Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/3124 E. 2021/945 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/3124
KARAR NO : 2021/945

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2017/1201
KARAR NO : 2019/494
KARAR TARİHİ : 11/04/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 23/05/2019
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
B.A.M. KARAR TARİHİ : 29/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/06/2021

İSTEM : Davacı, küçükbaş hayvanların sütünü satarak geçimini sağladığını, bu kapsamda davalı şirketede süt sattığını, süt satımından önce davalı şirketten avans aldığını ve karşılığında davaya konu bonoyu verdiğini, akabinde almış olduğu avansları süt vermek suretiyle ödemesine rağmen davalı şirketin senedi şirket ortağı olan diğer davalıya ciro ettiğini ve senedin bu davalı tarafından icraya konulduğunu ileri sürerek senetten ve icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP : Davalılar davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, davanın ispatlanamadığından bahisle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN : Davacı istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebebi olarak bildirmiştir.
GEREKÇE : Dava, davalı şirkete süt satımı nedeniyle alınan avanstan dolayı düzenlendiği iddia olunan senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olup davaya bakan Ticaret Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki davacı taraf dava dilekçesinde süt satımı yapan köylü olduğunu bildirmiş olup davacının tacir sıfatını taşıdığı eldeki davada iddia ve ispat edilmemiştir. Bu nedenle davacının tacir sıfatını taşımadığının kabulü zorunludur.
Davacı eldeki davada senedin süt satımından kaynaklı olarak düzenlendiğini iddia etmiş olup davalı şirkette davacının sattığı sütlerin bedelinin ödendiğini savunmaktadır. Davadaki ileri sürülüşe ve dosya kapsamına göre kambiyo hukukundan kaynaklı bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davada temel ilişkiye girilerek iddia olunan temel ilişki kapsamında tarafların hukuki durumları tartışılmış ve istinafa konu hüküm tesis edilmiştir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi zorunludur.
Davada temel ilişki ileri sürülmüş olup kambiyo hukukundan kaynaklı bir uyuşmazlık bulunmadığından ve davacı tacir sıfatını taşımadığından görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır ve bu nedenle ticaret mahkemesince verilen karar usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır.
İlk derece mahkemesince davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu kabul edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacının diğer istinaf itirazları incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2019 günlü ve 2017/1201 Esas 2019/494 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
2-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından karşılanan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olan istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde 29/06/2021 tarihinde, oy birliği ile kesin olarak karar verildi.