Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/435 E. 2023/658 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/409
KARAR NO : 2023/640

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05.01.2023
NUMARASI : 2022/965 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 27.04.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27.04.2023

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.01.2023 tarih 2022/965 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davalı yüklenici kooperatif ile davalılar arsa sahipleri arasında düzenlenen kat karşılığı inaşat sözleşmesi kapsamında davalı kooperatif üyesi olması nedeniyle dava konu taşınmazlarda hak sahibi olduğunu belirterek; dava konu taşınmazların devrinin önelenmesine yönelik ihityati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde yaklaşık ispat koşulunun oluştuğunun belirlenemediği gibi davacının tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulması talebi yönünden de başka bir mahkeme kararının infazını engelleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği belirterek; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, İhtiyati tedbirin dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği bulunduğunu, dava konusu taşınmazın uyuşmazlık konusunu oluşturması ve mülkiyet hakkından kaynaklanması nedeniyle 3. kişilere devrinin önlenmesi bakımından tedbir koşullarının oluştuğunu, davacının davalı … Yapı Kooperatifi’nin 39 nolu üyesi olduğunu, her ne kadar kat karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri feshedilmişse de yargılamanın devam ettiği sürede arsa sahiplerinin zımni muvafakatleri ile inşaatların seviyesi %100 oranına getirildiğini, inşaatların tamamen bitirilmiş olmasına bağlı olarak 30.09.2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, davalı arsa sahiplerine düşen taşınmazlar dışındaki dairelerin üyelere dağıtıltıldığını, davacının kooperatife herhangi bir borcu olmadığını, arsa sahiplerine ait arsa üzerinde tüm konutlar bitirilmiş ve arsa sahiplerinin payına düşen bağımsız bölümler de teslim edilmiş olmasına karşın davacının hissesine düşen taşınmazı tapuda devrini verilmemesinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, davacı davalı … Yapı Kooperatifi ile davalılar arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin doğrudan tarafı değilse de söz konusu sözleşmenin feshedilmiş olması sebebiyle diğer davalı yüklenici … Yapı Kooperatifi tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve ek sözleşmeler gereğince vekaleten inşaat faaliyetlerinin yürütüldüğünü, davacının kooperatif üyesi olması nediyle hak sahibi olduğunu, arsa sahibi davalıların kooperatif hissesine isabet eden bağımsız bölüm taşınmazı-daireyi davacıya teslim etmek yerinde haksız olarak mülkiyetlerinde tutarak satışa ve/veya kiraya çıkartıklarını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf başvurusunun reddi talep etmiştir.
GEREKÇE :Talep ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
3. Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsüdür. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmemektedir. Açıklandığı üzere ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için yaklaşık ispatın varlığı şarttır.
4. Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, mevcut dosya kapsamı, delil durumu ve yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle davacının ihtiyati tedbir kararı verilmesi için haklılığını yasaya uygun ve yaklaşık olarak ispat edemediği anlaşılması karşsında, ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu itibarla, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40-TL’nin peşin alınan 476,30-TL’den mahsubu ile bakiye 179,90-TL harcın yatırana iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.