Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/804 E. 2023/902 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/804
KARAR NO : 2023/902

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02.03.2023
NUMARASI : 2023/207 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 12.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.06.2023

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.03.2023 tarih 2023/207 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, turizm sektöründe faaliyet gösteren dava dışı … Tic. A.Ş.’de davalı yönetim kurulu başkanlığı yapan yabancı ortak olduğundan 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu uyarınca çalışma izni alma zorunluluğu bulunduğunu, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca çalışma izni alabilmesi için şirkette en az beş Türk vatandaşın tam zamanlı istihdamının bulunuyor olması gerektiğini, … şirketinin tam zamanlı beş Türk çalışanının bulunmadığını, mahkemece davalının çalışma izni sorgulanması gerektiğini, davalının geçerli çalışma izninin bulunmaması halinde yönetim kurulunun tek üyesi davalı olduğundan şirketin yönetimsiz kalacağını, bu sebeple …’e temsil ve yönetim kayyımı atanması gerektiğini, çalışma izninin haricinde davalının hâkim ortak olduğu ve tek başına yönetim kurulu üyeliği yaptığı süreçte basiretli bir tacirin göstermesi gereken özen ve yükümlülükleri göstermediğini, kasıtlı eylemleriyle şirketi zarara sokacak şekilde ticari ve hukuki işlemler gerçekleştirerek şirketin mali durumunu bozduğunu, müvekkilini de dolaylı olarak zarara uğrattığını, ayrıca davalı aleyhine … tarafından açılmış Marmaris 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/404 Esas numaralı dosyasında davalıya yönelik 2 yıl 4 ay hapis ve 150 gün adli para cezasına hükmedildiğini, söz konusu ceza indirim sebepleri uygulanarak 2.500-TL tutarında adli para cezasına çevrildiğini, bunun üzerine haklarında cezaya hükmedilen davalı ve babası … istinaf yoluna başvurduklarını, o davadaki savunmalarında davalının kendisinin de tek başına yönetim kurulu üyeliği yapmaya haiz olmadığını ve Türkiye’deki hukuki ve ticari kuralları bilmediğini kabul ettiğini, davalının müvekkilinin bilgi edinme ve inceleme hakkını kullanmasını engellediğini, şirketin in en değerli malvarlığı olan … otelinde elektriklerin kesik olması ve elektrik borcunun ödenmesi konusunda hiçbir işlem yapılmadığını, bu sıkıntılar dolayısıyla mevcut kiracının 2023 ilkbahar-yaz sezonunda oteli işletmeye açmama kararı aldığını, şirketin sezonluk kira kaybına uğradığını, azınlık pay sahibi müvekkilinin uzun sürelerdir pay senedi basılmasını talep ettiğini, 28.09.2022 tarihli genel kurulda hisse senedi basılması için yönetim kuruluna yetki verilmesine karar verilmiş olmasına rağmen bu konuda yönetim kurulu kararının hala alınmadığını iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, dava dışı … A.Ş.’ye tedbiren yönetim kayyımı atanmasına, yönetim kayyımı talebi kabul görmezse tedbiren denetim kayyımı atanmasına, TTK md. 553 vd. hükümleri uyarınca … A.Ş.’nin yönetim kurulu üyelerinin kusurundan kaynaklanan zararının davalı yönetim kurulu üyesinden tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL. tazminatın … A.Ş.’ ye zararın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek ticari avans faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 02.03.2023 tarihli ara karar ile, dava dışı şirkette organ eksikliği bulunmadığı, şirketin yetkili organlarıyla yönetilmesi asıl olup, 6102 sayılı TTK’nın 630/2 maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK’nın 390/3 maddesi gereğince davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte delil ibraz etmediği gerekçesiyle davacı vekilinin davalı şirkete yönetim, temsil veya denetim kayyımı atanması talebinin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, ihtiyati tedbir türlerinden biri olan şirkete yönetim-temsil veya denetim kayyımı atanması için gereken şartlar ve ihtiyati tedbire esas olan hakkın dava dilekçesinde detaylıca açıklandığını, iddialarının ise dilekçe ekinde sunulan kimi resmî kurumlardan alınan kimi şirketin kendisinden temin edilen kimi de taraflar arasındaki yazışmalardan ve görsellerden oluşan çeşitli belgeler ile ispatlandığını, dava dilekçesi ekinde bulunan 18 adet ekin, mahkemenin ret gerekçesinin aksine, yaklaşık olmanın ötesinde kesin ispat niteliğinde delil olduğunu, ihtiyati tedbir taleplerinde Yargıtay ve BAM’ın yaklaşık ispat ölçüsünün, sundukları deliller ile karşılandığını, şirketin mevcut durumunda organ eksikliğinin bulunmadığına dair gerekçenin gerçekliği yansıtmadığını, …’te her ne kadar şu an yönetim kurulu mevcut gibi gözükse de davalının çalışma izninin bulunmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle ara kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, dava dışı anonim şirketin yönetim kurulu başkanı olan davalının kasıtlı eylemleriyle şirketi zarara sokacak şekilde ticari ve hukuki işlemler gerçekleştirdiği, şirketin mali durumunu bozduğu, özen yükümlülüğünü yerine getirmediği iddia edilerek tazminat isteminde bulunulmuştur. İlk derece mahkemesince davacının davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte delil ibraz etmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Şirket ortağına karşı açılan davada, dava dışı şirkete tedbiren kayyım atanmasının mümkün olmadığı gözetildiğinde, mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararı sonucu itibariyle doğru bulunmuştur.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40 TL’den peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 116,50 TL harcın ihtiyati tedbir isteyen davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere tarihinde oy birliğiyle karar verildi.12.06.2023