Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/747 E. 2023/889 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/747
KARAR NO : 2023/889

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13.12.2022
NUMARASI : 2022/625 E. 2022/875 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 08.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.06.2023

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.12.2022 tarih 2022/625 E. 2022/875 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının iktisap etmiş olduğu kurucu intifa senedine genel kurulunda tek taraflı olarak alınan karar ile eksik kar payı ödemesi yapıldığını, daha yüksek tutarda kar payı ödemesi yapması gerektiğini, eksik ödemeye dayanak gösterilen esas sözleşme değişikliğinin bağlayıcılığının bulunmadığını, net karın hesaplanarak alacağın tespit edilmesi gerektiğini, belirterek; belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 15.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalı bankanın merkezi İstanbul olduğundan yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu, davacının dava açma hakkı bulunmadığını, ana sözleşme hükümlerinin bağlayıcı ve geçerli olduğunu, hak düşürücü sürenin geçtiğini, hakkın kötüye kullanılmasının söz konusu olduğunu, kar payı ve nemalandırmanın ana sözleşmeye uygun olarak yapıldığını, ana sözleşme değişikliğinin usul ve yasaya uygun olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğu belirtilerek; davanın yetkisizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalı şirketin borsada işlem gören kurucu , A grubu , B grubu ve C grubu olmak üzere dört tip hissesi bulunduğunu, kurucu intifa senedinin toplam 2458 adet olduğunu, bunların 747 adetin halka açık olduğunu, davacının borsada işlem gören 1 adet İş Bankası Kurucu intifa senedi sahibi olduğunu, davalı banka ile arasındaki ilişki sözleşme ilişkisi bulunduğunu, para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğini, kurucu intifa senedinden kaynaklanan kâr payı alacağı intifa senedi sahiplerinin banka hesabına yatırıldığını, yetkili mahkemenin davacının yerleşim yeri olan İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, kurucu intifa senedinden kaynaklanan kar payı alacağının tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle yetkisizlik nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. İntifa senetleri, sahibine sadece malvarlıksal haklar sağlayan ve hisse senetlerinden farklı olarak herhangi bir payı temsil etmeyen kıymetli evrak niteliğindeki senetlerdir. 6102 sayılı TTK’nın 502 vd. maddeleri gereğince, genel kurul, esas sözleşme uyarınca veya esas sözleşmeyi değiştirerek, bedeli kanuna uygun olarak yok edilen payların sahipleri, alacaklılar veya bunlara benzer bir sebeple şirketle ilgili olanlar lehine intifa senetleri çıkarılmasına karar verebilir. Kurucular için çıkarılanlar da dahil olmak üzere, intifa senetleri emre ve hamiline yazılı olabilir.
3. Kurucu intifa senetleri intifa senetlerinin özel bir türünü oluşturur. İntifa senetleri sahibine sadece malvarlıksal haklar sağlayan, pay senetlerinin aksine şirkette herhangi bir payı temsil etmeyen, pay sahipliği hakkı sağlamayan senetlerdir. Bu bakımdan senet sahibine malvarlığı, yönetim, denetleme ve bilgi hakları vermez. Fakat, kara veya tasfiye bakiyesine katılma hakkı sağlar. Kurucu intifa senedi sahipleri ile anonim ortaklık arasındaki ilişki ortaksal değil, sözleşmesel nitelikte bir ilişkidir. Diğer bir deyişle, anonim ortaklıkta kurucu intifa senedi sahipliği ile pay sahipliği sıfatları tamamen farklı iki kurumdur. Dolayısıyla sözleşmesel bir ilişkinin, kural olarak taraflardan birinin, tek yanlı beyanı ile ortadan kaldırılması mümkün olmadığı için, kurucu intifa senedi sahiplerinin onayı olmaksızın anonim ortaklığın ortaksal bir işlemi ile kurucu intifa senetlerini ortadan kaldırması, itfa etmesi veya sınırlaması mümkün değildir. Zira, kurucu intifa senedi sahipleri tamamıyla anonim ortaklığın dışında, anonim ortaklığa göre üçüncü kişi konumundadır. İntifa senedinin içerdiği hak senedin ilk sahibi ile şirket arasında sözleşmeye dayanır ve bu bakımdan ilişki ortaksal değil sözleşmesel bir ilişkidir. Hak sahibi şirket karşısında üçüncü kişi belirli şartların gerçekleşmesi halinde alacaklı konumundadır. ( Yargıtay 11. HD’nin 15.06.2016 tarih ve 2015 / 14641 E. – 2016/6636 K. )
4. 6100 sayılı HMK.nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Ancak, bir para borcunu içeren kıymetli evrak tedavül etsin veya etmesin, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89/1 maddesinde düzenlenen genel kuralın aksine, kanunen aranılacak bir borcu içerir. ( Yargıtay HGK’nun 11.03.2021 tarih ve 2017/43 E. – 2021/240 K., 11. HD’nin 17.03.2009 tarih ve 2009/7498 E. – 2009/8587 K. ) Dolayısıyla, aranacak borcun varlığı halinde ifa yeri borçlunun yerleşim yeridir.
5. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının alacağının kıymetli evrak niteliğindeki intifa senedine dayalı olup aranacak borç niteliğinde olmasına, davalının süresinde ileri sürdüğü usullüne uygun yetki itirazı çerçevesinde taraflar arasında uyuşmazlığa bakmakla yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri olan İstanbul Asliye Ticaret mahkemesi olmasına, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin doğru nitelendirilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davacının istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacını istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.