Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1057 E. 2023/752 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1057
KARAR NO : 2023/752

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2018/1428
KARAR NO : 2021/409
DAVA TARİHİ : 04/01/2018
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

DAVA : İtirazın İptali (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAİRE KARAR TARİHİ : 13/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/04/2023

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/04/2021 Tarih ve 2018/1428 Esas, 2021/409 K. sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.

İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında abonelik sözleşmesi olduğunu, şirketin trafosundaki arıza nedeniyle davalı şirketin trafo ile ilgili arızayı giderdiğini, müvekkili şirketin sayaca müdahalesinin söz konusu olmadığını, buna rağmen kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle fatura düzenlenip müvekkiline gönderildiğini, itirazi kayıtla ödenen bu bedelin iadesi için talepte bulunulduğunu, ancak iade edilmeyince Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2017/1151 sayılı dosya ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerinden takip durduğundan belirtirek itirazın iptali, takibin devamına, alacağın %20’si oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT :
Davalı avukatı tarafından verilen yanıt dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresi İzmir olup, sözleşmede de İzmir Mahkemelerinin görevli olacağı kararlaştırıldığını, HMK’nu gereği İzmir Mahkemeleri yetkili olduğundan yetki yönünden davanın reddine karar verilmesini, ayrıca dava yasanın öngördüğü sürelerde açılmadığından davanın zamanaşımı, hak düşürücü süre yönünden de reddine karar verilmesini ve ayrıca müvekkilince düzenlenen faturanın bu konudaki yasal mevzuata ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olduğundan davanın reddine Karar verilmesini talep etmektedir. talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 29/04/2021 Tarih ve 2018/1428 Esas, 202/409 Karar sayılı kararında özetle; “…her ne kadar davalı kurum tarafından 25/12/2014-29/01/2015 tarihleri arası döneme ilişkin olarak önce 23.142,84 TL tutarında fatura tahakkuku yapılmış, yapılan itiraz üzerine bu tahakkukun hatalı olduğu anlaşılarak bu sefer aynı döneme ilişkin 546.989,11 TL tutarında fatura tahakkuku yapılmış ise de yukarıda bahsedilen ödeme ve bahse konu kararlar göz önüne alındığında davalı kurum tarafından 25/12/2014-29/01/2015 tarihleri arası döneme ilişkin ilk tahakkuk ettirilen 23.142,84 TL tutarında faturanın iptal edilmesi gerektiğinde bir tereddüt bulunmamaktadır. Davaya konu alacağı oluşturan 23.142,84 TL tutarındaki fatura mükerrer nitelikte olmasına rağmen davacı tarafından 10/03/2015 tarihinde gecikme zamlı olarak 23.295,79 TL olarak dava dışı … kanalı ile davalı tarafa ödendiğinden bu tutarın davalıdan talep edilmesinde hukuki yararının bulunduğu ve bu kapsamda davalı tarafa yapılan itirazın yerinde olmadığı ve ancak taleple bağlılık ilkesi göz önüne alındığında davacı tarafından sadece fatura tutarının tahsilinin talep edildiği anlaşılmakla açılı davanın kabulü ile; Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2017/1151 E. Sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin 23.142,84 TL alacağın tahsili bakımından aynen devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 9,75 oranında ve artan oranlarda avans faizi uygulanmasına, yasal şartları oluştuğu kanaatiyle İİK 67/son gereği hükmolunan tutarın % 20 si olarak hesaplanan 4.628,56 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN:
Davalı vekil istinaf talebinde bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı avukatı tarafından verilen 15/06/2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; davalı vekili aleyhlerine hükmedilen icra inkar tazminatının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştr.
GEREKÇE:
Dava, mükerrer tahsil edilen elektrik fatura bedelinin tahsili için davalı kurum aleyhine başlatılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/11 esas sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında abonelik sözleşmesi olduğunu, şirketin trafosundaki arıza nedeniyle davalı şirketin trafo ile ilgili arızayı giderdiğini, müvekkili şirketin sayaca müdahalesinin söz konusu olmadığını, buna rağmen kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle fatura düzenlenip müvekkiline gönderildiğini, itirazi kayıtla ödenen bu bedelin iadesi için talepte bulunulduğunu, ancak iade edilmeyince Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2017/1151 sayılı dosya ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerinden takip durduğundan belirtirek itirazın iptali, takibin devamına, alacağın %20’si oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İİK. 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi için, mahkemenin borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın haksız olduğuna karar vermesi gerekir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ile takip tarihine göre itiraz olunan alacağın likid (muayyen)-belirli olup olmadığına bakmak gerekir. Likit alacaklarda alacak miktarı belirlidir. Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinebilecek durumdadır. İİK 67/2.madde hükmünün amacı, borçluolduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında;Davacı ile davalı arasında 24847181 numaralı abonelikten kaynaklı bir ilişkinin olduğu, davalı taraf görevlileri aracılığı ile bahse konu abonelik sözleşmesinin ifa yerinde 29/01/2015 tarihinde yapılan inceleme neticesinde iç sayaç bilgilerine göre bağlantıların 25/12/2014 tarihinde değiştirildiği tespiti ile C-3016 seri numaralı kaçak elektrik tespit tutanağının tutulduğu ve bu kapsamda davalı tarafça davacı aleyhine 25/12/2014-29/01/2015 tarihleri arası 35 günlük döneme ilişkin olarak 23.142,84 TL tutarında kaçak elektik faturasının kesildiği, davacı tarafça bu şekilde yapılan tespite itiraz neticesinde davalı kurum kaçak elektrik ve fatura itiraz komisyonunda yapılan görüşmede 05/06/2015 tarihli karar ile bahse konu 25/12/2014- 29/01/2015 tarihleri arası 35 günlük döneme ait 23.142,84 TL’lik tahakkukun hatalı oluşturulduğuna karar verildiği ve ayrıca bu hatalı fatura yerine 25/12/2014- 29/01/2015 tarihleri arası döneme bu sefer 546.989,11-TL tutarında faturanın tahakkuk ettirilmesine karar verildiği ve bu tutardaki faturanın davacı aleyhine düzenlendiği, bahse konu bu faturaya karşı davacı tarafından yukarıda belirtilen İzmir 5. ATM’nin 2015/1000 esas sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davası açıldığı, davanın devamında bu fatura gecikme zammı dahil ihtirazı kayıt ile 24/12/2015 tarihinde ödendiğinden davaya istirdat davası olarak devam edildiği ve Mahkemece yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği ve verilen bu karar yine yukarıda belirtildiği üzere önce istinaf incelemesinden sonrasında ise temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği görülmüştür. Dolayısıyla, davalı kuruma bağlı komisyon kararı ile de takibe konu fatura bedelinin hatalı tahakkuk ettirildiğinin kabul edilmesi ve fatura bedelini hesaplayanın da bizatihi davalı kurum olması karşısında borçlu davalı tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurlar bilinmekte bilinebilecek durumda olduğundan, bu haliyle takibe konu alacak likit ve belirlenebilir olmakla yerel mahkemece davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmolunması usul ve yasaya uygun olmakla davalının icra inkar tazminatına ilişkin istinaf sebebinin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/04/2021 Tarih ve 2018/1428 Esas, 2021/409 K. sayılı kararının, usul ve yasal düzenlemelere uygun olduğundan davalı vekilinin karara yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/(1)-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan 395,23 TL istinaf karar harcının mahsubu ile kalan 1.185,65 TL‬’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a maddesi gereğince, kesin olmak üzere 13/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.