Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/612 E. 2023/551 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/612
KARAR NO : 2023/551

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23.12.2022
NUMARASI : 2022/773 E. – 2022/1103 K.

DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 11.04.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.04.2023

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.12.2022 tarih 2022/773 E. – 2022/1103 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkili ile ihyası istenen … Şti.arasında İzmir 15.İş Mahkemesinin 2015/628 E.sayılı dosyasında işçilik alacaklarına yönelik olarak derdest tazminat dava dosyalarının bulunduğunu, o dosyada yazılan ticaret sicil müdürlüğü yazı cevabına göre ihyası istenen şirketin kendiliğinden tasfiyeye girerek 30.12.2019 tarihinde tasfiye sürecinin sona erdiğini, davalı … ‘in’de tasfiye memuru olduğunu, İş Mahkemesi dosyasında bu şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiğini ileri sürerek, ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı … vekili, müvekkilinin ihyası istenen şirketin tasfiye döneminde tasfiye memuru olarak görev yaptığını, davacının ileri sürdüğü derdest davaların işçi alacaklarına ilişkin olduğunu, tasfiye sürecinde alacaklı olanlara alacaklarını bildirmeleri için çağrı ve ilan yapıldığını, davacı tarafın böyle bir başvurusunun bulunmadığını, TTK geçici 7.maddeye göre 5 yıllık sürenin geçmiş olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, İzmir 15.İş Mahkemesinin 2015/628 E.sayılı dava dosyası ve tüm dosya kapsamına göre, ihyası istenen şirketin 30.12.2019 tarihinde terkin edildiği, davalı şahısın tasfiye memuru olduğu, davacının ihyası istenen şirket yönelik alacak istemli davasının 25.12.2015 tarihinde açıldığı, birleşen İzmir 2.İş Mahkemesi dosyasının da 21.01.2016 tarihinde açıldığı, şirket kaydının silindiği tarihte şirket aleyhine açılmış derdest davaların bulunduğu, bu nedenle tasfiye memurunun kusurlu olarak tasfiyeyi eksik bıraktığı ve dava açmakta hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı … ‘in ihyasına karar verilen şirketin tasfiye memurluğunu yapmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, müvekkilinin ihyası istenen şirketin tasfiye döneminde tasfiye memuru olarak görev yaptığını, davacının ileri sürdüğü derdest davaların işçi alacaklarına ilişkin olduğunu, tasfiye sürecinde alacaklı olanlara alacaklarını bildirmeleri için çağrı ve ilan yapıldığını, davacı tarafın böyle bir başvurusunun bulunmadığını, TTK geçici 7.maddeye göre 5 yıllık sürenin geçmiş olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesini, müvekkilinin yasal tasfiye memuru olarak üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, hukuka uygun yaptığını istinaf nedenleri olarak ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, tasfiye sürecine girerek tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen şirketin TTK’nın 547. maddesi uyarınca ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne ve tasfiye memuru olarak görev yapan Tuncay Hasesmer’in tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 547/1. maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacı vekili, tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan işçilik alacakları istemli İzmir 15. İş Mahkemesinin 2015/628 Esas sayılı davasında taraf teşkilinin sağlanması amacıyla bu davayla sınırlı olarak ihya kararı verilmesini istemiştir. Esasen derdest olan iş davasında davacıya bu yönde süre verilmiştir. Davacı, açılan davayla sınırlı olmak üzere şirketin ihyasını isteme hakkına haiz olup tasfiye nedeni ile sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan derdest davada taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararı da mevcuttur. TTK 547. maddeye göre açılan ihya davalarında süre söz konusu değildir. Kaldı ki her halükarda 5 yıllık süre de dava tarihi itibariyle dolmamıştır. Davacının açmış olduğu işçilik alacaklarına ilişkin davada haklı olup olmadığı, o davanın süresinde açılıp açılmadığı gibi hususlar ihya davasında değerlendirilecek bir husus değildir. İhya kararı verilebilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde kusurlarının bulunması ve işçilik alacağından kaynaklanan davasının tasfiye işlemleri tamamlanmadan önce açılması gerekmez. Kaldı ki davacının işçilik alacaklarının tahsiline yönelik davası 25.12.2015 tarihinde İzmir 15.İş Mahkemesinde açılmış ve derdest bulunmaktadır. O halde davalı tasfiye memurunun tasfiyesini yaptığı şirket hakkında İzmir 15.İş Mahkemesinin 2015/628 E.sayılı dosyasında derdest bir davası olduğu halde bu davayı gözetmeyerek ihyası istenen şirketin tasfiye işlemlerini bitirerek 30.12.2019 tarihinde tasfiyenin sonuçlanmasına sebebiyet verdiği açıktır. Tasfiye işlemleri yapılırken davacının iş akdinden kaynaklanan alacak davası derdest olduğu halde bu davalar bitirilmeden tasfiyenin sonuçlandırılmış olmasında davalı taraf kusurludur. TTK’nın 547/2. maddesinde “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmüne yer verilmiş olup, ek tasfiyeye ilişkin prosedür emredici ve kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece şirket hakkındaki derdest dava ile sınırlı olarak ihya ve ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tasfiye memuru atanmasına dair verilen karar yerindedir.
Tasfiye sürecinde tasfiyenin eksik bırakılmasından ve gereği gibi yapılmamasından davalı tasfiye memurunun sorumlu olması ve 6100 sayılı HMK’ nın 326. maddesinde yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlemesi nedeniyle mahkemece davalı tasfiye memuru aleyhine harç, yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı tasfiye memurunun istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı … tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11.04.2023