Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/201 E. 2023/206 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/201
KARAR NO : 2023/206

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23.06.2022
NUMARASI : 2022/170 E. – 2022/462 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 08.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.02.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı Aydın Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23.06.2022 gün ve 2022/170 Esas 2022/462 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davalının Aydın İcra Müdürlüğünün 2021/35048 E.sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, takibin konusunun müvekkilinin babasının sağlığında dava dışı …bank’tan kullandığı krediye dayalı davalının kefil olmasından kaynaklandığını, kredi kullanan davacının babasının taksit ödemeden vefat ettiğini, davacı müvekkilinin İncirliova Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak mirası reddettiğini, bu nedenle borçlardan sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek, davalı tarafça başlatılan takipten dolayı borçlu bulunmadığının tespitini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının babasına ait taşınmazların mirasçılar tarafından kullanılmakta olduğunu, bu taşınmazlardaki zeytin ve incir ürünlerinin aile tarafından toplanıp satıldığını, mirasçıların terekeye sahip çıktığını, tereke mallarını kendi malları gibi kullanıp değerlendirdiklerini, bu durumda mirasın reddediliğinin söylenemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının muris …’ın mirasını reddettiği sabit olup bu nedenle takip yapılamayacağından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacının babasının vefatından itibaren kalan taşınmazların kullanıldığını, …’a ait taşınmazlardaki zeytin ve incir ürünlerinin ailecek toplanıp satılmakta olduğunu, terekeye sahip çıkıldığını, tereke mallarının kendi malları gibi kullanılıp değerlendirildiğini ve bu nedenle mirasın reddedildiğinin söylenemeyeceğini ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı karşı istinaf dilekçesinde, davanın açılmasında kusuru bulunup ısrarla itiraz eden davalı taraf üzerinden yargılama giderleri ile vekalet ücreti ve ayrıca kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, bu yönüyle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, İİK 72 maddesi gereğince takip başlatıldıktan sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, davacı vekili müvekkilinin babası tarafından dava dışı bankadan kullanılan kredinin kefili olan davalının müvekkili hakkında takip başlattığını, müvekkilinin babasının mirasını reddettiğini ve bu nedenle takip yapılamayacağını ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince davaya başından itibaren Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla bakılmıştır. Davaya konu kredi sözleşmesi getirtilip incelenmemiştir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun geçici 73. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmıştır. Aynı yasanın 3/l maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. 6102 Sayılı TTK 4/1 maddesi gereğince ise genel kredi ile ticari kredi sözleşmelerinden kaynaklanan davalar mutlak ticari dava olup, aynı yasanın 5/3 maddesi gereğince bu tür davalara Asliye Ticaret Mahkemeleri bakmakla görevlidir.
Somut olayda mahkemece davacının murisi babasının asıl borçlusu, davalının ise müteselsil kefil olduğu dava dışı banka ile düzenlenen kredi sözleşmesi getirtilip incelenmemiştir. Yukarıdaki göreve ilişkin hususlar birlikte değerlendirildiğinde, takibin dayanağı olan davalının müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesinin genel ya da ticari kredi olması halinde Ticaret Mahkemeleri, tüketici kredisi olması halinde ise 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri gereğince Tüketici Mahkemeleri görevli olacaktır. 6100 Sayılı HMK’nın 1. maddesi gereğince, mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olduğundan bu hususun resen gözetilmesi gerekmektedir. Mahkemesince taraflar arasındaki davaya ve takibe konu kredi sözleşmesi getirtilip içeriğine göre ticari ya da genel kredi ise Ticaret Mahkemesinin görevli olacağı, tüketici kredisi olması halinde ise resen görev hususunun gözetilerek Tüketici Mahkemesinin görevli olacağı yönünde karar verilmesi gerekirken bu konularda mahkemenin görevli olup olmadığı hususunda sözleşme getirtilip incelenmeden ve görevli olup olmadığı hususuna bakılmaksızın esas hakkında karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.06.2022 tarih 2022/170 E. – 2022/462 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.