Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/206 E. 2023/491 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/206
KARAR NO : 2023/491

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21.12.2022
NUMARASI : 2022/126 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 31.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 31.03.2023

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 21.12.2022 tarih 2022/126 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davacıya markanın ait uluslar arası alanda tescili ve tanırlığı bulunduğunu, davalıya ait markanın ise davacının faliyet alanında TPE nezdinde tescili olduğunu, davacının tescilli bu markasının davalının faliyet alanı olan tescil edildiği 09. ve 11. sınıflarda sınıflarda kullanılmaması nedeni ile iptali ile sicilden terkinini gerektiğini belirterek; yargılama sırasında davalının dava konusu markaya dayalı olarak muvafakatname verilmesinin ihtiyati tedbir yolu ile önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, söz konusu markanın dava kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiği, davacı vekilince bu kez söz konusu markanın başka kişilerce Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil başvurusu yapılması durumunda davalının bu başvuruya muvafakat vermesinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edildiği, böyle bir tedbir kararı infaz kabiliyeti bulunmadığı, davanın tarafı olmayan muhtemel marka başvurucularının hukukunu bağlayıcı bir şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve bunun uygulanması mer’i mevzuata göre mümkün olmadığı, olası bir marka başvurusu ve bu başvuruya davalının muvafakat etmesi durumunda davacının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde itiraz hakkı, yeniden inceleme ve yeniden inceleme kararının iptalini dava etme hakkı bulunduğu, davacının hukuki yararın söz konusu olmadığı, belirtilerek; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davalının üçüncü kişilere muvafakatname vermesinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbirin dosya kapsamında halihazırda verilmiş olan, davaya konu markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararıyla birebir aynı olduğunu, infaz kabiliyeti bulunduğunu, talebin kabul edilmemesi durumunda eldeki davanın sonuçsuz kalacağını, davalının hukuki yararı bulunduğunu, davalı tarafından verilecek muvafakatnamenin aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer markanın, aynı veya aynı tür mal veya hizmetler bakımından tescil edilmeyeceğine dair mutlak tescil engeline istisna oluşturacağını, klon markalar yaratabileceğini, tedbir talebinin esasen davalı tarafından verilecek muhtemel bir muvafakatnamenin Türk Patent tarafından işleme konulmamasının sağlanmasına yönelik olduğunu, davacının tescile itiraz hakkı bulunsa da bundan sonuç almasının zor olduğunu, davanın sonuçsuz kalacağını belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf itirazlarının reddini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159/1. maddesi ile bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilerin, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbir talep edebileceğine işaret edilmiştir. HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
3. Bilindiği üzere; medeni usul hukukunda hukuki yarar, davacı veya talep edenin mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır. Keza, mahkemeden talep edilen veya ileri sürülen hakkın idare nezdinde veya başkaca bir davada ileri sürebilmesi ve bu suretle hukuki koruma elde edilebilmesi mümkün ise hukuki yararın varlığından söz edilemez. Hukuki yararın bulunup bulunmadığı mahkemece, tarafların dava dosyasına sunduğu deliller, olay veya olgular çerçevesinde yargılamanın her aşamasında ve kendiliğinden gözetilmelidir Böylelikle kişilerin haksız davalar açmak suretiyle dava hakkını kötüye kullanmasına karşı bir güvence de sağlanmış olmaktadır.
4. Davacının talebi, markanın tescil edildiği sınıflarda kullanılmaması nedeni ile iptal davasında muvafakat yolu ile marka tescilinin önlenmesi istemine ilişkin olup dava dışı üçüncü kişi tarafından tescil edilen markaya karşı davalı tarafından TPE nezdinde itiraz ve dava etme hakkı bulunduğu, dikkate alındığında, ihtiyati tedbir kararı için aranan koşulların oluşmadığının anlaşılması karşısında davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine dair İDM kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40-TL’den peşin alınan179,90-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 116,50-TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 31.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.