Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/2020
KARAR NO : 2023/1872
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.09.2023
NUMARASI : 2023/334 Esas 2023/607 Karar
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 19.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.12.2023
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.09.2023 tarih 2023/334 Esas 2023/607 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkili tarafından İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1421 ve 2018/1422 Esas sayılı dosyalarında dava dışı ihyasını istedikleri … Şirketi hakkında davalar açtıklarını, davalar devam ederken ihyasını istedikleri dava dışı şirketin genel kurul kararı ile tasfiye sürecine girerek sicilden terkin edildiğini ileri sürerek ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı Tasfiye Memuru, tasfiyeye konu şirketin 2022/2023 yıllarında tasfiye ve terkin sürecine girdiğini, davacının iddia ettiği gibi TTK.nun geçici 7.maddesinin 2.fıkrasının ihyası istenilen şirket bakımından uygulanmasının söz konusu olmayacağını, ihyası talep edilen şirketin tasfiye ve terkin işlemini gerektirecek şekilde zarar ettiğini, bu zararın meydana gelmesinde de davacı şirketin bayilerine uyguladığı yanlış ticari politikaların etkili olduğunu, şirketin 06.09.2022 tarihinde alınan genel kurul kararı ile tasfiye sürecinin başlatıldığını ve yasaların öngördüğü şekilde tasfiye sürecinin tamamlandığını, 13.09.2022 tarihinde … tarafından sisteme Tasfiye Halinde … Şti. olarak tescil edildiğini, ilanların yaptırıldığını, tasfiye süreci boyunca, davacı şirket tarafından hiçbir talepte bulunulmadığını, tasfiye sürecine itiraz edilmediğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1421 ve 2018/1422 Esas sayılı dosya içerikleri, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya birlikte değerlendirilerek, dava dışı şirketin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1421 Esas 2020/402 Karar sayılı ve 2018/1422 Esas 2022/851 Karar sayılı dosyaları ile sınırlı olmak üzere ihyasına, davalı …’ün tasfiye memuru görevinin devamına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı …, yerel mahkemece eksik inceleme neticesinde karar verildiğini, ileri sürülen iddialar kapsamında delilerin incelemeyip celp edilmeksizin karar verildiğini, … Şirketi Ticaret sicil müdürlüğünde yer alan belgelerin celp edilmesi gerektiğini, hatalı müzekkere ile davacı şirketin kayıtlarının celp edildiğini, terkine esas alınan belgeler incelenmesi gerekirken eksik inceleme yapılarak usule aykırı karar verildiğini, her ne kadar şirketin ihyasına TTK’nun 547.maddesi kapsamında karar verilmiş ise de, ihya talebinin TTK’nun geçici 7/2.maddesi kapsamında olup ihya kararının taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, o maddeye göre bakılıp karar verilmesi halinde ise taleplerin haksız olacağının ortaya çıkacağını, yasaların ön gördüğü şekilde tasfiyesinin tamamlandığını, 3 aylık yasal bekleme süresinin başlatıldığını, tasfiye sürece boyunca davacı şirket tarafından her hangi bir talepte bulunulmadığını ve itiraz edilmediğini, tasfiye memuru olarak işlemlerini hukuka uygun olarak tamamlandırıldığı, bu nedenle ek tasfiye memuru olarak görevlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu, aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, ortaklar kurulu kararı ile tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen şirketin TTK’nın 547. maddesi uyarınca ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile …Limited Şirketinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1421 Esas 2020/402 Karar sayılı ve 2018/1422 Esas 2022/851 Karar sayılı dosyaları ile sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye memuru olarak …’ün atanmasına karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 547/1. maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacı vekili, tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan alacak istemli İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1421 Esas 2020/402 Karar sayılı ve 2018/1422 Esas 2022/851 Karar sayılı davalarında taraf teşkilinin sağlanması amacıyla bu davalarla sınırlı olarak ihya kararı verilmesini istemiştir. Davacı, açılan ve istinafta kanun yolu incelemesinde bulunan henüz kesinleşmemiş davalarla sınırlı olmak üzere şirketin ihyasını isteme hakkına haiz olup tasfiye nedeni ile sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan derdest davada taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararı da mevcuttur. Her ne kadar davalı tasfiye memuru ihyası istenen şirketin ticaret sicil kayıtlarının gelmediği ileri sürülmüş ise de, Mahkemece Aliağa Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden 06.06.2023 tarihli 2023-GD-1101 sayılı üst yazısı ile ihyası istenen şirketin tüm sicil kayıtları dosyaya celp olunmuştur. Buna göre bu şirketin hakkında davalar (İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1421 Esas 2020/402 Karar sayılı ve 2018/1422 Esas 2022/851 Karar sayılı dosyaları) derdest iken 09.01.2023 tarihinde sicilden terkin edildiği anlaşılmış olup, davalı …’ün de son tasfiye memuru olduğunu, aynı zamanda şirketin hissedarı olduğunun açıkça belirtilmiş olup, alınan bu hususlarda bir ihtilafta yaşanmamıştır. Ayrıca İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1421 Esas 2020/402 Karar sayılı ve 2018/1422 Esas 2022/851 Karar sayılı dosya içerikleri ve kararları mahkemesine müzekkere yazılarak celp olunmuş olup, tetkikinde her ne kadar karar verilmiş ise de, istinaf için gönderildikleri ve derdest olduğu açık olup bu konu hakkında da bir ihtilaf yaşanmamıştır. Bu durumda ihya kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
TTK 547. maddeye göre açılan ihya davalarında süre söz konusu değildir. Davacının açtığı alacak davalarının süresinde açılıp açılmadığı da ihya davasında değerlendirilecek bir husus değildir. İhya kararı verilebilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde kusurlarının bulunması ve alacak davasının tasfiye işlemleri tamamlanmadan önce açılması gerekmez. TTK’nın 547/2. maddesinde “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmüne yer verilmiş olup, ek tasfiyeye ilişkin prosedür emredici ve kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece şirket hakkındaki derdest dava ile sınırlı olarak ihya ve ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tasfiye memuru atanmasına dair verilen karar yerindedir.
Tasfiye sürecinde tasfiyenin eksik bırakılmasından ve gereği gibi yapılmamasından davalı tasfiye memurunun sorumlu olması ve 6100 sayılı HMK’ nın 326. maddesinde yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlemesi nedeniyle mahkemece davalı tasfiye memuru aleyhine harç, yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı tasfiye memuru … istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …’ün istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı …’ün yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19.12.2023