Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/401 E. 2023/548 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/401
KARAR NO : 2023/548

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03.01.2023
NUMARASI : 2022/996 E.

TALEBİN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 10.04.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.04.2023

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.01.2023 tarih 2022/996 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati haciz isteyen davacı vekili, 25.04.2017 tarihinde davalıların maliki, sürücüsü ve zmm sigortacısı olduğu aracın hız sınırı üzerinde seyir halindeyken yaya olarak karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi istemli açmış olduğu davada ayrıca davalıların taşınır ve taşınmaz malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, tazminat alacağının varlığının tartışmalı olup, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde olumlu kanaat oluşturacak şekilde delil ve belgelerin toplanması gerektiği ve İİK 257 maddesinde yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati haciz isteyen davacı vekili, dosyaya sunulan delil dilekçesi ekindeki kaza tespit tutanağı ve tüm sağlık raporları dikkate alındığında tazminat alacağının varlığına ilişkin yeter derecede alınan yaklaşık i,spat kuralının sağlandığının kabulünün gerektiğini, bu nedenle kararın isabetli olmadığını, mahkemenin ceza dosyasındaki alınan bilirkişi raporundaki tespitleri değerlendirmesi konusunda kıstas almasının isabetli olmadığının, tazminat davasında tekrar bilirkişi raporu alınıp taraflara usulüne göre tazminat belirlenmesinin söz konusu olacağını, bu yönden gerekçe oluşturmasının hatalı olduğunu, mahkemenin kaza tarihinden 5,5 yıl sonra dava açıldığı ve bu süre zarfında ihtiyati haciz isteminin bulunmadığı yönündeki değerlendirilmesinde ise müvekkilinin bu sürede ağır bir kaza sonucu sağlığına kavuşabilmek adına bir çok ameliyat geçirip travma ile boğuştuğunu, davanın ne zaman ikame edildiği hususunun yargılamanın esasına konu teşkil edilecek nitelikte olamayacağını, ceza dosyasının karara çıkması gerektiği kanaati ile hareket edildiğini ileri sürerek yaklaşık ispat kuralının kabulüne karar verilmesi gerektiğinden kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati hacze ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinafa başvuran tarafın istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Buradaki ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat değildir. İİK’nın 258/2. maddesi uyarınca alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur. İhtiyati haciz özel olarak para alacaklarına ilişkin bir geçici hukuki korumadır. İhtiyati haciz bir dava değildir. Bu nedenle ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağın varlığı ve haciz sebepleri hakkında yaklaşık ispatı sağlayacak delilleri ibraz etmek zorunda olup ihtiyati haciz bir dava olmadığından mahkemenin yaklaşık ispat için delil toplama yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı taraf karşı taraftaki işleten, sürücü ve aracın zmm sigortacısından kazadan dolayı oluşan maddi ve manevi tazminat istemli davada ihtiyati haciz isteminde bulunmuş olup davanın başında henüz davaya konu kazada tarafların kusurları bulunup bulunmadığı var ise oranları maluliyet oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir bütün olarak değerlendirildiğinde henüz bu yönlerden raporların alınmadığı, yargılama aşamasında raporlar alınıp deliller toplandıkça yaklaşık ispat şartları yerine getirilmesi şartı ile tekrar talepte bulunabileceği ancak talep tarihi itibariyle dosyaya sunduğu deliller değerlendirilerek raporlar alınmamış ve diğer deliller toplanmamış olması karşısında ihtiyati haciz kararı verilmesi için yasanın aradığı yaklaşık ispat şartları oluşmadığı anlaşılmıştır. Anılan bu nedenlerle talep tarihi itibariyle dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak ihtiyati haciz isteminin red edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati haciz isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40 TL’den peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 116,50 TL’nin ihtiyati haciz isteyen davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati haciz isteyen davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 10.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.