Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/741 E. 2023/893 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/741
KARAR NO : 2023/893

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15.02.2023
NUMARASI : 2022/937 Esas 2023/80 Karar
DAVANIN KONUSU : Kayyım Atanması
KARAR TARİHİ : 08.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.06.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı Aydın Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15.02.2023 gün ve 2022/937 Esas 2023/80 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi kayyım … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının kooperatif üyeliğini devretmesine rağmen kooperatif kayıtlarında müdür olarak kayıtlı olduğunu, kooperatif borçları nedeniyle yapılan bildirim üzerine kayıtların düzeltilmesi için kooperatif ve …ne yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını, koopretifin tasfiye aşamasına gidridğini, tasifye memrularının görev süresnin dolması nedeni ile kooperatifte organ boşluğu oluştuğunu belirterek; davalı kooperatife kayyum atanmasına karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı kooperatifin …nde kayıtlı olduğu, 23/03/2004 tarihinde kurulduğu, 23/03/2004 tarihinde davacının yönetim kurulu üyesi olduğu, bu görevin 09/06/2009 tarihinde sona erdiği, 29/04/2008 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında davacının 3 yıl süreliğine yönetim kurulu üyesi olarak seçildiği, 02/05/2009 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiği, 29/07/2016 tarihli genel kurul toplantısında …, … ve …’ın 3 yıllığına yönetim kurulu üyesi olarak seçildikleri, davalı kooperatifin 30/06/2018 tarihli genel kurulda tasfiye kararı aldığı, …, …, …’ın 3 yıllığına yönetim kurulu üyesi ve tasfiye memuru olarak seçildikleri, yönetim kurulu üyelerinin ve tasfiye memurlarının 3 yıllık görev sürelerinin dolduğu, genel kurul toplantısının yapılmadığı, davalı kooperatifin …nde 3 ayrı şubesinin bulunduğu, Didim Şubesi ve Didim 2. Şubesinde davacının 24/09/2008 tarihinde müdür olarak görevlendirildiği, görev süresinin aksi karar alınıncaya kadar devam ettiği, müdürlük görevinin sonlandırıldığına dair bir kayıt ticaret sicilde bulunmadığı, davacının şube müdürü olarak gözüktüğü, davalı kooperatife karşı dava açarak kayyım tayini talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, davalı kooperatifin aynı zamanda tasfiye memuru olan yöneticilerinin görev sürelerinin dolduğu, yeni yöneticilerin seçilmediği, böylelikle davalının organsız kaldığı, belirtilerek; davanın kabulü ile davalı kooperatife kayyım atanmasına karar verilmiştir.
Karara karşı kayyım … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Kayyım vekili, …’ın kayyım olarak atanmasını istemediğini, kayyım ile davalı kooperafi arasında ceza davaları bulunduğunu, kayyumun kooperatif genel kurulun toplanmaması nedeniyle bu dosyalar kapsamında yargılandığını, kayyım atanmasının mümkün olmadığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, kooperatifte organ boşluğu nedeni ile kayyum tayinin istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. Ticaret ortaklıkları gibi, kooperatifin de tüzel kişiliği bulunmaktadır. Kooperatifin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla 6102 sayılı TTK’nın 539/3. maddesi uyarınca tasfiye halinde temsil yetkisi tasfiye memurlarına ait olduğundan, dava dilekçesinin kooperatif tüzel kişiliğine tebliğe çıkarılarak, Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanunu’nun Uygulamasına Dair Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri hükümleri uyarınca tasfiye memurlarından ya da koşulları oluştuğu takdirde memur veya müstahdemlerinden birine kooperatif adına tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
3. Bilindiği üzere, kooperatiflerde ilke olarak hisse alım satımında üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması, devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur. Üyelik devir sözleşmesi yapıldığı tarih itibariyle sözleşmenin yanları arasında geçerli sonuç doğurmasına karşın, kooperatif bakımından devrin kooperatife bildirilmesi ve yönetimin makul sürede yapacağı inceleme sonunda devir alanın ortaklık şartlarını taşıması durumunda devir alanı makul süre içerisinde üyeliğe kabulü kararı verdiği tarihte hüküm ifade eder. Yazılı başvuru koşulu, devrin geçerliliğine ilişkin olarak değil, devrin kooperatife iletilmesi ve kabulü için ispat bakımından sevk edilmiştir. Bu nedenle, kooperatif üyelik hakkının devredildiğinin davadan önce davalı kooperatife bildirilmemesi, devir alanın hakkına olumsuz bir etki yapmaz. ( Yargıtay 23. HD’nin 13.04.2015 tarih ve 2015/2728 E. – 2015/2508 K. )
4. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81. maddesinde yazılı nedenlerden birisi ile dağılmasına karar verilen kooperatif, tasfiye aşamasına girer. Anılan yasa maddesinin 3 numaralı fıkrası hükmüne göre, mahkemece ve genel kurulca tasfiye memurları seçilmediği takdirde, tasfiye işlemlerini yönetim kurulu yapar. ( Yargıtay 23. HD’nin 17.09.2014 tarih ve 2014/1762 E. – 2014/5710 K. )
5. Kooperatifin tüzel kişiliği tasfiye sona erip sicilden terkin edilinceye kadar devam eder. Yeni yönetim kurulu seçilene ve göreve başlayana kadar eski yönetimin görevine devam edeceğinin kabulü de gerekir. Zira, görev süresi sona eren yönetim kurulunun bu sıfatlarının, sürenin salt sona erme ile kendiliğinden düşeceğine ilişkin anasözleşmede, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda ve bu Kanun’un 98. maddesinin atıf yaptığı dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nda hüküm bulunmamaktadır. Bu itibarla, eski yönetim kurulunun görev süresinin bitmesi ile ortaklığın kendiliğinden organsız kaldığı ve başvuru olanağının kalmadığı söylenemeyecektir. Kaldı ki, eski yönetim, bu tarz bir yorum sayesinde şirket için acil ve önemli bulunan iş ve işlemleri yapma olanağına da kavuşmuş ve şirketin devamlılığı sağlanmış olur. Bu sonuca, yönetim kurulu ile ortaklık arasındaki vekalet sözleşmesine ilişkin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 397/2. maddesi uyarınca da varılabilir. ( Yargıtay 11. HD’nin 28.12.2015 tarih ve 2015/1085 E. – 2015/8522 K. )
6. Somut olayda, davalı kooperatifinin 07.12.2020 tarih ve 15 sayılı yönetim kurlu kararı içeriğinden, 30.06.2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan tasfiye kararı uyarınca tasfiyeyi tamamlamak üzere yönetim kurulu oluşturulduğu, tasfiye memurları olarak son yönetim kurulu üyelerinin seçildiği sabit ise de tasfiyenin usulüne uygun şekilde sonladırılarak kooperatif tüzel kişiliğinin sona erip ermediği ve davacının üyelik devir işleminin kooperatif kayıtlarına işlenip işlemediğinin usulüne uygun şekilde araştıramadığı gibi tasfiye aşaması henüz tamamlanmamış ise karar başlığında tasfiye mememurlarına yer verilmeksizin davalı kooperatif tüzel kişiliği adına 7201 sayılı TK’nun 35. maddesine göre tebligat yapılmak sureti ile taraf teşkili sağlanmaksızın yargılamaya devam edilerek, eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmiştir.
7. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından ticaret scil müdürlüğü, kooperatif tüzel kişiliği ve tasfiye memurlarından davalı kooperatifin tüm defter ve kayıtlarının eksiksiz olarak celbini müteakip davalı kooperatifin tasfiye aşamasının tamamlanıp tamlanmadığının tespiti ile tamamlanmamış ise son tasfiye memurlarına usulüne uygun şekilde tebligat yapılması suretiyle taraf teşkili sağlanılarak, ( gerekiyorsa istinabe yoluna başvurulmak ) suretiyle dosyanın kooperatif alanında uzman bilirkişisine tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak şekilde davacının üyelik devrini gerçekleştirip gerçekleştirmediği, üyeliğin sona erip ermediği ile davalı kooperatifte organ boşluğu oluşup oluşmadığı hususlarında açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli bilirkişi kurul raporu alınarak, üyelik sıfatının sona erip ermediğine göre öncelikle davacının hukuki yararın varlığı gözetilerek anılan ilke ve esaslar çerçevesinde ortaya çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Kayyım …’ın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.02.2023 tarih 2022/937 Esas 2023/80 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.