Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1178 E. 2022/108 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1178
KARAR NO : 2022/108

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO :2014/1418
KARAR NO :2019/59
KARAR TARİHİ :18/01/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ:05/02/2020 – 10/02/2020
DAVA : Alacak
B.A.M. KARAR TARİHİ :03/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :03/02/2022

İSTEM; Davacı, davalı şirketin aldığı elektrik enerjisinin miktarlarını ve faturalandırmaya esas bilgilerini sayaç okuyarak belirlediğini, ancak bu sayaç okuma bedelinin sayaç başına sabit bir ücret olması gerekirken davalı şirketçe tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi ücret olarak tespit edildiğini, bu çerçevede davalı şirketin Eylül 2006 – Aralık 2010 dönemleri arasında fazladan perakende satış hizmet bedeli tahsil ettiğinin açık olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 25 ayrı dönem fatura ve KDV’si olmak üzere 6.144,53 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek gecikme zammı ve işlemiş, işleyecek gecikme zammının kdv’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03/06/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 439.210,09 TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP: Davalı, dava konusu alacağın … A.Ş.’nin yürüttüğü işlemlerden olduğunu, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 21. maddesinde “Perakende satış hizmeti fiyatları, abone grupları ve/veya gerilim seviyeleri bazında ayrı ayrı olmak üzere sabit ve/veya değişken bir bedel olarak belirlenir” hükmü yer aldığını, buna göre, faturalarda yer alan perakende satış hizmet bedeli, faturalandırma, müşteri hizmeteri, perakende satış hizmetine ilişkin yatırım hizmeti bedeli, görevli perakende satış şirketlerinden enerji alan tüm tüketicilere uygulandığını, doğrudan tedarikçisini seçen serbest tüketiciler için böyle bir bedel belirlenmediğini, elektrik hizmetleri faaliyetlerinin yürütülmesi ve denetlenmesinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yapıldığını, şirketin sadece alınan kararların uygulayıcısı konumunda olduğunu, söz konusu abonenin faturalarından tahakkuk eden Psh bedellerinin abonelerin serbest tüketici kapsamında olduğu zaman diliminde değil, ulusal tarifeden faturalandırıldığı zaman diliminde düzenlenen faturalar olduğunu, bu nedenle faturalar ve faturalardaki bedellerin doğru olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, davacı şirketin, EPDK tarafından her yıl yayınlanan serbest tüketici limitini aştığı ve serbest tüketici olarak kabul edildiği, böylelikle tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi kök ve ek raporları ışığında, sayaç okuma hizmetinin tahsilinde sabit ücret uygulanması gerektiği, davacı tarafından davalı yana ihtar çekilerek temerrüde düşürülmediği için dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz hesabı yapılarak ve taleple bağlı kalınarak açılan davanın kabulü ile, 6.144,53 TL’nin dava tarihi olan 04/06/2014 tarihinden itibaren, 433.065,09 TL’nin ıslah tarihi olan 03/06/2015 tarihinden itibaren 6183 Sayılı Amme Alacaklarına Uygulanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davacı ve davalı istinaf talebinde bulunmuşlardır.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde;
-İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,
-Yerel Mahkemece faizin KDV’sine karar verilmediğini, işlemiş ve işleyecek olan faizin KDV’sine hükmedilmesinin kanuni bir zorunluluk olup mahkemece işlemiş ve işleyecek faize kdv işletilmesi yönünde karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, istinaf talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Davalı istinaf dilekçesinde;
-İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,
-Davacının ulusal tarife müşterisi olduğunu,
-Davacı şirketin serbest tüketim limitini geçtiğini ancak tedarikçisini seçmediğini,
-İptal hükmünün uygulanabileceği tüketicilerin, salt limiti geçen tüketiciler değil, limiti geçen ve ikili anlaşma imzalayarak tedarikçisini seçen (ST)ler olduğunu,
-(epdk ), (sd) limitini geçmesine rağmen tedarikçisini seçmemiş tüketicilerin (ST) olmayan tüketiciler gibi perakende satış hizmet (PSH) bedeli ödeyeceğinin belirtildiğini,
-(ST)lerin kayıtlarının tutulduğu …’ta davacının kaydının bulunmadığını,
-Husumet yönünden yapılmış olan itirazların mahkemece dikkate alınmadığını,
-Bilirkişi kök raporuna ve ek raporuna yapılan itirazların mahkemece dikkate alınmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, istinaf talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı şirket tarafından davalı şirkete ödenen elektrik tüketim bedellerinin istirdadına ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dava; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (EPDK) 875 sayılı kararı ile 01/09/2006 ila 31/12/2010 tarihleri arasındaki geçiş döneminde Perakende Satış Hizmet (PSH) tarifesinin kWh bazında belirlenmesine ilişkin 20 Dağıtım Şirketi İçin Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin, Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendinin Danıştay tarafından iptal edilmiş olması nedeniyle, anılan dönemde davacı şirket tarafından davalı şirkete elektrik tüketim bedelleri ile birlikte ödenen PSH bedellerinin istirdadı istemine ilişkindir.
Hukuka aykırı bulunan idari işlemler hakkında idari yargı yerlerince verilen iptal kararları; iptal edilen karara istinat eden, onunla doğrudan doğruya alakalı tasarruflara da etkilidir. Bu suretle iptal hükmü; iptal edilen karara dayanan, onunla bağlı bir mahiyet arzeden sonuç işlemleri de ortadan kaldırmak suretiyle geçmişe yürümektedir. İptal kararlarının bu özelliği, dava konusu idari tasarruftan önceki hukuki durumun sağlanması gereğinden kaynaklanmaktadır.
Dosya kapsamına göre; davalı şirketin, EPDK’nın, Danıştay tarafından iptal edilen düzenleyici işlemi esas alarak 2016 Eylül ayı ile 2010 yılı Aralık ayı arasındaki geçiş döneminde tanzim ettiği faturalar ile elektrik abonesi olan davacı şirketten, tüketilen enerji miktarı (kWh) üzerinden PSH bedeli tahsil ettiği anlaşılmaktadır.
EPDK’nın düzenleyici işleminin Danıştay tarafından iptal edildiği, buna bağlı olarak geçmişe etkili olarak ortadan kalkan düzenleyici işlem nedeniyle davalı şirket tarafından geçiş döneminde tahsil edilen PSH bedellerinin davacı şirkete iade edilmesi gerektiği, tarafların delil ve karşı delillerinin değerlendirilmesi suretiyle ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemece, alınan son bilirkişi raporuna göre davacının 439.210,09 TL talepte bulunabileceği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak mahkemece, iki defa bilirkişi incelemesi yapılmış olup, bilirkişi heyet raporlarında davacının alacağının belirlenmesinde farklı rakamların bulunduğu görülmüştür. İlk bilirkişi heyet raporunda davacının davalıdan 371.057,00 TL talep edebileceği, ikinci heyet raporunda ise davacının 440.009,98 TL talep edebileceği, talep ile bağlı kalınırsa miktarın 439.210,09 TL olduğu belirtilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki dosyada bulunan bilirkişi raporları arasında esaslı çelişki bulunmakta olup bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm tesis edilmesi olanaklı değildir. Raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde, dosya kapsamı ayrıntılı şekilde incelenerek, taraf, mahkeme ve kanun yolu mahkemelerinin denetimine olanak sağlayacak biçimde, heyet raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
İlk derece mahkemesince değinilen bu yön gözardı edilerek raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan tarafların diğer istinaf itirazları incelenmeksizin istinaf itirazlarının bu yönüyle kabulü ile belirtilen şekilde bilirkişi heyet raporu alınarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi için kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tarafların istinaf itirazlarının KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/01/2019 günlü ve 2014/1418 Esas, 2019/59 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, gerekçede belirtilen şekilde bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde konusunda uzman yeni bilirkişi heyetinden rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi için dosyanın mahkemesine İADESİNE, tarafların diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan 7.501,00 TL istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
4-istinaf başvurusunda bulunan taraflar tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde 03/02/2022 tarihinde, oy birliği ile kesin olarak karar verildi.