Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/222 E. 2023/449 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/222
KARAR NO : 2023/449

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28.11.2022
NUMARASI : 2022/937 E. – 2022/1068 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.03.2023

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.11.2022 tarih 2022/937 E. – 2022/1068 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Müvekkili şirketin şömine ve baca sistemleri alanında faaliyet yürüttüğünü,… markasını 07.03.2019 tarihinden itibaren Türk Patent Kurumu’na tescil ettirdiğini ve bu tarihten beri markasını kullandığını, İzmir … İlçesinde kurduğu fabrikasında üretime devam ettiğini, davalıların bir kısmının müvekkili şirket bünyesinde beyaz yaka-işçi olarak çalıştıklarını, işçinin sadakat borcu, sır saklama ve rekabet etmeme borcuna aykırı olarak ve haksız rekabet oluşturacak şekilde davranışlara giriştiklerini, müvekkili şirketin portföyünü elde etme faaliyetlerine giriştiklerini, müvekkili şirket çalışanlarını da istifa etmeye teşvik ettiklerini, kendi bünyelerine aldıklarını, müvekkili şirket ile aynı iş kolunda, müvekkili şirkete ait ticari sır niteliğindeki bilgi ve belgeleri kullanarak, diğer davalı …. Şti.’ni kurduklarını, müvekkili şirket tarafından tasarlanan ve ilk kez piyasaya sunulan TTK ve Sınaî Mülkiyet Kanunu Kapsamında korunan ürünlerle karıştırmaya yol ayacak oranda aynı veya benzer ürünler yapıp sattıklarını, TTK ve ticari örflerce düzenlenen satış ve sunuş kurallarına riayet etmeyerek, TTK kapsamında haksız rekabet yaptıklarını, müvekkili şirketin modelini kopyalamanın dışında bizzat taklit kalıp yapıp, aynı ölçülerde aynı sayılarda kopya ürün yaptıklarını, taklit ürünleri hâlihazırda müvekkilinin müşterilerine pazarlayarak maddi kazanç sağladıklarını, çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldattıklarını, müvekkili şirkete ait ….com internet sitesindeki ürünlerle davalı … şirketine ait internet sitesindeki şömine modelleri incelendiğinde birebir müvekkili şirketin ürünlerinin taklit edildiğinin görüleceğini iddia ederek, davacının tasarımına yapılan tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacının baca sistemleri ve şömine üretimi alanında faaliyet yürüttüğü, tescilli markasının bulunduğu, bu markasına konu ürünlerin davalılar tarafından haksız şekilde taklit edilerek haksız rekabet edildiği, maddi ve manevi zarara uğradığı iddiası ile tasarımlara yapılan tecavüzün önlenmesi ile haksız rekabetin durdurulması ve men-i talebi ile iş bu davayı ikame ettiği, somut uyuşmazlıkta davacı marka kullanım hakkına dayandığına göre 6769 Sayılı yasa hükümleri uyarınca bu yönde inceleme ve değerlendirme yapmaya bu alanda ihtisas mahkemesi olarak görevlendirilen Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, ihtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, iş bu davanın bir bütün olarak ve işin esasına girilerek görevli mahkemece çözüme kavuşturulması gerektiği, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli mahkemenin İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili,
davanın tescilsiz tasarımın izinsiz olarak kullanıldığı iddiasına dayandığı gibi, 6102 sayılı TTK’nın 55. maddesinde düzenlenen birden fazla haksız rekabet haline de dayanmakta olduğunu, davaya konu edilen tasarımların tescilsiz olduğunu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet kanunun 55/4. üncü maddesinde yer alan “Tasarım; bu Kanun hükümleri uyarınca tescil edilmiş olması hâlinde tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması halinde ise tescilsiz tasarım olarak korunur.” düzenlemesi ile tescilsiz tasarımlarında Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleri gereğince korunacağının hüküm altına alındığını, 57. maddede kamuya sunmanın tanımının yapıldığını, 1’inci fıkrada “Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.” denildiğini, her ne kadar tescilsiz tasarımların da bu kanun kapsamında koruma altına alınmış ise de, bu korumanın maddede belirtildiği üzere ancak Türkiye’de ilk kez kamuya sunulmuş tescilsiz tasarımlar hakkında uygulanabileceğini, tescilsiz tasarımların 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanun’un 69/2 uyarınca ancak üç yıl boyunca bu kanun hükümlerindeki korumadan yararlanacağını, oysa müvekkilinin bu tasarımları üç yıldan çok daha fazla süredir yapmakta ve üretmekte olduğunu, bu nedenle talebin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 55. maddesi kapsamında olmadığını, TTK’nın haksız rekabet hükümlerine dayalı bu uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğunu, dava dilekçesinde markanın taklit edildiğine dair bir iddianın bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, TTK’nın 54. ve devam eden maddelerine dayalı haksız rekabetin tespiti ile önlenmesi, uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle, görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, davacı şirkette makine mühendisi olarak çalışan davalı … ve teknik ressam olarak çalışan davalı …’in davacı şirketten pizza fırını işletmek üzere istifa ettikleri, davacı şirketin portföyünü elde etmeye çalıştıkları, şirket çalışanlarını da istifa etmeye teşvik ettikleri ve bu kişileri kendi bünyelerine aldıkları, davacı şirket ile aynı iş kolunda, davacı şirkete ait ticari sır niteliğindeki bilgi ve belgeleri kullanarak davalı … Şti.’ni kurdukları, davacı şirket tarafından tasarlanan ve ilk kez piyasaya sunulan TTK ve Sınaî Mülkiyet Kanunu Kapsamında korunan ürünlerle karıştırmaya yol ayacak oranda aynı veya benzer ürünler yapıp sattıkları, TTK ve ticari örflerce düzenlenen satış ve sunuş kurallarına riayet etmeyerek, TTK kapsamında haksız rekabet yaptıkları, davacı şirketin modelini kopyalamanın dışında bizzat taklit kalıp yapıp, aynı ölçülerde aynı sayılarda kopya ürün yaptıkları, taklit ürünleri hâlihazırda davacının müşterilerine pazarlayarak maddi kazanç sağladıkları iddia edilmektedir. Gerek dava dilekçesinde, gerekse sunulan yazılı beyanlarda, davacının tescilsiz markasal kullanımının taklit edildiğini belirtmeyip, ürünlerinin taklit edildiğini ileri sürdüğünden, ortada markasal kullanımla ilgili bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ne var ki, dava dilekçesinde davalıların davacı şirket tarafından tasarlanan ve ilk kez piyasaya sunulan TTK ve Sınaî Mülkiyet Kanunu Kapsamında korunan ürünlerin taklit kalıplarını yapıp, aynı ölçülerde aynı sayılarda kopya ürün yaptıklarını, karıştırmaya yol ayacak oranda aynı veya benzer olan bu ürünleri sattıkları iddia edilmiş ve Sınaî Mülkiyet Kanunu hükümlerine dayanılmış olduğundan, bu hususlarda Sınaî Mülkiyet Kanunu’nun 55. ve devamı maddeleri gereğince delillerin toplanıp incelenmesi gerektiğinden, Sinai Mülkiyet Kanunu’nun 156. Maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90-TL’den peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 23/2. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 24.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.