Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1975
KARAR NO : 2023/1798
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09.10.2023
NUMARASI : 2023/653 Esas 2023/572 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
KARAR TARİHİ : 05.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05.12.2023
Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.10.2023 tarih 2023/653 Esas 2023/572 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı tarafça müvekkili hakkında Muğla 2.İcra Müdürlüğünün 2017/7846 Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, müvekkilinin adına kayıtlı olan … plakalı aracını tamir ettirmek üzere dava dışı tamirci …’e teslim ettiğini, bu kişi tarafından tamir için kendisine bırakılan aracın amacı dışında kullanılması sonucu kaza yapıldığını, bunun üzerine derhal şikayetçi olduklarını, dava dışı bu kişinin cezalandırıldığını, müvekkilinin aracının bu şekilde kullanıldığından haberinin olmadığını, araç ruhsatının da müvekkilinde bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin davalıya karşı rücuen tazminat yükümlülüğünün bulunmadığını, sigorta genel şartları b4 bölümünde sigorta şirketinin sigortacıya rücu edebileceği durumlardan sayıldığını, KTK 107.maddesinde araç sürücüsü ve işletene karşı yapılacak rücu açısından özel durum ön görüldüğünü, işletenin aracın çalınmasında veya gaspında kusurlu olmadığını ispat ederse sorumlu tutulamayacağının düzenlendiğini, somut olayda müvekkilinin araç ruhsatını yanına alarak tamir için tamirciye bırakmış olup, tamircinin alkollü şekilde izinsiz ve rıza dışında araç kullanması sonucu kazanın oluştuğunu, genel şartlar ve KTK hükümleri uyarınca müvekkilinin sorumlu olmayacağını ileri sürerek takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine, haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen 21.301,00 TL’nin 03.12.2014 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait … plakalı aracın kullanım durumunun hususi olup sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin rücuen tahsili için başlatılan takibe karşı açılan davada tüketici mahkemesi görevli olduğundan görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, yerel mahkemenin görev ve yetki itirazı dosya kapsamını usul ve yasaya aykırı olup yetkili ve görevli mahkemenin Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi olarak hüküm kurulmasını talep ettiklerini, davalı sigorta şirketinin daha önce aynı konu ile ilgili Muğla 2.İcra Müdürlüğünün 2014/2352 Esas sayılı dosyasında takip başlattığını, müvekkilinin Muğla 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit davası açtığını, o davada davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak istemlerine devam etmesi üzerine Didim 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan menfi tespit davasında mahkemece müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, gerek kazanın meydana geldiği yer gerekse haksız fiilin meydana geldiği yer gerekse müvekkilinin ikamet adresi ile poliçenin tanzim edildiği yer ve genel yetki kurallarının tamamı dikkate alındığından yetkili mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil ise Didim Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın Muğla ile hiç ilgisinin bulunmadığını, yerel mahkemenin yetkiye ilişkin tüm tespitlerin dosya kapsamına usul ve yasaya aykırı olduğunu, eğer görev yönünden istinaf mahkemesi yerel mahkemeyi haklı bulması halinde dahi yetkili mahkemenin Muğla değil Didim Asliye Hukuk Mahkemesi olacağını, mahkemenin görev yönündeki kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu, yasa ile kurulan ticaret mahkemelerinden sonra poliçeden kaynaklanan davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek görevli ve yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli ve yetkili olmamasının tespiti halinde yetkili mahkeme sıfatı ile Didim Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğuna karar verilmesini istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Dava, Karayolları Trafik Kanunu Mali Sorumluluk sigortası poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan aracın 3.kişilere verilen zarardan dolayı yapılan ödemelerin ödemelerin rücuen tahsili için başlatılan takibe karşı açılmış olan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasının ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında bu davacıya ait … plakalı hususi araç için ZMMS sigortası düzenlendiği anlaşılmaktadır. Uyap sisteminden çıkartılan araç bilgilerine göre aracın kullanım amacının hususi olduğu belirlenmiştir. Davacı gerçek kişi şahıstır. Dava, sigortalı ile sigortalayan sigorta şirketi arasında görülmekte olup , dava gerçek kişi tarafından açılmıştır. Bu durumda yukarıda belirtilen yasa hükümlerine göre, davalı sigorta şirketi takibin sigorta poliçesi akitine karşı başlatmış olup, davada bu takibe karşı açılmış menfi tespit istemi olduğuna göre sigortalanan aracın hususi otomobil olması birlikte değerlendirildiğinde görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınmalıdır. Davacı ile davalı sigorta şirketi arasındaki ilişki 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmakta olup, davacının menfi tespit davasını akitine karşı açmış olduğundan Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan, iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulması zorunludur. Her ne kadar davacı tarafça yetki yönünden de Didim Mahkemelerinin yetkili olduğu ve bu yer mahkemesine gönderilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de görevsiz mahkemede açılan davada öncelikle verilmesi gereken kararın göreve ilişkin karar olduğu, yetkiyi ilişkin hususun itiraz olarak ileri sürülmesi halinde ancak görevli mahkemece değerlendirilebileceği değerlendirildiğinde bu yöndeki istinaf istemi yerinde olmadığı, yetki yönünden verilecek kararın görevli olan Tüketici Mahkemesince değerlendirilecek bir husus olduğundan istinaf istemi yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05.12.2023