Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/30 E. 2023/305 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/30
KARAR NO : 2023/305

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05.10.2022
NUMARASI : 2022/93 Esas 2022/856 Karar
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 24.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.02.2023

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.10.2022 tarih 2022/93 Esas 2022/856 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili kurumun sigortalısı olan …’nun silisyum içeren tozlara bağlı “Pnömokonyoz” meslek hastalığı nedeniyle Kurum Sağlık Kurulu’nun 28.03.2017 tarihli kararı ile meslekte kazanma gücünü %32 oranında kaybettiğini, sigortalının diş teknisyeni olarak çalıştığı … A.Ş. ünvanlı işyerinin bu rahatsızlığa neden olduğunun tespit edildiğini, işverenin olayda %100 oranında kusurlu bulunduğunu, İzmir 1. İş Mahkemesi’nin 2021/320 Esas sayılı dosyasında 42.660,30 TL kurum alacağının tahsili amacıyla şirket aleyhine rücuen tazminat davası açtıklarını, dava aşamasında şirket kaydının 6102 sayılı Kanun’un geçici 7. Maddesi uyarınca sicil resen silindiğinin ortaya çıktığını belirterek, … A.Ş.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı …, ihyası istenen … A.Ş.’nin 22.09.1986 tarihinde tescil edildiğini, en son genel kurulun 29.09.1999 tarihinde tescil edildiğini, bu tarihten sonra herhangi bir genel kurul tescili yapılmadığını, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca çıkarılan Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ m. 5/ç uyarınca 01.04.2013 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresine ihtarda bulunulduğunu, bu hususun 25.04.2013 tarih 8307 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığını, yasal süresi içerisinde ihtara yanıt verilmemesi nedeniyle 04.09.2013 tarihinde sicil kaydının resen silindiğini, bu hususun 11.09.2013 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını, davanın TTK’nın geçici m. 7/15 göre 5 yıllık yasal süresinde açılmadığını, …nün yasal hasım olması nedeniyle aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; dava konusu şirketin sicil kaydının 04.09.2013 tarihinde ticaret sicilden silindiği, bu kararın 11.09.2013 tarihinde 8402 numaralı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, TTK m. 36’ya göre yapılan ilanın davacı için sonuç doğurabilmesi için ilanın tamamının yayınlandığı Ticaret Sicil Gazetesinden itibaren hak düşürücü sürenin başlayacağı, ilanın tamamının 11.09.2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, 6102 sayılı TTK geçici m. 7/15 e göre dava açılabilmesi için hak düşürücü süre olan 5 yıllık sürenin 11.09.2018 tarihinde dolduğu, davanın ise 01.02.2022 tarihinde açıldığı gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkili kurumun sigortalısı olan …’nun silisyum içeren tozlara bağlı “Pnömokonyoz” meslek hastalığı nedeniyle Kurum Sağlık Kurulu’nun 28/03/2017 tarih ve 500 sayılı kararı ile meslekte kazanma gücünü %32 oranında kaybettiğinin tespit edildiğini, bu rahatsızlığa neden olacak işyerinin sigortalının diş teknisyeni olarak çalıştığı … A.Ş. unvanlı işyeri olduğunu ve işverenin olayda %100 oranında kusurlu bulunduğunu, İzmir 1. İş Mahkemesi’nin 2021/320 Esasına kayden, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 42.660,30 TL kurum alacağının tahsili için işveren şirket aleyhine rücu’an tazminat davası açıldığını, İzmir 1. İş Mahkemesi tarafından …’ne yazılan müzekkere cevabında şirketin 6102 sayılı Kanun’un geçici 7. Maddesi uyarınca sicil kaydının resen silindiğinin bildirildiğini, şirketin ihyası için dava açılmak üzere taraflarına süre verildiğini, yasa koyucunun ticaret sicilinden terkin olunan şirketlerin yeniden ticari faaliyete devamına ve ihyasına izin vermediğini, ancak terkin edilen şirket adına mal varlığının bulunduğu ve tasfiye işlemlerinin tam olarak tamamlanması için ihyasına izin verilebileceğini, ihyası istenilen şirketin … tarafından resen terkin edildiğini, müvekkili kurum açısından bu davanın açılmasında hukuki yararın bulunduğunu, 6102 sayılı kanunun geçici 7. Maddesinin 2. Fıkrasına göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere 5 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7/15. maddesi uyarınca ticaret sicilden kaydı resen silinen şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler.
Somut olayda, ihyası istenen şirketin dosyaya celp olunan ticaret sicil kayıtlarına göre 04.09.2013 tarihinde resen sicilden terkin edildiği ve Ticaret Sicil Gazetesinde 11.09.2013 tarihinde ilan edildiği anlaşılmaktadır. Bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı kurum tarafından, İzmir 1. İş Mahkemesinin 2021/320 E. sayılı rücuen tazminat dosyasında, terkin edilen şirket hakkında ihya davası açmak üzere verilen süre üzerine eldeki ihya davasının açıldığı anlaşılmaktadır. TTK’nın geçici 7/15 maddesi uyarınca sicilden silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde ihya davası açılması gerekirken, hak düşürücü süre aşılarak 01.02.2022 tarihinde ihya davası açılmış olup, yasanın amir hükmü uyarınca davacının hak düşürücü süre içinde ihya davası açmadığından davanın reddine dair kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24.02.2023