Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/620
KARAR NO : 2023/798
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.03.2023
NUMARASI : 2023/106 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 25.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.05.2023
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.03.2023 tarih 2023/106 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili, taraflar arasında ortaklığın devamının imkansız hale geldiğini, feshi talep olunan ortaklık sözleşmesi doğrultusunda davalıya teminat olarak teslim edilmiş olan teminat çekinin hükümsüz kaldığını belirterek; çek uyarınca borçlu olmadığının tespiti ile davacıya iadesine, davanın devamı süresince ihtiyati tedbir yolu ile adi ortaklık sözleşmesi kapsamında yürütülen faaliyetlerin durdurulmasına, davalı ortağın yönetim ve temsil yetkisinin geri alınmasına, “…” adına kayıtlı hesaplar üzerine bloke konulmasına, teminat olarak verilen; 5749273 çek numaralı davacı tarafından keşide edilen olan 183.752,00 USD bedelli teminat çeki hakkında ödeme yasağı konulmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde ; ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, ileri sürülen iddiaların araştırılması ve yargılaması uzun süreceğinden yargılama sona erinceye dek ihtiyati tedbir talep edildiğini, tedbir şartlarının oluştuğunu, davalı şirket yetkilisinin yetkisini aşarak davacı şirketin bilgi ve onayı da olmaksızın tanzim ederek imzaladığı senetler dolayısıyla ortaklığın ve davacı şirketin ciddi zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davalı şirket yetkilisi hakkında ayrıca savcılık nezdinde yapılan şikayet nedeniyle soruşturma işlemlerinin devam ettiğini, soruşturma kapsamında alınan ifadesinde şirket yetkilisi …’in adi ortaklık adına 1.000.000 USD elden tutanak karşılığı borç aldığını beyan ettiğini, davacı müvekkil şirketin bilgisi dışında, kötü niyetli olarak adi ortaklığı borçlandırıcı işlemler yapmaktan çekinmeyen davalı şirket yetkilisinin ortaklığı ve davacı şirketi zarara uğratacak işlemler yapmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, davalı tarafın ticari ahlaktan uzak hal ve tavırlar içinde bulanarak ortak bir amaca erişmek üzere kurulan adi ortaklığın amacına aykırı hareket ettiğini, haklı nedenle fesih halinde ortaklığın ancak mahkeme kararının kesinleşmesiyle ileriye etkili olarak sona ereceğini, kararın kesinleşmesi anına kadar adi ortaklık sözleşmesinden doğmuş olan borçlar varlıklarını sürdüreceğini, davalı ortağın hukuka aykırı tutum ve davranışları nazara alındığında bu süreçte ortaklık aleyhine iş ve işlemlere devam edilmesi kuvvetle muhtemel olduğunu, belirterek; kararın kaldırlmasını alep etmiştir.
GEREKÇE : Talep adi ortaklı kapsamında ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
3. Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsüdür. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmemektedir. Açıklandığı üzere ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için yaklaşık ispatın varlığı şarttır.
4. Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, mevcut dosya kapsamı, delil durumu ve yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle davacının ihtiyati tedbir kararı verilmesi için haklılığını yasaya uygun ve yaklaşık olarak ispat edemediği anlaşılması karşsında ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu itibarla, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40-TL’den peşin alınan 179,90-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 116,50-TL’nin ihtiyati tedbir talep eden davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.