Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/497 E. 2023/463 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/497
KARAR NO : 2023/463

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31.03.2022
NUMARASI : 2021/450 E. 2022/245 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 28.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.03.2023
Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi verilen 31.03.2022 gün ve 2021/450 E. 2022/245 K.
sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davaCı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 25.04.2016 tarihinde müvekkiline ait araca davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/78D.İş sayılı dosyasıyla yapılan delil tespiti sonrası alınan bilirkişi raporunda müvekkiline ait araçta 20.614,00 TL hasar olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin davalıya yaptığı başvurudan sonuç alamadığını ileri sürerek, belirsiz alacak davasına esas olmak üzere hasar bedeline mahsuben 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline, toplam 942,20 TL delil tespiti giderinin yargılama gideri olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle toplam talebini 17.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, yokluklarında yapılan delil tespitini kabul etmediklerini, bilirkişi raporundaki parça ve onarım miktarının fahiş olduğunu, hasarlandığı belirtilen parçaların davaya konu kaza ile uyumlu olup olmadığının belli olmadığını, davacıya ait aracın 2010 model, çok eski ve yıpranmış bir araç olması nedeniyle mutlaka amortisman ve hurda tenzili yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI ÖNCESİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı nezdinde sigortalı aracın % 100 oranında kusurlu olduğu, araçta 3.000,00 TL değer kaybı, 10.300,00 TL’lik hasar oluştuğu, ATK raporunda kaza ile hasarın uyumlu olup olmadığının tam tespiti için yeterli imkanların bulunmadığı, çarpışma testlerinin yapılması gerektiğinin belirtildiği, ilk bilirkişi raporunda kaza ile hasar uyumlu olmadığı belirtilmiş ise de kaza tespit tutanağının davacı ile davalının sigortalısı arasında düzenlendiği, rizikonun belirtilen şekilde meydana gelmediğini iddia eden sigortacının rizikonun ne şekilde meydana geldiğini ispat etmesinin gerektiği, davalının ispat yükünü yerine getiremediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 10.300,00 TL hasar, 3.000,00 TL değer kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
DAİREMİZ KALDIRMA KARARI: ilk derece mahkemesi kararı da,remizin 08.06.2021 tarih 2018/1939 Esas 2021/684 Karar sayılı kararı ile mahkemece alınan ilk bilirkişi raporundan hasarlı kısımlardan kaza mahalli irdelenerek hasar ile kazanın uyumlu olmadığının belirtildiği, itiraz üzerine ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda ise hasar ile kazanın uyumly olup olmadığının tespit edilemeyeceğinin belirtildiği ve buna göre raporlar arasında çelişki bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden raporlar arasındaki ilişki giderilecek şekilde kaza ile hasarın uyumlu olup olmadığı yönünde rapor alınarak karar verilmek üzere mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI SONRASI İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ATK Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar heyetinden alınan rapor doğrultusunda, araçtaki hasarın tarafların anlattığı şekilde olmasının mümkün olmadığı, kaza ile hasarın uyumsuz olduğu sonucuna varılarak bu nedenle hasar bedelinin teminat kapsamı dışında kaldığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, teknik olarak kazaya karışan tüm araçlar da meydana gelen hasar miktarının hasarlanan parçaların ve parçalardaki hasarların birbirlerine göre değişkenlik göstermesinin olağan olduğunu, dava öncesi alınan delil tespiti raporunda bilirkişinin aracı muayene ettiğini, servsite ayrıntılı bir şekilde hasarlı bölgeyi inceleyerek tespit yaptığını, o rapora göre bizzat aracı gören ve muayeneyi yapan bilirkişinin 32.049,00 TL tutarında hasar meydana geldiğini rapor ettiğini, bu durumda mahkemece dosyasına rapor tanzim eden bilirkişinin fotoğraf üzerine yapmış olduğu bir kısım varsayımsan ve oluşa uygun olmayan tespitlerin kabul edilemeyeceğini, araçların çarpışma sonucu durdukları pozisyon baz alınarak kaza hakkında fikir edinmenin sağlıklı yöntem olmadığını, davalı tarafın rizikonun ihbar edilen yerden farklı şekilde oluştuğunu, aracın sigorta teminat dışında ve başka yerde hasarlanıp olay yerine getirildiğini somut delillerle kanıtlaması gerektiğini ileri sürerek usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Dava, hasar ve değer kaybı tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, müvekkiline ait araca davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın çarpması nedeniyle müvekkilin aracının hasarlandığını, değer kaybına uğradığını ileri sürerek tazminat talebinde bulunmuştur.
İDM tarafından Dairemizin kaldırma kararından sonra dosyaya kazandırılan, ATK Trafik İhtisas Dairesinin Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan alınan bilirkişi raporunda, ayrıntılı bir şekilde araçların hasar aldığı yerler ve diğer dosyadaki deliller değerlendirilmek suretiyle araçtaki hasarın anlatılan kaza ile meydana gelmesinin mümkün olmadığı tespit edilmiştir. Alınan bu raporda meydana gelen zararın kaza ile uyumlu olmadığı açıkça tespit edilmiştir. Davalı … tarafından da cevap dilekçesinden itibaren parçaların davaya konu kaza ile uyumlu olup olmadığı hususu savunulmaktadır. Düzenlenen kaza tespit tutanağı her ne kadar belge hükmünde ise de, aksinin her türlü delil ile ispat edilmesi mümkündür. Buna göre dairemizin kaldırma kararından sonra alınan ATK Trafik İhtisas Dairesinin Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu raporuna göre kazanın ileri sürüldüğü şekilde gerçekleşmediği, kaza ile ileri sürülen hasarın anlatılan kaza ile meydana gelmesinin mümkün olmadığı ve uyumlu bulunmadığı ve tutanakla da örtüşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının doğru ihbar yükümlülüğüne aykırı davrandığı somut deliller ile ispat edildiğinden ispat yükü yer değiştirmiştir. Zararın poliçe kapsamında kaldığını davacı ispat etmek zorundadır. Rizikonun gerçekleşme şeklini iyi niyet kurallarına aykırı şekilde bildiren davacı tarafından sunulan deliller ile tüm dosya içeriğinden kazanın ihbar edildiği şekilde gerçekleştiği olgusu ispat edilememiştir. Teknik bilirkişi heyeti raporu karşısında davacının dayandığı deliller iddiasını ispata yeterli değildir. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından hasarın teminat dışında kaldığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermekle usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL maktu harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.