Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/395 E. 2023/329 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/395
KARAR NO : 2023/329

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2022
NUMARASI : 2021/904 Esas 2022/967 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24.12.2021
KARAR TARİHİ : 01.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.03.2023

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.12.2022 tarih 2021/904 Esas 2022/967 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 09.05.2021 tarihinde müvekkilinin idaresindeki araç ile seyrederken zincirleme trafik kazası oluşup yaralandığını, kazaya davalının ZMMS poliçesini düzenlediği … plakalı aracın sebebiyet verdiğini ileri sürerek geçici ve kalıcı tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin sorumluluğunun poliçede yazılan teminat miktarları ile sınırlı olarak trafik sigortası özel ve genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, gerçek zararın ve sigortalının kusuru oranında tazmininin esas olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, davacı ve davalı vekillerinin dosyaya sundukları ödeme beyanları ile feragat dilekçeleri birlikte değerlendirilerek davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davacı vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin davanın özünden feragat olmayıp yargılama safhasında alacağına kavuştuğu için feragat ettiğini, esasen davanın konusuz kaldığını, bu nedenle davalı tarafın dava açılmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenle arabulucuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydedilmesi gerekirken davacıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE :Dava, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK 355 maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesine eklenen 5/A- 1 maddesinde ” Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmüne, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. Fıkrasında ise “davacı arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın 1 haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içerir davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
TTK’nın 4. maddesi uyarınca tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın bu kanunda düzenlenen hususlardan çıkan uyuşmazlıklar mutlak ticari davayı, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklar ise nisbi ticari davayı teşkil eder.
Somut olayda, davanın konusu TTK hükümleri içerisinde düzenlenmiş bulunan sigorta sözleşmelerinden kaynaklanmış olup TTK 4 maddesi uyarınca mutlak ticari dava niteliğindedir, bu nedenlerle 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Yasa uyarınca arabuluculuk dava şartına tabidir. Davadan önce davacı tarafça 7155 Sayılı Yasa uyarınca arabuluculuk başvurusunun yapılıp bu şartın yerine getirildiği ve taraflar arasında anlaşılamama tutanağı tutulduğu sabittir.
Uyuşmazlık ve istinaf konusu arabuluculuk dava şartına tabi olan bu davada yargılama sırasında davalı tarafça ödeme yapılması sonucunda tarafların dilekçeleri sonucunda davanın reddine karar verilirken davadan önceki arabuluculuk işlemleri sırasında arabuluculuğun vekalet ücretinden hangi tarafın sorunmlu olup olmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 323/1-ğ. maddesi gereğince vekille takip edilen davalarda hükmedilecek vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamında kaldığı aynı kanunun 326.maddesi gereğince de yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Somut olayda dava arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, buna göre arabuluculuk aşamasında oluşan vekalet ücretinin de bir yargılama gideri olarak sayılması gerektiği değerlendirilmelidir. Yargılama aşamasında davalı taraf vekilinin dosyaya sunduğu 03.11.2022 tarihli dilekçesinde davacı taraf ile sulh olunmuş olup, müvekkilince yapılan ödeme ile birlikte ibra edildiğini ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava konusu somut olayda davanın 7155 Sayılı Yasa ile TTK 5.maddesine eklenen 5/A-1 maddesi uyarınca, arabuluculuk dava şartına tabi olan bir dava olduğu, davacı tarafça arabuluculuk başvurusunda bulunulup tarafların anlaşamadığına yönelik tutanağın dava dilekçesi ekinde sunulduğu, davalının yargılama aşamasında davacıya tazminat ödemesi yaptığı bu ödemeyle her iki taraf vekilinin de beyan dilekçesi doğrultusunda davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça yargılama aşamasında her ne kadar kısmi dava açılmış ise de davacı tarafın tazminat istemi ferileri ile birlikte kabul edilerek bu miktar tazmin edildiğine göre davacının tazminat talebi karşılanmış olup, davacının davada haklılığını kabul etmiş, bir miktar tazminat hesaplaması yaparak ödenen bu miktar yönünden davacının davada haklılığını kabul etmiş sayılmalıdır. Esasen dava açıldıktan sonra davalı tarafça yapılan bu ödeme nedeniyle davacı tarafın feragat ettiği açık olup, bu durumda kabul edilen bu miktar yönüdnen davalı tarafın davada haksız olduğu ve davanın açılmasına sebebiyet verdiği, her ne kadar davacı tarafça HMK 307 maddesi gereğince feragat edilmiş ise de yargılama aşaması ve davacının feragat dilekçesi içeriğine göre bu feragatin davalı tarafın davanın devamı sırasında yapmış olduğu ödeme nedeniyle gerçekleştiği içerik itibariyle davanın konusuz kalması nedeniyle bu dilekçenin verildiği ve davalı tarafın dosya kapsamı ve delil durumuna göre dava açılmasına sebebiyet verdiği gözetildiğinde davadan önce 7155 Sayılı Yasa gereğince başvurulan arabuluculuk dava şartı yolundaki arabulucuya ödenen vekalet ücretinin de yargılama giderlerinden sayılması gerektiği ve buna göre bu ücretin davaya sebebiyet veren davalıdan tahsil edilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek davacıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.12.2022 tarih 2021/904 Esas 2022/967 Karar sayılı kararın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Açılan davanın feragat sebebiyle REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar harcından başlangıçta peşin olarak alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 120,6‬0 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının talep halinde davacı tarafa iadesine,
7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 492,00 TL istinaf yoluna başvuru harcı istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.