Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/60 E. 2023/343 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/60
KARAR NO : 2023/343

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30.11.2022
NUMARASI : 2022/962 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 02.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.03.2023
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.11.2022 tarih 2022/962 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 100.000 TL payı olan davalı şirketin 6.000 hissesine sahip olduğunu, davalı şirketin 2021-2022 yılı olağan genel kurul toplantısının 24.08.2022 tarihinde yapıldığını ve toplantının 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 nolu gündem maddeleri ile aynı gün yapılan 2020 yılı olağan genel kurul toplantısının 5 ve 6 nolu gündem maddeleri kapsamında alınan kararların öncelikli yürütülmesinin geri bırakılması, akabinde iptaline karar verilmesi ayrıca yasaya ve ana sözleşmeye bariz aykırılık nedeniyle yönetim kurulu yetkilerinin kaldırılması gerektiğini ileri sürerek şirkete kayyım atanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yönetim kurulu başkanının şirkete kendisi adına yahut şirketle başkası adına işlem yapmasının ihtiyati tedbir yoluyla engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davacının 24.08.2022 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında dava konusu gündem maddeleri ile alınan kararların TTK’nın 449. maddesi uyarınca yürütmesinin durdurulması konusundaki talebi hakkında yönetim kurulu üyeleri görüşlerini bildirdikten ve sicil müdürlüğünden cevaplar geldikten sonra celse arasında karar verilmesine, yine yönetim kurulu üyelerinin şirketle kendisi veya başkası adına işlem yapmaması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulması konusundaki tedbir kapsamında yazı cevapları geldikten sonra değerlendirilmesine karar verilmiş olup davacının yasaya ve ana sözleşmeye bariz aykırılık nedeni ile yönetim kurulu yetkilerinin kaldırılarak şirkete kayyım atanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin sunulan deliller itibari ile bu aşamada yerinde görülmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, kayyım atanması talep edilen şirketin müvekkili dışında kalan diğer hissedarların tamamı 1. Derece kan hısımlarından oluşan bir aile şirketi olduğunu, yönetim kurulu ve çoğunluk hissenin kendilerine ait olduğu için şirketi TTK’nın amir hükümlerine aykırı olarak yönetmekte olduğunu, müvekkilinin şirket hissedarlığından kaynaklı hak ve menfaatlerini almasının engellendiğini, yönetim kurulunun TTK m. 396’da hükme bağlanan işlem yasağına aykırı şekilde yönetim kurulunun hissedar olduğu diğer şirketler ile işlem yaparak şirketin doğmuş karlarını buharlaştırmaya yönelik iş ve işlemler yapıldığını, ayrıca TTK m. 396’ya göre yönetim kurulu üyeleri genel kurulun iznini almaksızın şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi aynı ticari tür iş ile uğraşan bir şirkete sınırsız ortak sıfatı ile de giremeyeceği halde yönetim kurulu başkanı şirketin faaliyet konusu ile aynı konuda faaliyet gösteren şirketlerde sınırsız ortak ve yönetim kurulu başkanı olarak görev yapmakta olduğunu, bu hususun dahi tek başına azınlık haklarının korunması için şirkete kayyım atanmasını zorunlu kıldığını, davalı şirketin mamelekinin korunması adına tedbir kararı verilmemesi halinde dava neticesinde davalı şirketin mal varlığı buharlaşacağını, tedbir kararında beklenen amacın ortadan kalkacağını, dosya kapsamına celp olunan davalı şirket dışında yönetim kurulunun üye olduğu ve yönetim kurulu sıfatını yürüttüğü şirketlerin ticari kayıtları davalı şirket yönetim kurulunun TTK ve haksız rekabet kurallarına aykırı işlem yaptığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE : Talep, şirket genel kurul kararlarının öncelikli yürütülmesinin geri bırakılması akabinde iptaline karar verilmesi istemiyle açılan dava kapsamında yönetim kurulu yetkilerinin kaldırılarak şirkete kayyım atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, ihtiyati tedbir talep eden vekili, şirket genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulması ve iptaline karar verilmesi, yasaya ve ana sözleşmeye aykırılık nedeni ile yönetim kurulu yetkilerinin kaldırılarak şirkete kayyım atanması yönünde ihtiyati tedbir isteminde bulunmuştur. TMK’nın “yönetim” başlıklı 427/4. maddesinde bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kendisine yönetim kayyımı atanacağı düzenlemiş olup anılan kanun maddesi yönetim eksikliğiyle ilgilidir. Şirket yönetiminin görevde olduğu TMK’nın 427. maddesi uyarınca yönetim kayyımı atanmasını gerektiren bir organ boşluğu bulunmadığı, HMK’nın 389. maddesindeki yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir isteminin reddine dair kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına gerekçesiyle, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 215,70 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02.03.2023