Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/857 E. 2023/1028 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/857
KARAR NO : 2023/1028

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31.03.2023
NUMARASI : 2022/177 E.
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ : 11.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.07.2023

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.03.2023 tarih 2022/177 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, taraflar arasında akdedilmiş olan 21.03.2007 tarihli “Hisse Devir Vaadi Sözleşmesi” uyarınca, müvekkilinin … A.Ş.’nin sermayesinin %50’sini oluşturan 13.800.000 adet hissesini davalıya devrettiğini, sözleşme tarihinde şirketin unvanının … A.Ş. olduğunu, hisse devri sözleşmesinin inançlı işlem olarak yapıldığını, sözleşmeye göre sonraki dönemde müvekkiline veya müvekkilinin göstereceği kişi veya kişilere devredilen hisselerin iade edilmesi gerektiğini, davalının ise hisseleri müvekkilinin rızası ve bilgisi olmadan …’a rehnettiğini, böylece ilgili hisselerin müvekkili veya müvekkilinin göstereceği kişi tarafından devralınmasının önüne geçildiğini, … A.Ş. nezdinde %50’şer ortak olma yönündeki tarafların iradelerine aykırı hareket edildiğini, müvekkilinin 30.03.2012 tarihli “Letter” başlıklı sözleşme ile devir hakkını Avustralya’da yerleşik …’nin Türkiye’de kurulu iştiraki olan dava dışı … Ltd. Şti.’ne devretmeyi ve davalıdan alacağı %50 hissenin …’a devredilmesini sağlamayı vaat ettiğini, bu doğrultuda 04.05.2012 tarihli ve orijinali İngilizce olan “Acknowledgement” Türkçesi “Alındı/Onay/Kabul” başlıklı belgeden anlaşılacağı üzere …’un davalıya başvurarak 21.03.2007 tarihli sözleşme uyarınca müvekkiline ait olan hisselerini alma yönündeki iradesini davalıya bildirdiğini, davalının da 3.676.443 USD’nin faiziyle kendisine ödenmesi halinde %50’lik hisseyi kendilerine devredeceğini beyan ettiğini, bunun üzerine … Ltd. Şti. ile davalı arasında bir süreç işletilse dahi davalının sürekli olarak bir kısım ek yükümlülükler getirmeyi istemesi ve bunlarda diretmesi üzerine taraflar arasında bir mutabakat sağlanamadığını, … ile davalı arasında mutabakatın sağlanamaması üzerine bu sefer müvekkilinin davalıya 23.03.2015 tarihli ihtarname gönderdiğini, %50’lik hissenin direkt olarak kendisine devredilmesini ve ödenecek tutar varsa bildirilmesini ihtar ettiğini, davalının 03.04.2015 tarihli cevabi ihtarnamesinde müvekkilinin hisselerini devir alma hakkını … Ltd. Şte.’ne temlik ettiğini ve bu haliyle talepte bulunamayacağını ihtar ettiğini, olayda iddia edildiği gibi bir temliğin bulunmadığını, 30.03.2012 tarihli “Letter” başlıklı sözleşmenin bir temlik değil temlik vaadi niteliğinde olduğunu ileri sürerek, öncelikle ihtiyati tedbir yoluyla, … A.Ş.’nin mülkiyeti taraflar arasında çekişmeli olan davalı adına kayıtlı 13.800.000 adet hissesinin dava sonunda verilecek hükmün kesinleşmesine kadar başkalarına devir ve temlik edememesi, ayni ya da şahsi hak ile takyit edilmemesi, bu hisselerin değerleri ve şirket sermayesi içindeki oranının azaltılmasına neden olacak sermaye artınmı vb. işlemlerin yapılmamasına; Dava sonunda verilecek hükmün kesinleşmesine kadar … A.Ş.’nin mahkemece atanacak kayyım tardından ya da onun nezaretinde idaresine ve bu amaçla mahkemece resen seçilecek bir ya da birkaç kişinin kayyım olarak atanmasına; … A.Ş.’nin sermayesinin %50’sini oluşturan 13.800.000 adet hissesinin davalı adına kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, bu hususun ortaklar pay defteri ile ticaret sicil kaydında tashihine, 21.03.2007 tarihli sözleşme madde 3.2’ye göre hesaplanacak olan davacının belirsiz alacağının tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL tutarındaki kısmının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 06/02/2018 tarihli tensip tutanağının 10. nolu bendinde “İncelenen dilekçe ile sunulan belgeler ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin yerinde görülen ve HMK’nın 389 ve devamı maddelerine göre koşulları bulunan ihtiyati tedbir isteğinin kabulü ile, davalının ileride uğraması muhtemel zararlarını karşılamak bakımından davacı tarafça dava değeri olarak gösterilen 1.342.691,40 TL’nin takdiren %15’i oranında nakit teminat verilmesi veya geçerli bir banka teminat mektubu sunulması durumunda; dava konusu edilen … A.Ş.’nin davalı adına kayıtlı 13.800.000 adet hissesinin 3. kişilere devir ve temlik edilmemesi, ayni ya da şahsi hak ile sınırlandırılmaması, bu hisselerin değerleri ve şirket sermayesi içindeki oranının azaltılmasına neden olacak sermaye artırımı ve benzeri işlemlerin yapılmaması yönünde itiraz yolu açık olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacı vekilinin … A.Ş.’ye kayyım atanması yönündeki isteğinin davalı tarafın davaya ilişkin cevapları alındıktan sonra değerlendirilmesine” ” karar verilmiştir.
Davalı vekili, 26.02.2018 tarihli dilekçesi ile ihtiyati tedbire itiraz etmiş; mahkemece duruşma açılarak; davanın konusu olan hisselerin davalı tarafça 3. bir gerçek ya da tüzel kişiye devredilmesi durumunda, ileride davanın kabulle sonuçlanması halinde davacının hissesine erişememe ve zarar görme ihtimali bulunduğu, kaldı ki ihtiyati tedbir kararının davalının faaliyetine engel oluşturacak nitelikte olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararına davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Dairemizin 2018/1552 E. 2019/127 K. Sayılı ilamı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince, dava konusu hisselerin geri devralınması konusunda davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş, davacı vekilince kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2019/1997 E. 2020/212 K. sayılı ilamı ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili, 31.03.2023 tarihli duruşmada, yeniden ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, tedbir kararı verilmesindeki kanaati değiştirecek bir delil sunulmadığı, diğer yandan davalı vekilinin 06.02.2018 tarihli ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazının reddine ilişkin olarak verilen 13.04.2018 tarihli ara karara yönelik istinaf itirazının Dairemizce esastan reddine reddedildiği, bu aşamada ihtiyati tedbirin kaldırılması koşulları bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili, davacı tarafça mesnetsiz şekilde ikame edilen davada, davacı tarafın talebi üzerine verilen tedbir kararı ile, şirket hisselerinin yarısının devri yasaklandığı gibi, sermaye artırımı ve benzeri işlemlerin yapılmasının da engellendiğini, davacı şu ana kadar iddiasını ispatlayacak nitelikte bir delil sunamadığını, buna karşılık müvekkili şirketin tüm iddia ve açıklamalarını belge ile kanıtladığını, tedbir kararı nedeniyle, müvekkili şirketin yatırımlarını askıya almak zorunda kaldığını, sermaye artırımı yapılmasının sadece yeni yatırımlar için değil, mevcut finansal koşullar çerçevesinde de zaman zaman gereklilik arz eden bir işlem olduğunu, hem müvekkili hem de … A.Ş.’nin ticari ve finansal olarak olumsuz etkilenmekte olduğunu, davacı tarafından hisse devir alma opsiyonunun sona erdiği tarihten 5 yıl sonra açılmış olan bir davada ve sadece bir iddia ile cüz’i bir teminat karşılığında bir şirketin ticari ve finansal koşullarını riske atacak şekilde kısıtlama yaratılmasının hukuken kabul edilemez olduğunu belirterek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : İstem, hisse devir sözleşmesinin iptali ile devredilen hisselerin iadesi ve sözleşmeden doğan alacağın tahsili istemiyle açılan dava kapsamında ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin talebi üzerine davalı adına kayıtlı %50 oranındaki 13.800.000 adet hissenin dava sonunda verilecek hükmün kesinleşmesine kadar başkalarına devir ve temlik edilmemesi ve bu hisselerin değerleri ve şirket sermayesi içindeki oranının azaltılmasına neden olacak sermaye artırımı vb. işlemlerin yapılmamasına ilişkin olarak ilk derece mahkemesince %15 teminat karşılığında verilen ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itiraz eden tarafın (davalının) itirazının reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereği istinaf incelemesi istinafa başvuran ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nın 389/1 maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle büyük sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği” belirtilmiştir. Yine aynı Kanununun 390/3. maddesinde ise tedbir isteyenin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmesi ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu ifade edilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına ve ayrıca HMK’nın 389. maddesi uyarınca davalı adına kayıtlı olup devri istenen hisselerin uyuşmazlık konusu olmasına, mülkiyetinin çekişmeli bulunmasına ve HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca sunulan delillerin ihtiyati tedbir isteyen davacının iş bu davada haklı olduğunu yaklaşık olarak ispat etmeye yeterli ve elverişli bulunmasına, ihtiyati tedbire itirazın reddine dair ilk derece mahkemesi kararının istinaf edilmesi üzerine Dairemizce verilen 2018/1552 E. 2019/127 K. sayılı ilamdan sonra, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını gerektirir bir delilin dosya kapsamına girmemiş olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40 TL’den peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 116,5‬0 TL’nin ihtiyati tedbire itiraz eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11.07.2023