmen davalı tarafından … ‘ya ve müvekkiline teminat mektubunun iade edilmediğini, bu arada müvekkilinin teminat mektubunun süresini uzatmak durumunda kaldığını, buna karşılık davalının teminat mektubunun karşılığı herhangi bir zararının bulunmadığını, ihtarname ile istenmesine rağmen davalı tarafından gönderilen cevabi ihtarnamede Aliağa İş Mahkemesinin 2016/139 E.sayılı dosyası ile eski çalışan … , yine aynı mahkemenin 2017/641 E.sayılı dosyası ile eski çalışan … , aynı mahkemenin 2017/605 E.sayılı dosyası ile SGK tarafından davalar açıldığının bildirildiğini ve teminatın iade edilmediğini, bu hareketin hukuka aykırı olduğunu, şöyle ki, müvekkilinden alınan … teminat mektubunda “personel temini için yatırılan nakit teminatın iadesi” olarak sebebin yazıldığını, bu amaç dışında bir gerekçe gösterilemeyeceğin, teminat mektubunun süresinin 03.10.2016 – 03.10.2017 olduğunu, oysa teminat mektubunun verilmeme gerekçesinin daha eski tarihte yaşanan olaylarla ilgili olduğunu, sözü edilen dava dosyalarının temelini oluşturan …’ın yaralanmasının 18.03.2014 tarihinde meydana geldiğini, yine müvekkilinin sözleşmenin 4.12.maddesindeki vergi ve SSK borcu yoktur yazısı gereğini yerine getirdiğini; yüklenicinin işinin bittiği 2016 yılı itibari ile gerek … ile yüklenici arasında gerek yüklenici ve üçüncü kişiler arasında doğmuş bir muaccel alacağın-borcun bulunmadığını; teminat mektubu süreli teminat mektubu olup, birer yıl süreli olarak tekrar tekrar yenilenmesinin haksız olduğunu; garanti sözleşmesi niteliği taşıyan teminat mektuplarının temel unsurun belli bir riskin garanti edilmesi olduğunu, belirli olmayan risklerin taahhüt edilmesinin mümkün olmadığını; yüklenicinin yaptığı işten dolayı zaten yüklenici tarafından davalıya banka teminat mektupları verildiğini, bu itibarla müvekkilinin teminat mektubu süresinin uzatılması amacıyla bankaya ücret komisyon ve sair ödemelerde bulunduğunu ileri sürerek; … bank Aliağa Şubesine ait 30.10.2016 tarihli 9260160-10329394-5-1-0 seri nolu ve 277.000,00 TL tutarlı teminat mektubundan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitine, Teminat mektubu nedeniyle bankaya ödenmek zorunda kalınan komisyon ve sair ödemelerden dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL’sının dava tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, Dava konusu teminat mektubunun bankaya ibraz edilerek paraya çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT :
Davalı avukatı tarafından verilen yanıt dilekçesi ve ikinci yanıt dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın ve taleplerin zamanaşımına uğradığını; esas yönden ise taraflar arasındaki akdin ifası sırasında meydana gelen kazalardan kaynaklı derdest davalar bulunduğunu, davacının sözleşmede müşterek müteselsil kefil sıfatını haiz olduğunu, bu davalar nedeniyle davacının üstüne düşen edimleri yerine getirmemiş olduğunu, davacının müşterek ve müteselsil kefil olduğu çocuklarının çalıştırdıkları ve işvereni oldukları işçilerin kazalarından sorumlu bulunduklarını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 30/05/2019 Tarih ve 2017/641 Esas, 2019/349 Karar sayılı kararında özetle;;’…. olayın özelliği ve şartlar, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davalı tarafından dava konusu teminat mektubunun davacıya iade edilmemesinin haklı bir sebebi bulunmamaktadır; teminat mektubu hükümsüz hale gelmiş olup bu teminat mektubundan dolayı davacının davalıya bir borcu ve sorumluluğu kalmamıştır. Bu bağlamda dava konusu teminat mektubunun 03/10/2016 tarihinde 1 yıl süre ile düzenlendiği ve 02/10/2017 tarihli süre uzatımı ile 03/10/2017 tarihinden dava tarihi 27/11/2017 tarihine kadar davacının yüklenmek zorunda kaldığı ve bankaya ödediği 727,13 TL komisyon tutarının da davalı tarafından davacıya ödenmesi gerekir. Ne var ki taleple bağlılık ilkesi gereğince 500,00 TL komisyon tutarı da davalı tarafından davacıya iade edilmesi gerektiği …’ şeklindeki gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN:
Davalı istinaf talebinde bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı avukatı tarafından verilen 11/07/2019 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; yine dava konusu alacağın ve taleplerin zamanaşımına uğradığını; esas yönden ise taraflar arasındaki akdin ifası sırasında meydana gelen kazalardan kaynaklı derdest davalar bulunduğunu, davacının sözleşmede müşterek müteselsil kefil sıfatını haiz olduğunu, bu davalar nedeniyle davacının üstüne düşen edimleri yerine getirmemiş olduğunu, davacının müşterek ve müteselsil kefil olduğu çocuklarının çalıştırdıkları ve işvereni oldukları işçilerin kazalarından sorumlu bulunduklarını bildirerek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalı şirket ve dava dışı … arasında tanzim edile ve davacının müşterek müteselsil kefil sıfatına haiz olduğu ‘personel temini işi’ sözleşmesi çerçevesinde davalıya verilen teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ve bankaya ödenen komisyon tutarının tahsili istemine ilişkindir.
Davalı ve dava dışı … arasında 01.01.2015 tarihinde “… A.Ş.fabrika sahası içerisinde inşaat kalıp beton demir ve her türlü inşaat işleri, zemin ve arazi hazırlama, tahmil, tahliye, yükleme, boşaltma, sevkiyat, paketleme, montaj, demontaj, devreye alma ve her türlü temizlik işleri personel temin işi” konulu sözleşmenin imzalandığı, daha öncesinde de benzer ticari ilişkinin bulunduğu, anılan sözleşmede davacının müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı … tarafından verilen dava konusu teminat mektubunun 03/10/2016 tarihinde düzenlendiği ve dava dışı yüklenici … (… Nak.) ile davalı … A.Ş. arasında 01/01/2015 tarihinde imzalanan sözleşmeye istinaden verildiği görülmüştür.
Bununla birlikte, davalı yanın 01.01.2015 tarihli sözleşmenin ifasından kaynaklandığını iddia ettiği Aliağa İş Mahkemesinin 2016/139 E.sayılı dosyası ile dava dışı … vekili tarafından davalılar … A.Ş.ve … aleyhine 09.03.2016 tarihinde -18.03.2014 tarihinde meydana gelen- iş kazasına bağlı 10.000,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi tazminatın tahsili yönünde dava açıldığı, yargılamanın devam ettiği;yine Aliağa İş Mahkemesinin 2017/605 E.sayılı dosyası ile dava dışı SGK vekili tarafından davalılar … A.Ş.ve … aleyhine 05.09.2017 tarihinde -18.03.2014 tarihinde meydana gelen- iş kazasına bağlı 54.074,85 TL maddi tazminatın rücuan tahsili yönünde dava açıldığı, yargılamanın devam ettiği; Ayrıca Aliağa İş Mahkemesinin 2017/647 E.sayılı dosyası ile dava dışı … vekili tarafından davalılar … A.Ş.ve … aleyhine 02.10.2017 tarihinde -13.07.2013 tarihinde meydana gelen- iş kazasına bağlı 1.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın tahsili yönünde dava açıldığı, yargılamanın devam ettiği uyuşmazlık konusu değildir.

Tüm dosya içeriği ve delillerin özellikle sözleşme, davacıya ve dava dışı kişilere ait ticari defter kayıtlar ile bilirkişi kurulu kök raporu ve ek raporunun değerlendirilmesi sonucunda:
Davalı savunmada belirtilen Aliağa İş Mahkemesinin 2016/139E. ve 2017/605 E.sayılı dosyalarının dava konusu olan (iş kazası tarihinde dava dışı … çalışanı) … ‘ın 18/03/2014 tarihinde geçirdiği iş kazasının ve Aliağa İş Mahkemesinin 2017/647E. dosyasının dava konusu olan (iş kazası tarihinde dava dışı… çalışanı) … ‘in 13/07/2013 tarihinde geçirdiği iş kazalarının teminat mektubu verilmeden çok önceki dönemde meydana geldiği; Eldeki davaya konu 03/10/2016 tarihinde 277.000,00 TL bedelli teminat mektubu düzenlenmeden ve bu teminat mektubunun verilmesine dayanak olan 01/01/2015 tarihli dava dışı … ile davalı … A.Ş.arasında düzenlenen ve davacı … ‘nın kefil olduğu sözleşmeden önce dava dışı … çalışan … ‘in 13/07/2013 tarihinde, dava dışı … çalışanı … ‘ın 18/03/2014 tarihinde olan iş kazalarından kaynaklı risklerin 03/10/2016 tarihli ve 277.000,00 TL bedelli teminat mektubuna ait dönemde meydana gelmediği için iade edilmemesine gerekçe gösterilen dava konusu teminat mektubunun Aliağa İş Mahkemesinin 2016/139E., 2017/605 E.ve 2017/647 E.sayılı dosyalarına konu uyuşmazlıklarla ilgili riski kapsamadığı,
Öte yandan, dava dışı … (… ) ile davalı … A.Ş arasında 09/07/2012 tarihinde sözleşme imzalandığı ve bu sözleşmenin 31/12/2012 tarihinde kadar geçerli olduğu, 9.maddesi ile 50.000,00 TL kesin teminat mektubu verilmesinin kararlaştırıldığı, dava konusu teminat mektubunun bu sözleşme için davalıya verilmemiş olduğu, yani eski sözleşmedeki teminat mektubu tutarının iş bu davaya konu teminat miktarı ile de uyumsuz olduğu,
Dava dışı … ‘nın davalıya en son düzenlediği faturanın 31/12/2016 tarihli olduğu ve bu tarihten sonra sözleşme konusu işin devam etmediği, sözleşme dönemini kapsayan süre içerisinde sözleşmenin 4.6.maddesiyle iş kazası sebebiyle çıkacak her türlü vergi, ceza SGK alacağı ve tazminatların yükleniciye ait olduğu, aksi halde … A.Ş’nin yüklenici firmaya başvuracağı, istihkakından kesinti yapılacağı kararlaştırılmış ise de bu konulara ilişkin olarak davalı … ‘ın doğan bir alacağının bulunmadığı, dava dışı … ‘nın SGK ve vergi dairesi borcunun bulunmadığı, yani teminatın verilmesine dayanak iş temini işinin 31.12.2016 tarihinde bittiği; Bu haliyle yukarıda yapılan açıklamalar ışığına her ne kadar sözleşenin 9.2 maddesinde ‘ teminatı ilgilendiren başka hususlar kalmamış ise’ şeklinde düzenleme nedeniyle iş kazasından kaynaklanan alacak ve iş kazasından kaynaklanan rücuen alacak davalarının halen derdest olup akdin ifasından kaynaklanmakla iade edilemeyeceği ileri sürülmüş ise de; Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davalı tarafından dava konusu teminat mektubunun davacıya iade edilmemesinin haklı bir sebebi bulunmadığı, iş mahkemesi dosyalarının teminatı ilgilendiren husus da olmadığı, böylece teminata konu iş tamamlanmakla teminat mektubu hükümsüz hale geleceğinden bu teminat mektubundan dolayı davacının davalıya bir borcu ve sorumluluğu kalmadığı, Bu bağlamda dava konusu teminat mektubunun 03/10/2016 tarihinde 1 yıl süre ile düzenlendiği ve 02/10/2017 tarihli süre uzatımı ile 03/10/2017 tarihinden dava tarihi 27/11/2017 tarihine kadar davalı yanın talebi sebebiyle davacının yüklenmek zorunda kaldığı ve bankaya ödediği 727,13 TL komisyon tutarının da davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği görülmekle davalının tüm istinaf sebeplerinin HMK 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2019 Tarih ve 2017/641 E.2019/349 K. sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan 4.739,10 TL istinaf karar harcının mahsubu ile kalan 14.216,92 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde 20/10/2023 tarihinde, oy birliği ile kararın tebliğinden itibaren yasal iki haftalık süresi içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olarak karar verildi.