Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/92 E. 2023/279 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/92
KARAR NO : 2023/279

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.10.2022
NUMARASI : 2021/724 E. – 2022/692 K.
BİRLEŞEN KARŞIYAKA ATM’NİN 2016/655 E.SAYILI DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 21.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.02.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.10.2022 gün ve 2021/724 E. – 2022/692 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 04.06.2014 tarihinde davalıların işleteni ve ZMMS sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin idaresindeki motosiklete çarptığını, müvekkilinin sol ayağının aracın altında kaldığını ve iki parmağının koptuğunu, çok sayıda ameliyat geçirdiğini, tedavisinin devam ettiğini, başına aldığı darbe nedeniyle de ciddi zarar gördüğünü, engelli ve bakıma muhtaç duruma düştüğünü, Menemen’de bulunan … Hastanesinde 2 günde bir pansuman yapılması için özel taksi ile gittiğini, her gittiğinde taksiciye 50,00 TL yol gideri verdiğini, verilen randevuya göre ayda bir kaç kez … Eğitim ve Araştırma Hastanesine taksi tutarak gittiğini, her gittiğinde 100,00 TL yol ücreti verdiğini, gerek hastanede refakatçi vasıtasıyla gerekse taburcu edildikten sonra evde birinin bakımına muhtaç kaldığını, geceli gündüzlü bir şekilde bakıcının ihtiyaçlarını karşıladığını, aylık kazancının 3.000,00 TL’nin üzerinde olduğunu ileri sürerek, 15.500,00 TL maluliyet tazminatı, 500,00 TL tedavi giderleri, 1.000,00 TL bakıcı gideri ve 3.000,00 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 20.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davalı işleten hakkındaki dava tefrik edilerek, görevsizlik kararı verildiği, görev yönünden mahkemeler arasında çıkan uyuşmazlığın Yargıtay 22. Hukuk Dairesince yargı yerinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu ve tefrik kararının hatalı olduğu yönündeki kararı üzerine tefrik edilen dosyanın eldeki dava dosyası ile birleştirildiği anlaşılmıştır.
CEVAP : Davalı …. vekili, kaza nedeniyle müvekkili şirkete başvuru yapılmadığını, müvekkili şirket sigortalısının kusurunun ispatlanması gerektiğini, müvekkili şirketin tedavi ve bakıcı giderleri ile geçici maluliyet tazminatından dolayı sorumluluğunun bulunmadığını, maluliyetin tespitinin amacıyla Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor alınması, özür durumu ile trafik kazası arasındaki illiyet bağının tespitinin gerektiğini, davacının gerçek gelir durumunun tespit edilmesini, davacının bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ödeme yapılmış ise ödenen bu geçici iş göremezlik ödeneği ile bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin dikkate alınması gerektiğini, faizin ancak dava tarihinden itibaren başlayabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurlu olmadığını, Menemen 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/411 E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla istenilen manevi tazminat talep miktarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Menemen 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/411 E. – 2014/810 K. sayılı kararı ile davalı-sanık … hakkında tali kusurlu olduğu için taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, alınan kusur raporuna göre, davacı sürücünün kavşağa geldiğinde kendisine yönelik olarak kullanılan “DUR” işaret levhasının talimatı doğrultusunda durup kavşağı kontrol etmemekle, tali yoldan geldiğini gözeterek ana yol üzerinde seyretmekte olan davalı-sürücü …’in idaresindeki araca ilk geçiş hakkını vermemekle, kazanın meydana gelmesinde asli ve %75 oranında kusurlu olduğu; davalı sürücünün ise kavşağa geldiğinde tali yoldan kavşağa girmek üzere bulunan davacı sürücüye ses ve ışık cihazları ile uyarmama ve kavşağa girdiğinde fren tedbirine başvurmaması neticesinde kazanın oluşumunda %25 oranında kusurlu olduğu, kaza sonrasında davacının sol ayak 4. ve 5. parmaklarında amputasyon ile sol ayak 2. ve 3. parmaklarda hareket kısıtlılığının, %7,2 oranında meslekte kazanma gücünde kayba neden olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren bir buçuk aya kadar uzayabileceği belirgin olduğu, iyileşme süresinin hekim tarafından belirlenen süre olduğu, davacı için bu fiili durumun 04.06.2012 tarihinden 12.12.2014 tarihine dek 6 ay 8 gün boyunca devam ettiği hususunun Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 11.11.2014 gün 21169776 sayılı raporu ile belgelendiği, tedavi amaçlı olarak 12.12.2014 tarihine kadar devam eden kontrolleri nedeniyle 600,00 TL, ayağındaki açık yaralar nedeniyle yapılması gereken pansumanlar için 300,00 TL olmak üzere toplam 900,00 TL ulaşım harcaması yaptığı, davacının tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanması nedeniyle ulaşım harcaması dışında tedavi harcamasının bulunmadığı, davacının kazanç kaybının asgari ücretin neti üzerinden 04.06.2014 – 12.12.2014 tarihleri arasındaki dönem için 5.544,76 TL olduğu, davacının sol ayağını kullanamaması, boyun travması nedeniyle başlangıçta yatağa bağımlı olması, buna göre 05.06.2014 – 30.10.2014 tarihleri arasında ve gece gündüz devam eden bir bakım ihtiyacının bulunduğu, aylık 1.200,00 TL tutarındaki ücretin beklenen sınırlar içerisinde kabul edildiği, buna göre bakım giderinin 5.800,00 TL olduğu, bilirkişi tarafından sürekli iş göremezlik (maluliyet) tazminatının ise 44.822,01 TL olarak hesaplandığı, davalı sürücünün %25 kusurlu olması nedeniyle kusur oranına göre hesaplanan tazminatlardan davalı tarafın sorumlu olduğu, kusur oranına göre davacının hak ettiği tedavi amaçlı ulaşım giderinin 225,00 TL; geçici iş göremezlik tazminatının 1.386,19 TL; bakım giderinin 1.450,00 TL; sürekli iş göremezlik (maluliyet) tazminatının 11.205,50 TL olduğu, taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerektiği, manevi tazminatın tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile davacıya ceza dosyasında yapılan 1500,00 TL ödeme de dikkate alınarak takdir edildiği gerekçesi ile maddi tazminat davasının kısmen kabulüne; 11.205,50 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.386,19 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 225,00 TL tedavi gideri, 1.000,00 TL bakım gideri olmak üzere toplam 13.816,69 TL maddi tazminatın -davalı … yönünden olay tarihinden, davalı … yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakım giderleri ile ilgili fazlaya dair hakkın saklı tutulmasına, diğer maddi zarar talepleri konusundaki fazlaya ilişkin taleplerin reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 4.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI: Dairemizin 17.11.2021 tarihli 2019/190 E. 2021/1364 K. Sayılı ilamı ile; kaza tarihi 04.06.2014 itibarıyla yürürlükte olan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak maluliyet değerlendirmesinin yapılmadığı, maluliyet oranı tespitine ilişkin bu raporun, hükme esas almaya elverişli olmadığı, hesap raporunda esas alınan ATK raporunda, davacının sol ayak 4. ve 5. parmaklarda amputasyon ile sol ayak 2.ve 3. parmaklarda hareket kısıtlılığı bulunduğu tespit edildiği halde, ne kadar süre ile bakıcıya ihtiyacı bulunduğunun belirtilmediği, sadece raporlu olduğu süreye göre bakıcı gideri hesaplanan rapora göre karar verilmesinin doğru olmadığı, ayrıca dava dilekçesinde tedavi ulaşım giderleri açıklamasında, delikçede belirtilen hastanelere pansuman ve tedavi için gidildiği ile birlikte tedavinin devam ettiği, giderlerin arttığı da belirtilmiş olduğundan; davacıdaki yaralanmanın niteliğine göre, raporun bitiminden sonra tedavi gerekip gerekmediği, raporun yenilenmesi söz konusu ise kaç kez yenilemek için hastanelere gidildiği değerlendirilerek, uluşım gideri hesaplanması yönünden doktor bilirkişiden rapor alınmamasının da doğru olmadığı, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde müvekkili davacının inşaat ustası olduğu ve gelirinin 3.000,00 TL’nin üzerinde bulunduğu belirtildiğinden, mahkemece dosya hesap bilirkişisine sunulmadan önce delil listesinde de açıkça belirtilen SGK kaydı, çalışma ile ilgili tüm belgeler getirtilerek, davacının inşaat ustası olarak çalışıp çalışmadığı tespit edilerek, inşaat ustası olarak çalıştığının tespit edilmesi durumunda ilgili meslek odalarına müzekkere yazılarak, davacının gelirinin belirlenmesi gerekirken, davacıya iddialarını ispatlamak için delil toplatma hakkı tanınmadan dosya kapsamına göre karar verilmesinin hatalı olduğu, dosya içerisinde bulunan UYAP üzerinden alınan SGK kaydı sorgusunda; davacının aktif sigorta çalışanı olduğu, 2014/6. dönem en son çalışma kaydına göre özel bina inşaatında çalıştığının görüldüğü, davacının bina inşaatlarında çalışma kaydının bulunup bulunmadığına ilişkin kaza tarihindeki ve kaza öncesindeki dönemlerdeki çalışığı tüm işyerleri ve faaliyet alanlarını gösterir SGK kaydı ve işe giriş bildirgesinin dosyaya celp edilmesi gerektiği, bu durumda ilk derece mahkemesince, kazayla ilgili eksik kalan tedavi evrakları ile davacının SGK kayıtları getirtilerek inşaat ustası olarak çalışdığına ilişkin kaydı var ise meslek odalarına ve ilgili yerlere müzekkere yazılarak, davacının inşaat ustası olması durumunda maluliyet oranı değişeceğinden, bu hususla ilgili araştırma ve tespit yapıldıktan sonra, ATK 3. İhtisas Kurulundan kaza tarihinde yürürlükte olan Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak davacının olay nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı, kalıcı olup olmadığı ve ayrıca ne kadar süre bakıcıya ihtiyacı bulunduğu konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra, doktor bilirkişi ve hesap bilirkişisinden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen hususlarda ve tarafların raporlara karşı itirazlarının da değerlendirildiği rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN SONRAKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, istinaf kaldırma kararı çerçevesinde davacının maluliyet oranının tespiti için ara karar kurularak ATK masrafları için gerekli delil avansının depo edilmesi için davacı vekiline süre verildiği, bunun üzerine davacı vekilince adli yardım talebinde bulunulduğu, adli yardım talebi mahkemece uygun bulunmayarak talebin reddine karar verildiği, adli yardım talebinin reddine dair kararın davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilin bu karara karşı yaptığı itiraz başvurusunun da İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince yerinde bulunmayarak reddine karar verildiği, bu şekilde adli yardım talebinin reddine dair kararın kesinleştiği, 26.05.2022 tarihli duruşmada bu hususlar duruşma tutanağına geçirildiği, ara kararda ise “davacı vekiline HMK’nun 324. madde hükmü gereğince bilirkişi ücreti olan 600,00-TL delil avansını mahkeme veznesine yatırmak üzere duruşma zaptının tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde belirlenen delil avansını yatırmadığı takdirde mevcut delil durumuna göre karar verileceği hususunun davacı vekiline ihtarına, ihtar yerine geçmek üzere duruşma zaptının davacı vekiline tebliğine, dosyanın ATK’ya gönderilerek kaza tarihi olan 04/06/2014 tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının maluliyet oranının, maluliyet oranı ve maluliyetinin nitelik ve kapsamına göre ne kadar süre boyunca bakıcıya muhtaç olduğunun tespitinin istenmesine, davacı vekiline HMK’nun 324. madde hükmü gereğince ATK masrafı olan 1.000,00-TL delil avansını mahkeme veznesine yatırmak üzere duruşma zaptının tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde belirlenen delil avansını yatırmadığı takdirde mevcut delil durumuna göre karar verileceği hususunun davacı vekiline ihtarına, ihtar yerine geçmek üzere duruşma zaptının davacı vekiline tebliğine” karar verildiği, davacı vekilince duruşma zaptının tebliğinden itibaren verilen kesin süre içerisinde gerekli delil avansı depo edilmemiş ve dosya bilirkişiye verilemediği, ATK’ya gönderilemediği, ara kararlarda ise kesin sürenin sonuçlarının hatırlatılmış olduğu, davacının maluliyet oranı, raporun bitiminden sonra tedavi gerekip gerekmediği, raporun yenilenmesi söz konusu ise kaç kez yenilemek için hastanelere gidildiği değerlendirilerek, ulaşım giderleri hesaplanmasının yapılamadığı, zarar ve miktarı yönünden davacı tarafın davasını ispat edemediği gerekçesiyle davaların reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, ilk derece mahkemesince gider avansı yatırmaları için müvekkiline süre verildiğini, müvekkilinin boşanmış ve çok sayıda çocuğunun velayet ve bakımını üstlendiğini, bu nedenle çalışamadığını, gelirinin olmadığını, yargılama giderlerini karşılayamayacağını, bu nedenle yargılama giderlerinin adli yardım ödeneğinden karşılanmasına karar verilmesini talep ettiklerini, mahkemece gerekli araştırma yapmadan, boşanma kararı ve çocukların velayet kararını getirtip incelemeden adli yardım talebinin reddine karar verildiğini, müvekkili yargılama harçlarını ödeyemediği için daha önce hüküm altına alınan tazminatın da reddine karar verilmesi, dava değerinden daha yüksek oranda, fahiş miktarda vekalet ücretine hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin henüz 34 yaşındayken başına gelen bu kaza sebebiyle uzuv kaybı yaşadığını, bakıma muhtaç hale geldiğini, parmaklarının yanı sıra topuğu da kesilen müvekkilinin fiziksel güç gerektiren bir işte çalışmasının imkansız hale geldiğini, uzun süre ayakta duramadığını, yük taşıyamadığını, sürekli iş göremezlik tazminatının düşük hesaplandığını, müvekkili açısından emsal ücret araştırması yapılmadan geçici işgöremezlik tazminatı hesaplandığını, ulaşım giderinin çok düşük hesaplandığını, müvekkili açısından tek bakıcı gideri hesaplanmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, bakım giderinin müvekkilin raporlu olduğu 6 ay 8 gün için hesaplanmayıp sadece 4 ay için hesaplama yapılmasının kanuna aykırı olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın düşük olduğunu, mahkeme kararının T.C. Anayasası’nın 141 ve HMK’nın 297. maddesinin amaçladığı anlamda gerekçe taşımadığını, itirazların hangi sebeple kabul edilmediğinin dahi açıklanmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının trafik kazasında yaralanmasından kaynaklanan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı, bakım gideri, tedavi için yapılan ulaşım gideri ile manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan nedenle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince 24.02.2022 tarihli ara kararda dosyanın mahkemece re’sen seçilecek doktor bilirkişiye tevdi ile, kaldırma kararı doğrultusunda davacıdaki yaralanmanın niteliğine göre, raporun bitiminden sonra, tedavi gerekip gerekmediği, raporun yenilenmesi söz konusu ise kaç kez yenilemek için hastanelere gidildiği değerlendirilerek, ulaşım giderleri hesaplanması yönünden rapor düzenlenmesinin istenilmesine, bilirkişinin harcayacağı emek ve mesai için 600,00-TL ücret takdirine, davacı vekiline HMK’nun 324. madde hükmü gereğince bilirkişi ücreti olan 600,00-TL delil avansını mahkeme veznesine yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde belirlenen delil avansını yatırmadığı takdirde mevcut delil durumuna göre karar verileceği hususunun davacı vekiline ihtarına, rapor geldiğinde taraflara tebliğine, dosyanın ATK’ya gönderilerek kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının maluliyet oranının, maluliyet oranı ve maluliyetinin nitelik ve kapsamına göre ne kadar süre boyunca bakıcıya muhtaç olduğunun tespitinin istenmesine, davacı vekiline HMK’nun 324. madde hükmü gereğince ATK masrafı olan 1.000,00-TL delil avansını mahkeme veznesine yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde belirlenen delil avansını yatırmadığı takdirde mevcut delil durumuna göre karar verileceği hususunun davacı vekiline ihtarına karar verildiği; davacı vekilinin 11.03.2022 tarihli dilekçe ile müvekkilinin gelirinin bulunmadığını, ara karar ile hükmedilen masrafı karşılayacak maddi gücünün bulunmadığını belirterek masrafların adli yardım ödeneğinden karşılanmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince 11.03.2022 tarihli ara karar ile adli yardım talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilinin itirazının İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.03.2022 tarihli 2022/72 D.İş 2022/76 K. Sayılı kararı ile reddine karar verildiği; ilk derece mahkemesince 26.05.2022 tarihli ara kararda yine toplam 1.600,00 TL delil avansını yatırmak üzere davacıya 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde davacı tarafça masrafın yatırılmaması üzerine davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Bilirkişi Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/2 maddesinde “Bilirkişi raporundaki eksiklik veya belirsizliğin giderilmesi ya da açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için ek rapor istenmesi halinde ayrıca bir ücret ödenmez.” şeklinde hüküm bulunmakta olup, bu madde gereğince Dairemizin kaldırma kararında belirtilen eksikliğin giderilmesi, önceki bilirkişi raporundaki eksiklik veya belirsizliğin giderilmesi ya da açıklığa kavuşturulması yönünde ek rapor alınması niteliğinde olduğundan, bilirkişilere ek rapor için yeniden ücret takdirine yer olmadığı halde ilk derece mahkemesince takdir edilen bilirkişi masrafının yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır. Öte yandan, manevi tazminat istemi yönünden, dosya kapsamındaki belgelere göre bir karar verilmesi gerekirken, zarar ve miktarı yönünden davacı tarafın davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, Dairemizin 17.11.2021 tarihli 2019/190 E. 2021/1364 K. Sayılı kararında belirtilen eksikliklerin ilk derece mahkemesince giderilemediği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair kararın kaldırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.10.2022 tarih 2021/724 E. – 2022/692 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.