Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/3740 E. 2021/978 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/3740
KARAR NO : 2021/978
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2018/517
KARAR NO : 2019/497
KARAR TARİHİ : 05/09/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ: 14/10/2019-01/11/2019
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
B.A.M. KARAR TARİHİ : 02/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/07/2021
İSTEM : Davacı ….. davalı ile arasında elektrik enerjisi satışına ilişkin perakende satış-abonelik sözleşmesi bulunduğunu, davalının 02.04.2008 tarihinden itibaren şantiyede elektrik kullandığını, ancak 09.07.2010 vade tarihli 415,67 TL ve 30.06.2014 vade tarihli 7.831,20 TL tutarındaki toplam 8.246,87 TL bedelli elektrik faturasını ödemediğini, bu nedenle davalı hakkında İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2015/16676 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2015/16676 sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, itirazında haksız ve kötüniyetli olan davalının % 20 icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı, tüketici mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesini, davacı tarafından açılan davanın ve yapılan icra takibinin haksız olduğunu, davacıya borcu bulunmadığını, davacı ile inşaat yapımı sırasında şantiye elektriği temini amacıyla abone sözleşmesi imzaladığını, inşaat tamamlandıktan sonra taşınmaz maliklerinin ferdi olarak abonelik aldıklarını, şantiye aboneliğinin kullanımının bitmesi nedeniyle bedeli yatırılmak suretiyle kapatıldığını, bu aboneliğe ilişkin herhangi bir borcun kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:Davacı tarafından açılan itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2015/16676 sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 10.015,19 TL bakımından devamına, davalı tarafından 8246,87 TL asıl alacağın %20′ si oranında 1.649,37 TL icra inkar tazminatının davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davacı ve davalı istinaf talebinde bulunmuşlardır.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde; sözleşmenin 5. maddesinin f fıkrası ile son ödeme tarihine kadar borç ödenmediğinde 6183 sayılı yasanın 51. maddesinde belirtilen oranları aşmamak koşuluyla şirket yönetim kurulunca belirlenen yürürlükteki gecikme zammı oranının uygulanacağının kararlaştırıldığını, bu nedenle mahkemece ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle hesaplama yapılmasının sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek kararın bu yönü ile kaldırılmasına, davanın kabulü ile asıl alacağa işletilecek gecikme zammı oranı olarak sözleşmedeki hükümlerle belirlenen %16,8 faiz oranının esas alınmasını, icra takibine konu alacak kalemlerinin aynen tahsilini teminen itirazın kaldırılmasını, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı istinaf dilekçesinde; şantiye elektriğinin bağlı olduğu inşaatın bitirilerek oturma ruhsatları alınıp 3. Kişilere tapu kaydıyla devri yapılıp maliklerce kendi adlarına yeni elektrik aboneliği tesis edildikten sonra 2008 Ağustos tarihinden itibaren artık şantiye elektriği kullanılmasının fiilen sona erdiğini ve bu tarihten sonra o bölgede başka bir inşaat yapmadığını bu nedenle davacı şirket tarafından 2010-2014 dönemlerine ait alacak talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yönetmelik gereğince bilirkişi tarafından elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenerek bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi gerektiğini, bu tarihten sonraki dönem içinse davacının elektriği kesmemesini müterafik kusur teşkil edeceğini bu yönüyle bilirkişiden ek rapor alınması gerekirken mahkemece bu itirazların dikkate alınmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu yine alacak yargılamayla belirleneceğinden icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, davacı lehine 2.750,00 TL avukatlık ücretine hükmedilmiş olmasına rağmen 4 nolu bendin ikinci paragrafında kendileri lehine belirlenen 893,83 TL’lik vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde denilmek suretiyle davacı lehine ikinci kez vekalet ücretine hükmedilmiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:Taraflar arasındaki uyuşmazlık elektrik tüketim bedelinden kaynaklanmaktadır.
İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2015/16676 sayılı takip dosyası ile davacı tarafından davalı aleyhine ….. tesisat nolu abonelliğe ait 06.2010-06.2014 dönemine ait 8.246,87 TL elektrik bedelinin tahsili amacıyla icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin 08.02.2018 tarihinde borçluya tebliği ile süresi içinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece davacı şirket ile davalı arasında düzenlenen alçak gerilim elektrik enerjisi satışına ilişkin perakende satış sözleşmesinin 10/c maddesinde müşterinin tek taraflı olarak sözleşmeyi sona erdirme halinin düzenlendiği, buna göre davalının sona erdirme isteğini bildirmek üzere şirkete yazılı başvuruda bulunması gerektiği, başvurunun ardından 7 gün sonrasında şirket ile abone arasındaki aboneliğin sona ereceği ancak abonenin sona erme sırasında kendisine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmesi gerektiği aksi halde doğabilecek her türlü sorumluluğun müşteriye ait olacağının düzenlendiği, dosya kapsamında davalı tarafından davacı şirkete aboneliğini iptal ettirmek için yapılmış müracaat ile ilgili herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, aboneliğin halen davalı adına kayıtlı olduğu, bu nedenle davalının 2010-06 ile 2014-06 arasındaki dönem için normal tüketim borçlarından abonelik sözleşmesinin tarafı sıfatı ile sorumlu olduğu, şantiye aboneliğinin inşaatlar bittikten sonra kullanılmaya devam edildiği ve sayacın kullanım kaydettiği, davalı tarafın bu abonelik nedeniyle oluşan toplam 8.246,87 TL elektrik kullanım giderinden sorumlu olduğu ancak herhangi bir ödemede bulunmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı takip talebinde 8.246,87 TL asıl alacak, 2.256,06 TL gecikme cezası, 406,09 TL gecikme zammının KDV’si olarak 10.909,02 TL’nin tahsilini talep etmiş, mahkemece 10.015,19 TL üzerinden takibin devamına kar verilmiştir.
HMK’nın 341/2. maddesinde miktar veya değeri 4.400,00 TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu hükme bağlanmış olup aynı kanunun 341/4. maddesinde alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 4.400,00 TL’yi geçmeyen tarafın istinaf yoluna başvuramayacağı kabul edilmiştir.
Davacı tarafından istinaf kanun yoluna konu edilen hükmün 893,83 TL’ye ilişkin olduğu, bu miktarın kesinlik sınırı altında kaldığı anlaşıldığından davacının istinaf dilekçesinin HMK’nun 352. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalının istinaf talebine ilişkin olarak ise,
Davalının aboneliğini iptal ettirmediği bu nedenle 2010-06 ile 2014-06 arasındaki dönem için normal tüketim borçlarından abonelik sözleşmesi gereği sorumlu olduğu, şantiye aboneliğinin inşaatlar bittikten sonra da kullanılmaya devam edildiği ve sayacın kullanım kaydettiği bu nedenle davalının 8.246,87 TL elektrik kullanım giderinden sorumlu olduğu anlaşılmakla ve takibe konu alacak likit olup icra inkar tazminatının şartları oluştuğu için davalının esasa ilişkin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.Ancak 05/09/2019 günlü gerekçeli kararın 4 nolu bendinin ikinci paragrafında “Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca kabul ve red oranına göre takdir ve tayin edilen 893,83 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine” şeklinde sehven karar verildiği görülmektedir.
HMK’nın 304/1.maddesi “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer açık hatalar mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir” şeklinde hükme bağlanmış olup sehven yazılan “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” dair ibarenin anılan yasa hükmü uyarınca düzeltilmesine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf dilekçesinin HMK 341/2 ve 352. maddeleri gereğince REDDİNE,
2-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/09/2019 günlü 2018/517 Esas 2019/497 Karar sayılı kararı usul ve yasal düzenlemelere uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun REDDİNE,
3-İlk derece mahkemesinin 05/09/2019 tarih ve 2018/517 Esas, 2019/497 K. sayılı kararının hüküm kısmının 4. maddesinin bütünüyle karardan çıkartılarak yerine aynen ” Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, kabul ve red oranına göre takdir ve tayin edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, kabul ve red oranına göre takdir ve tayin edilen 893,83 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,” şeklinde yazılmasına, İlk derece mahkemesi kararındaki açık maddi hatanın bu şekilde DÜZELTİLMESİNE,
4-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,
5-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 172,00 TL istinaf karar harcından alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 112,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
6-İstinaf talebinde bulunan davacı ve davalı tarafından karşılanan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde 02/07/2021 tarihinde, oy birliği ile kesin olarak karar verildi.