Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/630 E. 2023/1086 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/630
KARAR NO : 2023/1086

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.02.2023
NUMARASI : 2022/480 Esas 2023/136 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.07.2023

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.02.2023 tarih 2022/480 Esas 2023/136 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili adına İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün 2018/14568 Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, takibe konu bonodaki müvekkiline yönelik imza ve yazıların müvekkiline ait olmadığını, yapılan incelemeyle bunun sübut bulacağını ileri sürerek takibe ilişkin bonodan kaynaklı borçlu bulunmadığının tespiti ile %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, daha önce İzmir 3. İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma, takip dosyası davacıya ait el konulan imza örnekleri, huzurda alınan imzalar ile grafoloji uzmanı bilirkişiden alınıp benimsenen rapora göre senetteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı kanaatine varılarak davanın kabulü ile birlikte kötüniyet tazminatına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davalı vekili, yerel mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup müvekkilinin mağdur edildiğini, takip başlatılan kötüniyetlerinin bulunmamasına rağmen icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine mahsus olarak başlatılan takibe konu edilen bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı sebebine dayanarak İİK 72.maddesi gereğince açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, davalı tarafça başlatılan icra takibine konu imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuştur. Davaya konu takip dosyasının kambiyo senetlerine yönelik olarak başlatıldığı, takibe konu bonoda davacının havalist davalının lehtar olduğu dosya içinde bulunan takip dosyasından anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince davacının mukayeseye yarar imza örnekleri celp olunup , ayrıca huzurda da bonoya dayalı imza ve yazı örnekleri alınmak suretiyle, grafoloji bilirkişisinden rapor alınmış, alınan raporda davaya konu senetteki borçlu bölümündeki davacının imzasının davacının eli ürünü olmadığı usulünce belirlenmiştir. Toplanan deliller imza örnekleri ve alınan rapor dairemizce de karar vermeye elverişli bulunmuş olup, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Dava, dava dayanağı imza inkarına ilişkin olup mutlak kefil niteliği taşımaktadır. Bu nedenle davacı tarafça temel ilişkiye bakılmaksızın her zaman ileri sürülebilecek koşullarda olup, usulünce imza incelemesi yaptırılmış ve bonodaki imzanın davacının eli ürünü bulunmadığı açıkça belirlenmiştir. Esasen davacı havalis davalı ise bonoda lehtar olduğuna göre ara bir üçüncü kişi olmayıp, ciro yoluyla da davalıya geçmediğine göre bonodaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı hususunun bizzat lihdar davacı tarafça bilinecek hususta olduğundan buna rağmen takibe konu edilmesinde kötü niyet şartlarının oluştuğunun kabulü ile, bu yönde kötü niyet tazminatına hükmedilmesi de usule uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.635,08 TL’den peşin alınan 408,77 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.226,31 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17.07.2023