Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1328 E. 2021/2172 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1328
KARAR NO : 2021/2172

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO:2021/110
KARAR NO:2021/480
KARAR TARİHİ:21/05/2021
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ:05/07/2021 – 16/07/2021
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali
B.A.M. KARAR TARİHİ:30/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ:30/12/2021

İSTEM; Davacı, davalı taraf ile arasında imzalanan abonelik sözleşmeleri ile bir takım hatların aktivasyonunun sağlandığı, bu hatların tek fatura uygulaması üzerinden iki adet numara ile; … ve … numaralı hatlardan faturalandırıldığını, … numaralı hattın Haziran 2013 dönemine ait, 02/07/2013 tarihli 8.069,60 TL’lik; … numaralı hattın Haziran 2013 dönemine ait, 02/07/2013 tarihli 8.586,30 TL’lik faturaların ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında ödenmeyen faturaların tahsili için Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2014/5413 Esas sayılı takip dosyası ile yapılan icra takibinin itiraz üzerine durdurulmasına karar verildiğini, yapılan itirazın haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı, faturaların kendilerine usulune uygun tebliğ edilmemesi sebebiyle fatura tutarlarından sorumlu olmadığını, fatura içeriğinde yer alan hizmetlerin verildiğinin ispat yükünün davacı yan üzerinde olduğunu, taahhütnamede yer alan cezai şartın tek taraflı olduğu, hükümsüz olduğunu, taahhüt iptali ve indirim iptali sebebiyle istenen bedellerin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece, davacının bu dava nedeniyle başka bir alacağının kalmadığını beyan ettiği ve davalı … bu dosyalar nedeniyle ibra ettiği, ayrıca davacının ibranamede icra inkar tazminatı ve yargılama giderine ilişkin taleplerini saklı tuttuğunu beyan etmediği, bu durumda tarafların hüküm sonrası sulh anlaşması yaptıkları ve davacının icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerini davalıdan tahsil ettiği ve bu kalemler yönünden artık taleplerinden vazgeçtiğini kabul etmek gerektiği, gerekçesi ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin vekalet ücreti talebi mahkemece 22/06/2021 tarihli ek karar ile reddedilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davacı ve davalı istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, yargılama giderlerinden tarafların haklılık durumuna göre davalının sorumlu tutulması gerekirken kendileri üzerinde bırakılmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince verilen ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın mevcut olup olmadığı ve varsa miktarının tespitinden kaynaklanmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 132. maddesinde ” Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.” düzenlemesine yer verilmiş olup, benzer düzenlemelere 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda da yer verilmiştir.
Eldeki bu davada, davacı tarafından talep edilen Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2014/5413 Esas sayılı takip dosyası alacağının, davalı tarafından ödenmesi üzerine davacı tarafından düzenlenen 29/09/2019 tarihli ibraname ile ilgili icra dosyası ve yargılama yapılan dosya ilgi tutularak başkaca alacak kalmadığının bildirildiği, davacının davalı tarafından yapılan ödemeyi olduğu gibi kabul ettiği, ödeme esnasında ise herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği anlaşılmakta olup, bu husus davacının da kabulündedir. Bu haliyle davacının talebine uygun yapılan ödemenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 131. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu 113. madde) işaret edilen ve borcu sona erdiren hallerden biri olduğu sonucuna varılmaktadır.
29/09/2019 tarihli ibraname ile borç tüm yönleri ile sona erdiğinden davacının lehine icra-inkar tazminatı ve davalı aleyhine yargılama giderine hükmedilmesine ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Davalının dosyaya sunmuş olduğu ibranameyi benimsediği ve dava konusu edilen bedeli ödemekle kusuru ile hakkında dava açılmasına sebep olduğu anlaşılmakla, bu bakımdan lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği anlaşılmakla ek kararda herhangi bir isabetsizlik yoktur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince hukuki nitelendirmenin davada ki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve mahkeme hükmünün yasal unsurları taşıdığı, istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/05/2021 tarih, 2021/110 Esas, 2021/480
Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/06/2021 tarih, 2021/110 Esas, 2021/480
Karar sayılı ek kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcı yeterli bulunduğundan yeniden harç tahsiline yer olmadığına,
4-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcı yeterli bulunduğundan yeniden harç tahsiline yer olmadığına,
5-Duruşma açılmadığından, davacı ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine gerek bulunmadığına,
6-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa geri verilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde 30/12/2021 tarihinde, oy birliği ile kesin olarak karar verildi.