Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1490 E. 2022/441 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1490
KARAR NO : 2022/441
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2019
NUMARASI : 2016/693 -2019/1462
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
B.A.M.KARAR TARİHİ : 13/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2022

İSTEM; Davacı, davalı arasındaki atık su abonman sözleşmesi sebebiyle ödenmeyen atık su bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2014/3474 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, 11.548,20 TL asıl alacak, takip tarihine kadar işlemiş 7.038,99 TL işlemiş faiz ile 1.267,02 TL faizin %18 KDV si bakımından itirazın iptaline ve takibin devamına, kurum lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı, hiç bir zaman … abonesi olmadığını, sözleşme imzalamadığını, davacıdan hiç bir hizmet almadığını, sözleşmedeki imzanın şirket temsilcisine ait olmadığını, abonelik sözleşmesi bulunduğu iddia edilen yerde faaliyet göstermediğini, fatura tebliğ edilmediğini, 67 adet faturanın ödenmemesi halinde kurum tarafından hizmete son verilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, davacı ile davalı arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu, davalının atık su aboneliğinin de mevcut olduğu, hatta atık su aboneliği ile ilgili talep dilekçesinde davalının kaşe ve imzasının bulunduğu, kira sözleşmesinin dosya içerisinde bulunduğu, dolayısı ile aynı taşınmazı kiralayan davalının sözleşmede imzasının bulunmadığını ifade etse dahi, kira sözleşmesi bulunması ve fiilen aboneliğin devam etmesi nedeni ile imza incelenemesi yaptırılmasına gerek olmadığı, davalı şirketin celp edilen Ticaret Sicil Gazetesine göre fiilen 2011 yılı Şubat ayında, davalının kiraladığı bu taşınmazdan ayrıldığı, dolayısı ile bu durumun dikkate alınması gerektiği, davacının da bunun aksine bir delil ortaya koymadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2014/3474 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, ana para borcunun 5.777,80 TL, işlemiş faizin 4.710,26 TL, 847,00 TL KDV’si ile birlikte toplam 11.335,06 TL üzerinden takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davacı ve davalı istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde; İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davalının adres değişikliği yaptığına dair beyanının asılsız olduğunu, bu hususun kabulü halinde dahi aboneliğini sona erdirmeyen davalının borçtan sorumlu olduğunu,
Mahkemece, adres değişikliğinin Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği 2011 Şubat ayına kadar bilirkişi incelemesi yapılmasının ve bu tarih esas alınarak yapılan bilirkişi incelemesi esas alınarak karar verilmesinin hatalı olduğunu,
Davalının aynı abonelikten kaynaklanan ve ödenmeyen 2013 yılı 11.,12. Ayları,2014 yılı 1,2,3,4,5,aylarına ait kuyu atık su borcu nedeniyle İzmir 7. İcra Müdürlüğnün 2015/6550 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali için İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2015/1070 Esas sayılı dosyasında davanın kabulüne dair verilen kararın kesinleştiğini, bu davada konu edilen dönemlerden sonraki borca ilişkin kararın davalının adres değişikliğini iddia ettiği dönemler bakımından sorumlu olduğuna dair kesin hüküm oluşturduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesinitalep etmiştir.
Davalı istinaf dilekçesinde; İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,
… ile aralarında abonesi olmadığını, sözleşme imzalamadığını, davacıdan hiç bir hizmet almadığını, sözleşmedeki imzanın şirket temsilcisine ait olmadığını, bu hususta bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini,
Abonelik sözleşmesi bulunduğu iddia edilen yerde faaliyet göstermediğini, fatura tebliğ edilmediğini, 67 adet faturanın ödenmemesi halinde kurum tarafından hizmete son verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; atık su kullanım bedelinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili 26/10/2021 tarihli dilekçesiyle vekili olduğu davalı şirketin yapılandırma kapsamında borcu yapılandırıp ödediğini belirterek istinaf talebinden feragat etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 349. maddesi, “(1) Taraflar, ilamın kendilerine tebliğinden önce, istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edemez.
(2) Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.” düzenlemesini içermektedir.
Dosyanın incelenmesinde; istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili Av. …’nın (Menderes 2. Noterliğince verilen 001484 yevmiye nolu 16/02/2017 günlü vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak) 26/10/2021 günlü dilekçeyle ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 24/12/2019 tarihinde verilen davanın kısmen kabulü kararına karşı yapılan istinaf başvurusundan feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmakla, davalının 14/02/2020 günlü dilekçe ile yaptığı istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İzmir 15. İcra Müd. 2014/3474 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … Belediyesi … Müd olduğu, borçlusunun … Şti olduğu, takibe konu alacağın 11296021 nolu aboneliğin 2007 yılı 6-7-8-9-10-11-12 aylar, 2008 yılı 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12 aylar, 2009 yılı 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12 aylar, 2010 yılı 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12 aylar, 2011 yılı 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12 aylar, 2012 yılı 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12 aylara ait kuyu atık su bedeli toplamı 11.548,20-TL asıl alacak, 7.038,99.-TL işlemiş faiz, 1.267,02TL faizin %18 KDV’si toplamı 19.854,21.-TL’nin tahsili amacıyla takip yapıldığı, borçlunun borcuna ve faiz oranına itiraz ettiği görülmüştür.
Davalı taraf, kullanılan su ile bir bağlantısının olmadığını, abone olmadığı gibi fiili kullanıcı da olmadığını, tutanak tutulan yerden taşındığını belirtmiş, adres değişikliğine dair Ticaret Sicil Gazetesini sunmuştur.
Abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abone, tesisatta kullanılan su/atıksu bedelinden, davacı şirkete karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, sayacın muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber şirkete karşı kullanılan su/atıksu bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su/atıksu, bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.
Davalının 22/07/2007 tarihli sözleşme ile davacı kurumdan hizmet aldığı, hizmet alının yerin abone sözleşmesindeki 79 nolu taşınmaz olduğunun davalı tarafın başvuru dilekçesi ile teyit edildiği, davalı tarafın sözleşmenin feshine ilişkin bildirimde bulunmadığı ve talep edilen tarihler itibarıyla atıksu bedelini ödeme yükümlülüğünün bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davalı şirketin celp edilen Ticaret Sicil Gazetesine göre fiilen 2011 yılı Şubat ayında, davalının kiraladığı bu taşınmazdan ayrıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Davalının istinaf başvurusunun feragat nedeniyle REDDİNE,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/12/2019 tarih, 2016/693 Esas,2019/1462 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
-Davanın kabulü ile İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2014/3474 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline,11.548,20 TL asıl alacak, 7.038,99 TL işlemiş faiz ve 847,00 TL KDV olmak üzere toplam 19.854,21 TL üzerinden takibin devamına,
19.854,21 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalı tarafından davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 1.356,24 TL karar harcından ilk derece mahkemesince düzenlenen 03/04/2020 tarih 2020/210 sayılı harç tahsil müzekkeresiyle tahsili istenilen 435,23 TL’nin mahsubu ile kalan 921,01 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça karşılanan 368,27 TL ilk dava gideri, 900,70 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.268,97 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine,
7-Alınması gereken 80,70 TL harçtan davalı tarafından yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 26,30 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
9-Davacı tarafça istinaf aşamasında karşılanan 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı, 54,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 203,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı tarafından karşılanan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
İlişkin, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 13.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.