Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/659 E. 2023/813 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/659
KARAR NO : 2023/813

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.02.2023
NUMARASI : 2022/1446 E.
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 26.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.05.2023

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.02.2023 tarih 2022/1446 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, davalı … Tic. A.Ş.’nin dava dışı … tarafından, TTK’ya aykırı şekilde ve hileli davranışlarla müvekkillere ait olan zeytinli tarla vasfındaki taşınmazı ele geçirmek amacı ile kurulduğunu, şirketin %50 oranında ortaklarının davacı … ve müteveffa … olduğunu, diğer %50’sinin ise …’in sahibi ve tek ortağı olduğu … San. Tic. A.Ş. olduğunu, …’in müvekkillerine ait zeytinli tarla vasıflı taşınmazı satın almak istediğini belirterek aileye yaklaşmaya başladığını, kendisinin çok önemli ve saygı değer bir iş adamı olduğu, farklı yerlerde şirketlerinin ve gayrimenkullerinin bulunduğu yönünde aldatıcı beyanlarda bulunduğunu, çevredeki diğer tarlaların imara açıldığını, bu taşınmazın vasfının da kendisinin bağlantıları ve bürokratik gücü sayesinde değişebileceğini söylediğini, bürokraside etkili olduğu şeklinde bir görünüm çizmek için müvekkillerinin yanında telefonda konuşurken bakanlar ve çeşitli bürokratların adlarını zikrederek onlarla konuşuyor süsü verdiğini, hileli ve aldatıcı davranışlar neticesinde müvekkillerini notere götürerek taşınmazın vasfını değiştireceği vaadiyle kendisi adına vekaletname çıkarttığını ve taşınmazı davalı … A.Ş.’ye devrettiğini, müvekkilleri tarafından Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/122 E. sayılı dosyasında TTK’nın m.356 hükmüne aykırılık ve hile nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açıldığını, yargılama sırasında …’ın vefat ettiğini, bunun üzerine şirket üstündeki 125 paylık hissesinin …, … ve …’a intikal ettiğini, …’in … A.Ş.’nin yetkilisi olarak … A.Ş.’nin yönetim kurulunun ve görev süresinin belirlenmesi amacıyla 19.09.2022 tarihinde genel kurul toplantısı yapılacağına dair taraflara ihtar çekerek olağan genel kurul toplantısına çağrı yaptığını, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/558 Esas 2022/570 Karar sayılı kararıyla toplantıya davet için izin talep ettiğini ve müvekkillerin tamamına toplantı yeri ve tarihi ile ilgili ihtarname gönderildiğini, müvekkillerinin gönderilen ihtarnameler ile Ticaret sicil kayıtlarında görülen toplantı tarihleri farklı olmakla birlikte müvekkillerinin 22.09.2022 tarihinde toplantı yapılması amacıyla bildirilen adrese gittiklerini, toplantıya katılmak istediklerini, ancak genel kurul toplantı tutanağında da görüldüğü üzere “125 pay sahibi …’ın vefat ettiği; pay sahibi varisleri …, … ve … toplantı yerinde hazır bulunsa da yönetim kurulu kararıyla pay dağılımı yapılarak haziruna yazılmadığı, varislerin aralarından veya dışarıdan noter vasıtasıyla bir temsilci atamadığından toplantıya katılmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir…” şeklinde gerekçelendirme yapılarak katılım isteklerinin hukuka ve kanuna aykırı bir şekilde reddedildiğini, bu duruma şirket ortaklarından …’ın muhalefet şerhi koyduğunu, müvekkillerinin taşınmazını ele geçirmek için kurulan davalı şirketin, …’ın vefat ettiği tarihte yönetim organının bulunmaması nedeniyle temsilci atayamadığını, …’in müvekkillerinin toplantıda oy kullanması haline yönetim kuruluna seçilemeyeceğini bildiği için oy kullanma haklarını gasp ettiğini iddia ederek; davalı … A.Ş.’nin 22.09.2022 tarihli genel kurul toplantısında, hukuka aykırı olarak alınan 1, 2, 3 ve 4 numaralı kararların öncelikle yürütülmesinin geri bırakılmasına, akabinde yapılacak yargılama neticesinde iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nın 390/3 maddesi gereğince davacının ihtiyati tedbir talebi yönünden davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte deliller sunmadığı gerekçesiyle davacılar vekili tarafından talep edilen 22.09.2022 tarihli 2022 ve 2021 yıllarına ait olağan genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılması talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, davalı tarafından yapılan genel kurula çağrının şekle ve hukuka aykırı olması sebebiyle geçersiz olduğunu, dava dışı …’in genel kurulu toplamak için Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/558 Esas sayılı dosyasında genel kurul çağrısı için izin aldığını ve 09.09.2022 tarihinde müvekkillerine ihtar çektiğini, çekilen ihtarda da toplantı tarihinin 19.09.2022 olarak yazıldığını, TTK’nın 414. maddesi gereğince genel kurul toplantısına çağrının toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere 09.09.2022 tarihinde çağrı yapıldığını, 22.09.2022 tarihi toplantı yapılmasının kanun hükmüne aykırı olduğunu, yapılan ilanın da hem TTK’ya hem de şirket kuruluş sözleşmesine aykırı olduğunu, davalının pay sahiplerinin haklarını kullanmasına engel olduğunu, müvekkillerine toplantı tarihinin bilinçli bir şekilde yanlış bildirildiğini, buna rağmen müvekkillerinin toplantı günü ve saatinde toplantıya katılmak istediklerini, fakat müteveffa …’ın mirasçılarının toplantı yerinde hazır bulunsa da haziruna yazılmadığını, genel kurula katılma haklarının ellerinden alındığını, ilk derece mahkemesince yetersiz ve yerinde olmayan gerekçeyle karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasına ve tedbir taleplerinin kabulü ile 22.09.2022 tarihli olağan genel kurulda hukuka aykırı olarak alınan 1, 2, 3, 4 numaralı kararların dava süreci boyunca yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava; davacı …’ın ve diğer davacıların murisi …’ın ortağı olduğu limited şirketin 22.09.2022 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan kararlarının iptali ve dava sonuna kadar yürütülmesinin tedbiren geri bırakılması istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere bir geçici hukuki koruma yolu olan ihtiyati tedbir genel olarak HMK’nın 389. vd. maddesinde düzenlenmiştir. Bu bağlamda anılan maddenin 1. fıkrasında “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle büyük sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği” belirtilmiştir. Yine aynı Kanununun 390/3. maddesinde ise tedbir isteyenin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmesi ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu ifade edilmiştir. Diğer taraftan TTK, TMK, İİK gibi özel yasalarda da ihtiyati tedbir niteliğinde özel geçici koruma yolları düzenlenmiştir.
HMK’nın 390/3 maddesinde, ihtiyati tedbir isteğinin kabul edilebilmesi bakımından, ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, yasanın gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimâl de olsa aksinin mümkün olduğu ihtimâlini de gözardı edemez. Dosya kapsamı ve delil durumuna göre davanın esası hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yasanın aradığı yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Anılan yasal düzenlemelere göre, dosyadaki mevcut deliller ile davanın mahiyeti yaklaşık ispat kuralıyla birlikte değerlendirildiğinde, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı belirlenmekle, ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına, davacının istemlerinin yargılamayı gerektirmesine göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 296,40 TL’den peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 116,50 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.26.05.2023