Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/438 E. 2023/655 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/438
KARAR NO : 2023/655

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.01.2023
NUMARASI : 2023/56 E.
DAVANIN KONUSU : Limited Şirket Müdürünün Azli
KARAR TARİHİ : 28.04.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.04.2023

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.01.2023 tarih 2023/56 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkillerinin murisi … (%52 hisse) ve davalı şirketin kurucusu …’ın (%48 hisse) dava dışı … Şti.’nde ortak olduklarını, muris …’nın 27.02.2022 tarihinde vefat ettiğini, murisin vefatı sonrasında ortak ve şirkette müdür olan davalının 05.05.2022 tarihli ihtarname ile müvekkillerini şirket ortaklığına kabul etmediğini bildirdiğini, müvekkillerinin şirket ortağı olması ve şirket yönetiminde hak sahibi olmalarının davalı tarafından engellendiğini, şirket araçlarından … plaka sayılı aracın şirket üzerine kayıtlı olmadığının ve davalının kurduğu şirket adına tescil edildiğinin tespit edildiğini, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/3 Esas sayılı dosyasında bu araç hakkında dava açtıklarını, davalının bütün banka hesaplarındaki paraları çektiğini ve şirketin içini boşaltarak şirketi borçlandırdığını, şirkete ait … plakalı aracı değerinin çok altında satış gösterdiğini, kalan tutarın davalının uhdesinde kaldığını, şirket ile aynı faaliyet alanına ilişkin yeni bir şirket kurduğunu, tüm mal varlığı ile çalışanlarını bu şirkete aktardığını, şirket evraklarına, karar defterlerine ve bilgisayar kayıtlarına ulaşmalarının davalı tarafından engellendiğini iddia ederek, davalının şirkette mevcut olan müdürlüklerinden azline, müvekkili …’nın ve …’in dava süreci boyunca tedbiren tek müdür olarak belirlenmesine, aksi halde şirket işlerini yürütmek üzere şirkete kayyım atanmasına, davalının şahsi mal varlıklarına, banka hesaplarına, ayrıca şirket hesapları ile mal varlığına tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 20.01.2023 tarihli ara karar ile, davalı şirkette organ eksikliği bulunmadığı, şirketin yetkili organlarıyla yönetilmesinin asıl olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 630/2 maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK’nın 390/3 maddesi gereğince davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte delil ibraz etmediği gerekçesiyle davalı şirkete yönetim kayyımı atanması talebinin reddine verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, limited şirket müdürlerinin sorumluluğunun yasadan kaynaklanan bir sorumluğa, aynı zamanda akdi veya haksız fiil sorumluluğuna dayandığını, hangi hukuki nitelemeye dayanılırsa dayanılsın, müdürlerin şirketi uğratmış oldukları zararlar sebebiyle sorumluluklarının bulunduğunu, ileride telafisi mümkün olmayan zararlar oluşacağını, tedbir taleplerinin kabulü için asıl olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkması olduğunu, şirket müdürünün azline yönelik taleplerinin bulunmasına rağmen mahkemece bu talebin göz ardı edildiğini, buna ilişkin herhangi bir karar verilmediğini belirterek ihtiyati tedbirin reddine dair kararın kaldırılmasına, dava konusu şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, limited şirket müdürünün haklı nedenle azli ve davalı şirkete kayyım atanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nın 390/3 maddesinde, ihtiyati tedbir isteğinin kabul edilebilmesi bakımından, ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, yasanın gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimâl de olsa aksinin mümkün olduğu ihtimâlini de gözardı edemez. Dava açılmış olması tek başına ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirmez. Karar tarihi itibariyle davacının ileri sürdüğü deliller tam olarak toplanmamış ve incelenmemiş ise yargılama aşamasında delillerin toplanıp incelenmesinden itibaren tedbir istemleri konusunda tekrar mahkemenin yaklaşık ispat şartları çerçevesinde talep üzerine değerlendirme yapabileceği açıktır. Talep ve karar tarihi itibariyle tüm deliller henüz toplanıp irdelenememiş olup, dosya içeriğindeki toplanan somut deliller ile anılan yasal düzenlemelere göre, dosyadaki mevcut deliller ile davanın mahiyeti yaklaşık ispat kuralıyla birlikte değerlendirildiğinde, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı belirlenmekle, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına ve yaklaşık ispatın yerine getirilememesine göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40 TL’den peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 116,50 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir isteyen davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.28.04.2023