Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/861 E. 2023/1380 K. 06.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/861
KARAR NO : 2023/1380

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.10.2022
NUMARASI : 2014/502 E. – 2022/917 K.

BİRLEŞEN İZMİR 5.ATM’NİN 2005/46 E.SAYILI DOSYASI

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 06.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.10.2023

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.10.2022 tarih 2014/502 E. – 2022/917 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davalı … Aş’nin asıl borçlu, diğer davalıların da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıkları kredi sözleşmeleri kapsamında, nakti kredilerin tahsili, gayri nakdi krediler nedeniyle de borçlu olunan tutarların depo edilmesi talebiyle asıl davada İzmir 15.İcra Müdürlüğünün 2003/15543 E sayılı, birleşen davada ise İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2004/6283 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : İzmir 2. ATM’nin 2002/104 Esas sayılı dosyasında iş bu dava konusu alacağın dava konusu edildiğini ve derdestlik itirazında bulunduklarını, ayrıca bu derdest dosyanın İzmir 2. ATM’nin 2002/104 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesini istediklerini, dosyada borçlu olarak gösterilen … ve … ‘un bazı kredi sözleşmelerini kefil olarak imzaladıklarını, bazı kredi sözleşmelerinde kefalet limitinin bulunmadığını, alacağın bu limit dışında kaldığını, TBK m. 583 – 818 sayılı BK m. 484 uyarınca geçerlilik kazanmayan kefalet sözleşmelerine dayanmayarak her iki davalının borçlanmasının imkanı bulunmadığını, daha önce borcun tamamına yönelik olarak gönderilen hesap katına itiraz edildiğini ve İzmir 2. ATM’nin 2002/104 Esas sayılı dosyasının açıldığını, davaya konu edilen bu takipte 13.03.2000 tarihli 250.000 USD tutarlı sözleşme 26.02.1999 tarihli 1.500.000 USD tutarlı sözleşme, 20.11.1997 tarihli 3.500.000 USD tutarlı sözleşme, 10.10.1995 tarihli 785.000 DM tutarındaki sözleşme, 01.11.1995 tarihli 250.000 USD tutarlı sözleşmeye dayanıldığını, bu sözleşmelerde alınan kredilerin tamamının ödenip kapatıldığını, bir çoğunda kefillerin imzasının bulunmadığını, kredilerin tamamının geri ödenmiş olması nedeniyle kefaletin de sona erdiğini, TBK m. 582 – 818 sayılı BK m. 485 ve TBK m. 598 – 818 sayılı BK m. 492 gereğince asıl borç kredinin ödenmesiyle kefalet ilişkisinin kalmadığını, … AŞ’nin aldığı diğer kredilerde kefaletlerde bulunmadığından … ve … ’un sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, asıl borçlu … AŞ yönünden İzmir 2. ATM ‘nin 2002/104 Esas sayılı dosyasındaki icra takibinde bir miktar borcun kabul edilerek bir kısmına itiraz edildiğini, itirazın yapıldığı tarihte alacaklı bankaya olan ve … AŞ nin kayıtlarında görülen borç rakamının kabul edildiğini, aşan kısmın reddedildiğini, … AŞ nin çalışamaz hale getirildiğini, İzmir / … Bankası şubesi ile … AŞ arasındaki kredi ilişkisinin 26.08.1993 tarihinde başladığını, 14.11.1995 tarihinde bankanın krediyi 90.000.000.000 TL (90.000 TL) ye çıkardığını, dolar kurunun 50.000 TL (0,50 TL) olduğunu, kredinin döviz bazında karşılığının 1.800.000 USD’ye tekabül ettiğini, bu kredinin 45.000 USD lik kısmının kullanılmasından da bankanın şubesinin % 10 fazlasıyla nakit blokaj yaptığını, müvekkili firmanın kredilerin banka tarafından tasfiye olunacak alacaklar hesabına intikal ettirilmesi nedeniyle 30.04.2001 tarihine kadar herhangi bir değişiklik yapılmadığını, … Bankasının uzmanlarının kredilerinin incelendiğini ve teminatların verildiğini, 1993-2001 arasında geçen 8 yıllık zamanda müvekkili firmanın kredi değişikliğinden önce ve her yıl sonunda faaliyetlerinin incelendiğini ve kredilerinde herhangi bir değişiklik yapılmadığını, herhangi bir riskinin bulunmadığını, döviz kredilerinin vadesinin 18 ay olmasına rağmen 9 ay vadeli olarak kullandırıldığını ve bu kredilerin hepsinin ödendiğini, … Bank kredisine … Bankasının aracılık ettiğini, 180 gün vadeli olduğunu, ancak vadelerin uzatılabildiğini, bu kredinin ortalama 150 kez kullanıldığını ve faizleriyle birlikte ödendiğini, firmanın sermayesi ve öz kaynaklarının 5.000 TL den 100.000 TL ye yükseltildiğini, … Bankasının istihbarat raporlarında kullandığı kredilerin yenilenebileceğinin belirtildiğini, yine Türkiye Cumhuriyeti ile ABD arasında yapılan protokol gereği ABD den yapılan ithalatlara Türk Bankalarının kefalet verdikleri, GSM kredisinin bu nitelikte olduğunu, herhangi bir nakit çıkışı gerektirmeyen bu kredilerde faizi ile birlikte 4.700.000 USD olarak ödendiğini, 2001 yılında bu kredi karşılığında 950.292 USD ödeme yapıldığını, döviz kurundaki artışa rağmen bu ödemelerin yerine getirildiğini, vadesi geçen kredilerin … Bank kredisi olduğu ve bu kredinin vade uzatımının bulunduğu, GSM kredilerinin Nisan 2001 ayında ödendiği, döviz kredisinin henüz vadesinin dolmadığı, vadesi dolmayan kredilerin de bulunduğu, bankanın vadesi gelmeyen kredileri takibe intikal ettirdiği, … Bank döviz ve TL kredilerinin kullandırılmadığı ve GSM kredilerinin de vadeden önce döviz cinsinden TL ye çevrildiği ve % 259 faiz istendiği, bankanın yaptığı işlemin bankacılık kural ve kaidelerine uymadığı, 1999 ve 2001 döviz krizi nedeniyle işlemin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle döviz fiyatları ve borç miktarının azaltıldığı hallerde dahi müvekkilinin döviz kredisini ödemeye devam ettiğini, yine kredi borçlarına teminat olarak verilen ipoteklerin de İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2001/16469 Esas sayılı dosyasıyla paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, her iki takibin mükerrer olduğu, İİK m. 45 gereği rehinle temin edilmiş borçlar için icra takibi yapılamayacağı belirtilerek, derdestlik itirazının kabulü ile davanın reddine, … ve … hakkında geçerli kefalet sözleşmesi bulunmadığından davanın reddine, davalı … AŞ yönünden borcun muaccel olmuş alacağa olan faiz miktarına dair dışında kalan kısımlar yönünden davanın reddine, İİK m. 45 gereği rehinle teminat altına alınan alacak yönünden takip yapılamayacağından davanın reddine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İzmir 15 İcra Müdürlüğünün dosyasında takibe konu edilen 17.03.2004 ve 17.04.2004 tarihli GSM ana para tazminlerinin henüz takip tarihinde riskinin gerçekleşmediği ancak bankanın nakde dönüşmeyen 197.318,79USD ana para tutarını nakte dönüştürerek 291.834,49 TL olarak takibe eklediği, bu alacağın nakit tahsilinin mümkün olmadığından bu miktarın mahsup edilerek alacak miktarının hesaplandığı, yine İzmir 5 ATM 14-613 E sayılı kesinleşen dosyasında davaya konu takip konusu yapılan 7 adet GSM kredi ana para borcundan kaynaklanan 1.011.156,72USD karşılığı 1.546.716,11TL alacağın da derdestlik nedeniyle İzmir 15 İcra Müdürlüğü dosyasından bu bedelin mahsubu ile geri kalan miktar üzerinden davanın kısmen kabulü ile; asıl dava yönünden davacı bankanın davalı asıl borçlu … AŞ ve kefil … ve … aleyhine İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2003/15543 Esas sayılı dosyasında yaptığı ilamsız icra takibine itirazın kısmen iptali ile takibin taleple bağlı kalınarak 24.668,14 TL asıl alacak 17.019,20 TL temerrüt faizi ve 850,96 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 42.538,30 TL nakit alacak üzerinden takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalı tarafça ödenmesine, birleşen dava yönünden İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2004/6283 Esas sayılı dosyasında yaptığı ilamsız icra takibine itirazın kısmen iptali ile takibin taleple bağlı kalınarak 64.625.08 TL asıl alacak, 131.093.97 TL işlemiş faiz ve 6.554,70 BSMV olmak üzere toplam 202.273,75 TL nakit alacak üzerinden takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalı tarafça ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davacı vekili, yerel Mahkemece bekletici mesele yapılan 2014/613 E. sayılı dosyasında verilen hükümde, müvekkili Bankanın, alacağına hesap kat ve temerrüt tarihlerinde geçerli olan faiz oranlarının temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmesine karşın, yerel Mahkemece, sonraki tarihli kararında, kesinleşen kararını dikkate almadan, taraflarca itiraza uğrayan bilirkişi raporunda tespit edilen faiz oranı üzerinden hüküm kurarak kendi hükmüyle çeliştiğini, diğer taraftan iş bu davanın dayanağını, müvekkili Banka tarafından kullandırılan ve nakde dönüşen-dönüşmeyen bir kısım GSM krediler hakkında, İzmir 2. Noterliğinden 24.03.2003 tarih 6128 yevmiye numarası ile keşide edilen hesap kat ihtarının oluşturduğunu, yerel Mahkeme takip dayanağı ihtar ve bu ihtara dayalı alacağı dikkate almadan mükerrerlik gerekçesiyle müvekkili Banka alacağının kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemenin kesinleşen 2014/613 E. Sayılı dosyasının dayanağı olan İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2001/17131 E. Sayılı dosyasıyla iş bu davanın asıl ve birleşen davalar yönünden kaynağı aynı kredi sözleşmeleri olmakla beraber, 2014/613 E. Sayılı dosyadan ve bu dosyanın dayanağı icra takibinden farklı olarak, iş bu davada asıl davanın dayanağını İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2003/15543 E. Sayılı dosyasının da dayanağı olan İzmir 2.Noterliğinin 24.03.2003 tarih 6128 yevmiye sayılı ihtarnamesi; birleşen davanın dayanağını ise İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2004/6283 E. Sayılı dosyasının da dayanağı olan İzmir 2. Noterliğinin 25/02/2004 tarih 4777 yevmiye sayılı ihtarnamesi oluşturduğunu, her iki ihtarın konusu da bekletici mesele yapılan İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/613 E. Sayılı dosyasının dayanağı ihtarnameden farklı alacak kalemleri oluşturduğunu,bu ihtarlara konu alacakların muacceliyetinin bekletici mesele yapılan dava dosyasına dayanak ihtarnameden sonra gerçekleştiğini, bu nedenle yerel Mahkemenin gerek mükerrerlik nedeniyle müvekkil Banka alacağının bir kısmının kabulüne karar vermesi, gerekse de kabul edilen alacağa uygulanacak faiz oranının ihtarnamelerde talep edilen faiz oranından düşük hüküm tesis etmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; derdestlik itirazlarına rağmen davanın reddine karar verilmesine karşın, mahkemece kısmen kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, hatalı olarak sunulan bazı bilirkişi raporlarında, kur farkından kaynaklandığı açıklanarak bazı ek alacak kalemlerinin ortaya çıkarılarak, bu alacak kalemlerinin ilgili icra takiplerine konu edilmelerinin hukuken doğru olmadığını, bilirkişi raporlarında bahsedilen gayri nakdi GSM kredilerinin, diğer tüm kredi alacaklarının kat tarihi olan 30.04.2001 tarihinden itibaren, nakit kredi anapara alacağı gibi, temerrüt faizi işletilmek suretiyle 2014/613 E. sayılı davasına konu edildiğini, yani mükerrer alacak taleplerini içeren 2014/502 E. davasına konu alacakların depo kararına tabi tutulmadığını, İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/613 E. Sayılı kararında da toplam alacaktan tenzil edilmediğini, bu şekilde önceki takipte anapara alacağı olarak yer alan ve %256 oranında faiz işletilen alacakların, daha sonra paraya çevrildikleri tarihteki kurları üzerinden yeniden hesaplanarak farkının ayrıca icra takibine konu edilmesinin mümkün olmadığını halde, aksi yönde bir düşünce ile kur farkından doğan alacak talebinin haklı görülemeyeceğini, böylece iki kere alacak talebinde bulunulduğunu, davacının sonradan gayrinakdi kredilerin nakde çevrildiğini ileri sürerek aynı alacak kalemlerini tekrar takip ve dava konusu yapamayacağını, mahkemenin de iki ayrı tarihteki usd/tl paritesinden kaynaklandığı açık olan ana para farklarını bağımsız alacak kalemleri olarak kabul etmesinin kabul edilemez bir durum olduğunu 2014/613 E. sayılı dava dosyasının kesinleşmiş olma nedeniyle kesin hükmün varlığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kur farkından kaynaklanan alacak tanımlamalarının hatalı olduğunu, davacı lehine verilen icra inkar tazminatının ve talebe rağmen red edilen alacak miktar üzerinden davalılar lehine icra inkar tazminatına karar verilmemesinin hukuksuz olduğunu, faiz oranlarına ve davalı kefillerin temerrüde düştüğü miktara itiraz ettiklerini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; İzmir 5 ATM 2014/613 E sayılı dosyası kapsamında verilen ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kararı yönünden Anayasa MAhkemesine bireysel başvuruda bulunulduğunu, başvuruda dosyanın ilk esası olan 2 ATM 02/104 E. numarası ile yapılan yargılama verilen kararın bozulmasına ilişkin bozma ilamında hesap kat işleminin hukuka uygun ve haklı olup olmadığı hususunun derinlemesine incelenmesi gerektiği belirtilmiş ve kefillerin sorumlu tutulduğu 488.688,82-TL yönünden bir bozma gerekçesinin bulunmadığını, buna rağmen yerel mahkeme bozmaya uyduktan sonra müvekkilin kazanılmış hakkını yok sayarak hak kaybına uğramasına neden olduğunu, kefillerin kat ve takip tarihinde nakden ödenmemiş, nakit olduğu halde vadesi gelmemiş herhangi bir borcunun da bulunmadığını, buna rağmen müktesep haklar yok sayılarak davanın kefiller açısından da kabul edilmesinin kazanılmış hakların ihlali anlamına geldiğini, çelişkiler içeren raporun hükme esas alındığını, bozma ilamında açıkça yer alan 30.04.2011 tarihli banka tarafından yapılan kredi kat işleminin GKS 51. Madde hükmüne ve karşılıklar kararnamesine göre hukuka uygun olup olmadığı hususunun hiç irdelenmediğini, kararın defalarca kez kararın bozulmasına rağmen usul ve yasaya uygun mahiyette ve müktesep hakları göz önüne alan bir kararın yine verilemediğini, mahkemece verilen kararda öncelikle müteselsil kefil sıfatı ile borçlu olduğuna hükmedilen müvekkili yönünden 6101 sayılı TBK hükümleri kapsamında kefalet şartlarının oluşup oluşmadığı hususunun değerlendirilmediğini, hesabın kat tarihi itibariyle asıl borçlu ve kefillerin sorumluluklarının borcun hangi kredi sözleşmesinden doğduğunun açık ve net olarak belirlenmesi gerektiğini, kefillerin takip tarihi itibariyle muacceliyet kazanmış hiçbir borçlarının bulunmadığını, bankanın, asıl ve birleşen dava konusu icra takiplerindeki takip talepleri ile bağlı olup takiplerde gayri nakdi kredilere yönelik talebi bulunmadığını, davaya konu icra takiplerinde nakit kredi borcu gibi takip başlattığını, davaya konu takibin talebinde gayri nakti kredilerin vadesinden önce çağrılması ve faizsiz bir hesapta depo edilmesine yönelik böyle bir depo talebi bulunmadığını, davacının takipte sadece muaccel olmuş nakit alacağını talep ettiğini, hesap kat tarihinde tüm alacağı gayri nakdi olmasına rağmen davacı banka tarafından nakit kredi gibi işlem yapılarak depo talebinde bulunmadan takip yaptığını, alacaklı bankanın takip talebinde gayri nakdi kredilere yönelik bir talebinin bulunmadığını, gayri nakdi kredilerin iş bu dava konusu olması hukuken mümkün olmadığını, icra takibine konu edilen alacak içerisinde asıl borçlu … ve kefillere yöneltilebilecek muaccel bir nakit kredi borcu bulunmadığını, bilirkişi raporunda ise bu durumun hiç irdelenmediğini, verilen kararda dosyada alınan bilirkişi raporlarının esas alınmış olup raporlarda bankanın tüm alacağının nakdi krediymiş gibi hesaplama yapıldığını, 2014/502 E sayılı iş bu dosyada talep edilen miktarlar yönünden 2014/613E sayılı dosyasında hüküm altına alınan miktarların kısmen değil, tamamen derdest olduğunu, bu nedenle davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiğini, faiz oranları yönünden de yapılan belirlemelerin hatalı olduğunu, bilirkişilerin hiçbir gerekçe bildirmeden %133 temerrüt faizini kabul etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, likit bir alacak içermeyen ve yargılanmaya ihtiyacı bulunan alacak hakkında icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin ve icra inkar tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekirken takip çıkış miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca reddedilen kısım yönünden davacı banka aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken bunun yapılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Asıl ve birleşen dava, davacı banka tarafından davalı … Aş’nin asıl borçlu, diğer davalıların da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıkları kredi sözleşmeleri kapsamında, nakti kredilerin tahsil edilmesi ile gayri nakdi GSM kredileri nedeniyle de borçlu olunan tutarların depo edilmesi talebiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, asıl davada İzmir 15 İcra Müdürlüğünün, birleşen davada İzmir 8 İcra Müdürlüğünün icra takipleri dolayısıyla başlatıkları takiplere yapılan itirazların iptallerini talep etmiş olup, her iki icra takibi de davacı Halkbankası tarafından davalı asıl borçlu … Aş firmasına muhtelif tarihlerde kullandırılan krediler kapsamında nakti kredilerin tahsilini ve gayri nakdi GSM kredileri nedeniyle de borçlu olunan tutarların depo edilmesini talep ettiği, müteselsil kefil olan diğer davalılar … ve … ‘ında takiplerde borçlu olarak gösterildikleri anlaşılmaktadır.
Mahkemece aldırılan asıl ve ek bilirkişi raporlarında;İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/613 E davasının konusunu oluşturan vadesi gelmemiş 2.873.981,85 USD GSM kredilerine karşı 3.247.599,49 TL’lik takip tutarından 1.011.156,72 USD. GSM Kredi riski karşılığı 1.142.607,11 TL’lik kısmının eldeki İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/502 Esas sayılı dava dosyasının da konusunu teşkil ettiği görülmüştür. Mükerrer olarak takip konusu yapılan GSM kredilerinden kaynaklanan takip tutarları İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/613 E sayıl dava dosyasında takip tarihi itibarıyla vadesi gelmemiş USD.1.011.156,72’lik GSM Kredileri için henüz nakde dönüşmedikleri halde 1.142.727,11 TL takip talebinde bulunulmasına karşılık, eldeki 2014/502 E sayılı dava dosyasında, aradan geçen süre zarfında vadelerinde tazmin olan GSM kredi bedellerinin tazmin tarihindeki döviz kurlarından takip tutarına dahil edildiği, bunun dışında anılan krediler için ödenen faiz tutarlarının da takip tutarına eklendiği, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/613 Dava doyasında vadesi gelmemiş gayrı nakdi krediler için talep edilen takip tutarının depo talebi olarak değerlendirilerek alacak tutarının buna göre belirlendiği, bu halde depo talebi olduğu takdir edilen talep tutarının faize tabi olmadığı, eldeki 2014/502 dava dosyasında riskin tazmin olmasına bağlı olarak faize tabi ana para olarak talep edilmekte olması nedeniyle, her iki davada mükerrer olarak takip konusu yapıldığı değerlendirilen 1.142.607,11 TL’nin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/613 dava dosyasının konusunu teşkil edilen depo talebinden düşürülmesi suretiyle alacak hesaplaması yapıldığı, bu yönüyle asıl ve ek raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, mahkemece söz konusu raporların hükme esas alınarak hüküm oluşturulmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere göre; netice itibariyle ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmadığı, bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçelerinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden asıl ve birleşen dava yönünden istinaf karar harcı olan 539,70 TL’den peşin alınan 359,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 179,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … yönünden asıl ve birleşen dava yönünden istinaf karar harcı olan 16.723,11 TL’den peşin alınan 4.182,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 12.541,11 TL harcın davalı … ‘dan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar … A.Ş. ile … yönünden asıl ve birleşen dava yönünden istinaf karar harcı olan 16.723,11 TL’den peşin alınan 4.181,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 12.542,11 TL harcın davalılar … A.Ş. ile … ‘dan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle tarafların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 06.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.