Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/687 E. 2023/851 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/687
KARAR NO : 2023/851

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.12.2022
NUMARASI : 2022/768 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 01.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.06.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.12.2022 tarih 2022/768 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen vekili, davacının %10 hissedarı olduğu davalı şirketin diğer davalı tarafından kötü yönetimi nedeniyle maddi haklarının ihlal edildiğini, TTK’nun 370/1.maddesine aykırılık teşkil edecek şekilde tek imza ile temsil yetkisinin kullanıldığını, bu şekilde alınan yönetim kurulu kararları geçerli kabul edilse dahi davalı yöneticinin bir yıl süreli yönetim kurulu başkanlığının 12/10/2022 tarihi itibariyle sona erdiğini, öte yandan 2018 ila 2022 yılları arasında kar payı dağıtılmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve sırasıyla 500,00 TL, 1.500,00 TL, 1.000,00 TL, 3.500,00 TL ve 3.500,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL kar payı alacağının bulunduğunu bildirerek, davalı …’nın davalı şirketin 12/10/2021 tarihli 2021/3 sayılı yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti, 10.000,00 TL kar payının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili zımnında, TTK’nun 371/1 maddesi gereğince şirketin temsilinin ancak çift imza ile gerçekleştirilebileceği konusunun tespiti ile şirket ortağı olan müvekkilinden mal kaçırmak amacıyla şirketin malvarlıklarının üçüncü şahıslara devri konusunda yapılacak tüm işlemlerin verilecek kararın kesinleşmesine kadar tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili, davacı ile diğer müvekkili arasında boşanma davası bulunduğunu ve davanın kötü niyetli olarak açıldığını, taraflar arasında edinilmiş malların tasfiyesi, katılma alacağı ve değer artış payının tahsili konulu davanın bulunduğunu, davacının TTK’nun 411 ve 412.maddeleri uyarınca genel kurulu toplantıya çağırma ve istediği konuları karara bağlanmasını gündeme koyma talep hakkı bulunmasına rağmen böyle bir dava açılmasından hukuki yarar olmadığını, kuruluşundan itibaren şirketin kazanç sağlamadığını, … ilçesi … Mahallesi, … ilçesi … Mahallesindeki taşınmazlarla ve araçlar ile ilgili iddiaların yersiz olduğunu, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını ve müvekkili şirkete karşı husumet yöneltilemeyeceğini, kar payının dava yolu ile talep edilebilmesi için önce yönetim kurulundan talepte bulunulması gerektiğini, ihtiyati tedbir kararının yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceğini, …’nın hukuka aykırı olarak yönetici seçildiği iddiasının yerinde olmadığını, karşı tarafın maddi konularda davacıya bilgi verilmediği iddialarının yersiz olduğunu, ayrıca TTK’nun geçici üye atama hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini, TTK’nun 370.maddesi gereğince ve ticaret sicil gazetesinin 28/10/2021 tarihli nüshasında “… münferiden temsile yetkilidir” şeklinde ilanı çerçevesinde tek yönetici seçiminin geçerli olduğunu bildirerek davanın reddi zımnında ihtiyati tedbir talebinin reddine savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, tarafların durumlarına, davalı şirketin iki ortaktan oluşmasına, davacının %10, davalı …’nın %90 hisseye sahip olmasına, TTK’nun 370/1 madde hükmü içeriğine ve konu ile ilgili şirket ana sözleşmesinin ilgili hükmüne, ticari hayatın dinamiklerine, olayın özelliklerine ve şartlarına göre, davacı tarafın davalı …’nın yönetici sıfatının sona erdiği ve kötü niyetli olarak şirketi yönettiği hususlarını yaklaşık ispat seviyesinde ispatlayamadığı kanaatine varıldığından şartları oluşmayan “TTK’nun 371/1 maddesi gereğince şirketin temsilinin ancak çift imza ile gerçekleştirilebileceği konusunun tespiti ile şirket ortağı olan müvekkilinden mal kaçırmak amacıyla şirketin malvarlıklarının üçüncü şahıslara devri konusunda yapılacak tüm işlemlerin verilecek kararın kesinleşmesine kadar tedbiren durdurulması” yönündeki talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davalı …’nın davacıdan mal kaçırma ihtimalinin bulunduğunu ve davacı …’nın bugüne kadar davalı şirketten kazanç ve kar payı adı altında herhangi bir ödeme almadığını, aynı zamanda bir şirket ortağı olarak davacının davalı şirketle ilgili düzenlenen yönetim kurulu veya genel kurul toplantılarına davet edilmediğini ve davalının yeniden temsile yetkili kılınması için alınan kararlarda imzasının bulunmadığının dikkate alınarak davalı şirket adına kayıtlı olan mal varlıklarının üçüncü kişilere devri konusunda yapılacak tüm işlemlerin davada verilecek olan kararın kesinleşmesine kadar tedbiren durdurulmasını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, davalı anonim şirketin %90 hisse sahibi olan davalı … ve şirket aleyhine, şirketin %10 hissesi sahibi olan davacı …’nın şirket kar payı ve kazanç payı alacağına ilişkin olarak şimdilik 10.000,00 TL tutarındaki alacak istemi ve davacının şirket ortağı olarak yönetim kurulu veya genel kurul toplantısına davet edilmemiş olması, davalının yeniden temsile yetkili kılınması için alınan kararda imzasının bulunmaması nedeniyle Karşıyaka 2. Noterliği’nin 27.10.2021 tarih 19155 yevmiye nosu ile tasdik edilen 12.10.2021 tarihli yönetim kurulu kararlarının ve bu tarihten itibaren şirketli ilgili alınan tüm kararların TTK 391.maddesi gereği batıl olduğunun tespiti istemiyle açılan davada, ihtiyati tedbir yoluyla şirketin temsilinin ancak çift imza ile gerçekleştirilebileceği konusunda tespit kararı verilerek davalı şirketin mal varlıklarının üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi yönünden tedbir talebinde bulunulmuştur. Davalı şirkete ilişkin …’nden şirketi temsile yetkili kişiyi gösterir ticaret sicil gazetesi kayıt örneği incelenmiştir. Davanın henüz bilirkişi incelemesi aşamasında olduğu gözetildiğinde yaklaşık ispat koşulunun şimdilik bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar sonucu itibariyle doğru bulunmuştur.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40 TL’den peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 116,50 TL’nin tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-f bendi maddesi hükmü uyarınca kesin olmak üzere 01.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.