Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/493 E. 2023/729 K. 12.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/493
KARAR NO : 2023/729

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24.02.2023
NUMARASI : 2021/399 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ : 12.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.05.2023

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.02.2023 tarih 2021/399 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı … Ltd. Şti., … San. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti., … San. Tic. Ltd. Şti. ve … San. Tic. Ltd. Şti. firmalarının uzun yıllar ortağı ve temsilcisi olduğunu, müvekkilinin firmaların ticari işleri için zaman zaman davalı bankadan krediler kullandığını, bu kapsamda taşınmazları üzerinde 2003-2008 yılları arasında davalı banka lehine ipotekler tesis edildiğini, müvekkilinin ticari yaşantısını 2015 yılında sonlandırma kararı alarak, ortağı olduğu dava dışı …, …, …, … isimli şirketlerde bulunan esas sermaye paylarının tamamını diğer hissedar dava dışı oğlu … ile beraber 13.04.2015 tarihinde dava dışı … ile …’a devrettiğini, anılan şirketlerle temsil ilişkisi gibi herhangi bir bağlantısının da kalmadığını, devirlerin 14.04.2015 tarihinde … tescil edildikten sonra 22.04.2015 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, müvekkilinin pay devirlerini davalı bankaya ve irtibatlı olduğu tüm bankalara noter aracılığıyla bildirdiğini, davalı bankaya 15.04.2015 tarihli ihtarname gönderdiğini, dava dışı … firmasının dava dışı … ve …’a devredilmesinden sonra, 04.09.2015 tarihinde bu kişiler tarafından yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı ile dava dışı … firmasının dava dışı … A.Ş.’ye devrolunarak birleştirilmesine karar verildiğini, her iki şirketin birleşme kararının 11.09.2015 tarihinde … tescil edildiğini, 22.09.2015 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, davalı banka ile asıl borçlu dava dışı … A.Ş. arasında, 22.09.2015 tarihinde 4.000.000,00 Euro ve 10.000.000,00 TL bedelli olmak üzere iki adet genel kredi sözleşmesi imzalanarak, içerisinde müvekkilinin ya da taşınmazlarının yer almadığı yeni bir kredi ilişkisi tesis edildiğini, dava dışı … isimli firmanın ise tüzel kişiliği sona erdirilmiş olmasına rağmen bu sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığını, bu işlemin sonradan geçmiş tarihli ve kasıtlı olarak, müvekkilinin … lehine tesis ettiği ipoteklere müracaat edebilmek için yapıldığını, bu genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borcun ödenmemiş olması nedeniyle davalı banka tarafından yaklaşık 2 yıl sonra müvekkiline gönderilen 15.05.2018 tarihli ihtarname ile borcun ödenmesi, aksi halde zamanında başka kredilerin teminatı olarak müvekkili tarafından davalı banka lehine tesis edilen ipoteklerin paraya çevrileceğinin ihtar olunduğunu, davalı banka tarafından İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2018/8483 E. sayılı dosyası üzerinden 10.07.2018 tarihinde müvekkili ve diğerleri aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin icra takibinin iptali amacıyla İzmir 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/882 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açtığını, buna rağmen davalı bankanın talebi üzerine İcra Müdürlüğünce alınan 06.11.2019 günlü karar ile müvekkili adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mah., … Ada, … Parsel, … niteliğindeki taşınmazın satılarak paraya çevrilmesine karar verildiğini, TTK’nın 152. maddesi doğrultusunda birleşmek suretiyle infisah eden dava dışı … şirketinin, tüzel kişiliği sona erdikten sonraki tarihte imzalanan genel kredi sözleşmesine kefil olmasının ve geçersiz kefalet borcunun müvekkilinin verdiği ipotekle teminat altına alınmış sayılmasının mümkün olmadığını, TMK’nın 873/3 md. ile kanunun, alacaklının istediği ipoteği sattırarak keyfi davranmasının önüne geçmeyi amaçladığını, oysa alacaklı bankanın keyfi davranarak çok kıymetli taşınmazları bulunan … A.Ş.’nin ipotekli taşınmazlarını icra takibine dahil etmediğini, uzun zaman bu şirket hakkındaki ipoteğin paraya çevrilmesi için takip yapıldığını iddia ederek; dava dışı … ve … Ltd. Şti.’nin borcu için müvekkilinin maliki bulunduğu … İli, … İlçesi, … Mah., … Ada, … ve … Parsel, … İli, … İlçesi, … Mah., … Ada, … Parsel, … Kat … no’lu Bağımsız Bölüm, … İli, … İlçesi, … Mah., … Ada, … Parsel, … Nolu bağımsız bölüm üzerinde tesis edilen ipoteklerin kaldırılmasına, tapu sicilinden terkin edilmelerine; dava dışı … A.Ş. Ve değir firmaların borcu için müvekkilinin maliki olduğu … İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … ve … parsellerde teneke fabrikası ve yol niteliğindeki taşınmaz üzerine … Tapu Müdürlüğü’nün 05.03.2012 tarihli ve 4304 yevmiye numaralı resmi senedi ile davalı banka lehine tesis edilen ipoteklerin kaldırılmalarına, tapu sicilinden terkin edilmelerine, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine başlatılan İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8483 E. Sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine, İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8483 E. Sayılı takip dosyası üzerinden yürütülen icra takibinin müvekkili yönünden iptaline, davalı bankanın takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8483 E. sayılı icra takibinin müvekkili yönünden tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 12.07.2021 tarihli ara karar ile davacının ihtiyati tedbir talebinin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Ara kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2021/1717 E. 2021/1409 K. sayılı ilamı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, 18.01.2023 tarihli dilekçesi ile, davalı banka tarafından sunulan Mali Tahlil ve İstihbarat Raporu gereği müvekkilinin tüm taşınmazları üzerindeki tüm ipoteklerin fek edileceği belirtildiğinden, ikrar mahiyetinde ve yazılı delil olarak sunulan bu belge dikkate alınarak, müvekkili adına kayıtlı olup … İli, … İlçesi, … Mahallesi … Ada … Parsel … nolu bağımsız bölüm mesken vasfındaki taşınmazın satışının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 17.02.2023 tarihli ara karar ile davacının ihtiyati tedbir isteminin kabulüne, takdiren 100.000,00 TL nakdi teminat mahkeme veznesine yatırıldığında veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu sunulduğunda İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2018/8483 Esas sayılı dosyasında satışına karar verilen ve satış işlemleri Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2018/726 Talimat sayılı dosyasında yürütülen … İli, … İlçesi, … Mah. … Ada … Parsel … nolu bağımsız bölüm mesken vasfındaki taşınmazın satışının tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ:Davalı vekili, İİK’nın 72/3 maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit/istirdat davalarında takibin durdurulmasına karar verilmesinin mümkün olmadığını, ancak şartların oluşması halinde dava değerinin %15’i nispetinde teminat yatırılması karşılığında icra kasasına giren paranın alacaklısına ödenmemesine dair tedbir kararı verilmesinin mümkün olabileceğini, bu nedenle mahkemenin takdiren 100.000,00-TL teminat mukabilinde satış işlemlerinin durdurulmasına karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, dava neticesinde elde edilmek istenen menfaatin ihtiyati tedbir yoluyla istenemeyeceğini, davacının davasında ve ihtiyati tedbir talebinde kötü niyetli olduğunu savunarak ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 24.02.2023 tarihli ara karar ile, davaya konu taleplerin objektif dava yığılması şeklinde olduğu, bu taleplerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda davacının ipoteğin fekki talebinin de bulunduğu, davanın sadece bir menfi tespit davası olarak değerlendirilemeyeceği, davalının mahkemece verilen tedbir kararının İİK’nın 72/3 maddesine aykırı olduğu iddiasının yerinde olmadığı, tedbir kararının HMK’nın 389 ve devamı hükümlerince tesis edildiği, satışının durdurulmasına karar verilen taşınmazın işbu davada ipoteğin fekki istemi bulunan taşınmazlardan biri olduğu, satış işleminin durdurulmasının davanın esasını çözümler nitelikte olmadığı, bir an için davaya konu talebin İİK’nın 72. maddesi kapsamında olduğu düşünülse bile bu maddenin katı yorumlanmaması gerektiği, söz konusu hükmün icra takip işlemlerinden ve aşamalarından biri olan satış işlemi yönünden engel oluşturmadığı, aksi halde davacının mülkiyet haklarını yitirmeden önce söz konusu işlemlerin hukukiliğine ilişkin şikâyetlerini denetlettirme imkânından mahrum kalacağı ve iş bu davanın somut olayda başarı şansı sunma ihtimalini yitireceği, davacının ihtiyati tedbir talebi yönünden 6100 sayılı HMK 389 ve devamı maddelerinde öngörülen yasal şartların oluştuğu gerekçesiyle ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, İİK’nın 72/3 maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit ve istirdat davalarında takibin durdurulmasına karar verilmesinin mümkün olmadığını, ancak şartların oluşması halinde dava değerinin %15’i nispetinde teminat yatırılması karşılığında icra kasasına giren paranın alacaklısına ödenmemesine dair tedbir kararı verilmesinin mümkün olabileceğini, bu nedenle mahkemenin takdiren 100.000,00-TL teminat mukabilinde satış işlemlerinin durdurulmasına karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemece henüz itirazları uyarınca bir hüküm kurulmadan taraflar açısından yargılama kapsamında kesinlik kazanmayan bilirkişi raporundaki tespitlere dayanarak ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hatalı olduğunu, dava neticesinde elde edilmek istenen menfaatin ihtiyati tedbir yoluyla istenemeyeceğini, davacının ipoteğin fekki davasında satış bedellerinin alacaklısına ödenmemesi yönünde tedbir kararı alması mümkünken bu yola da başvurmadan paranın ödenmesine rıza gösterdiğini, davacının davasında ve ihtiyati tedbir talebinde kötü niyetli olduğunu savunarak ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, genel kredi sözleşmesi nedeniyle ipotek verilen taşınmazın paraya çevrilmesi hakkındaki icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, takibin iptali, davacıya ait taşınmazlar üzerinde davalı banka lehine tesis edilen ipoteklerin kaldırılması, taşınmazların icra yolu ile satışının durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir istemlerine ilişkin olup, mahkemece İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2018/8483 Esas sayılı dosyasında satışına karar verilen ve satış işlemleri Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2018/726 Talimat sayılı dosyasında yürütülen … İli, … İlçesi, … Mah. … Ada … Parsel … nolu bağımsız bölüm mesken vasfındaki taşınmazın satışının tedbiren durdurulmasına dair verilen ihtiyati tedbir kararına davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince itirazın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, müvekkilinin ortağı ve temsilcisi olduğu dava dışı … …Ltd Şti’nin davalı bankadan kullandığı krediler nedeniyle davalı banka lehine ipotekler tesis edildiğini, müvekkilinin şirketteki payını devrettiğini, şirketi devralan kişilerin bu şirketi … ..A.Ş.’ye devrederek birleştirilmesine karar verdiklerini, birleşmenin … 11.09.2015 tarihinde tescil edilmesinden sonra 22.09.2015 tarihinde … A.Ş. ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, tüzel kişiliği sona erdirilmiş olmasına rağmen … …Ltd Şti’nin bu sözleşmelerde müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını iddia ederek, icra takibinin müvekkili yönünden tedbiren durdurulmasına, ipoteklerin kaldırılmasına, müvekkilinin takip dosyası nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine, icra takibinin müvekkili yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İİK’nın 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ise de; davalı … A.Ş. … Şube Müdürlüğünce ilk derece mahkemesine gönderilen 12.10.2022 tarihli yazıda … San. Tic. A.Ş., … San. ve Tic. A.Ş. ve … ve … Ltd. Şti firmaları lehine verilen kredilerin 18.09.2015 tarihli makam onayı ile uygun görüldüğünün belirtildiği, ayrıca yazı ekinde yer alan Kredi Komitesi Karar Formlarında davacı … adına kayıtlı … İli … İlçesi … ada … parselde yer alan 21.11.2011 tarihli ekspertiz raporuna göre değerleri toplamı 420.000,00 TL olan 8 ve 14 nolu mesken nitelikli taşınmazlar üzerinde banka lehine mevcut 1. dereceden 125.000 USD, 2. dereceden 150.000,00 TL ve 3. Dereceden 200.00 Euro tutarındaki ipoteklerin fek edileceğinin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Kredi Komitesi Karar Formlarında ipoteklerin fek edileceğine ilişkin beyanlar dikkate alınarak ve tedbir konusu taşınmazın icra yoluyla satışı halinde, verilecek kabul hükmünün infaz kabiliyetinin ortadan kalkabileceği, telafisi güç ya da imkansız durumlar ortaya çıkacağı ve yeni uyuşmazlıklar doğacağı gözetilerek, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesi isabetli bulunmuş olup, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40 TL’den peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 116,5‬0 TL’nin ihtiyati tedbire itiraz eden davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbire itiraz eden davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 12.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.