Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1903 E. 2023/1696 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1903
KARAR NO : 2023/1696

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14.09.2023
NUMARASI : 2023/314 E. – 2023/485 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.11.2023

Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.09.2023 tarih 2023/314 E. – 2023/485 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacılar vekili, 14.12.2022 tarihinde müvekkillerinin desteği olan …’nın … plakalı araçta yolcu konumunda bulunurken bu aracın dava dışı bir araçla çarpışması sonucu hayatını kaybettiğini, … plakalı aracın davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi bulunduğunu, müvekkilinin murisinin kusursuz olduğunu ileri sürerek belirsiz alacak davası şeklinde açtığı davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacıların her biri için 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin gerçek zarardan sorumlu olduğunu, sigortalı aracın kusurlu olduğu iddialarını kabul etmediklerini, davacı tarafın koruyucu tertibat, emniyet kemeri kullanmadığından kazaya sebebiyet verdiğini, hatır taşıması konusunun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, dosyaya sunulan sulh – feragat beyanları birlikte değerlendirilerek feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davacılar vekili, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu davalarda hakkın özünden feragat olmayıp alacağın yargılama safhasında sigorta şirketi tarafından ödenmesi nedeniyle hakkına kavuştuğu için feragat edildiğinden esasen davanın konusuz kaldığını, davalı tarafın dava açılmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye verilmesi gerekirken davacıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE :Dava, ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK 355 maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesine eklenen 5/A- 1 maddesinde ” Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmüne, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. Fıkrasında ise “davacı arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın 1 haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içerir davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
TTK’nın 4. maddesi uyarınca tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın bu kanunda düzenlenen hususlardan çıkan uyuşmazlıklar mutlak ticari davayı, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklar ise nisbi ticari davayı teşkil eder.
Somut olayda, davanın konusu TTK hükümleri içerisinde düzenlenmiş bulunan sigorta sözleşmelerinden kaynaklanmış olup TTK 4 maddesi uyarınca mutlak ticari dava niteliğindedir, bu nedenlerle 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Yasa uyarınca arabuluculuk dava şartına tabidir. Davadan önce davacı tarafça 7155 Sayılı Yasa uyarınca arabuluculuk başvurusunun yapılıp bu şartın yerine getirildiği ve taraflar arasında anlaşılamama tutanağı tutulduğu sabittir.
Uyuşmazlık ve istinaf konusu arabuluculuk dava şartına tabi olan bu davada yargılama sırasında davalı tarafça ödeme yapılması sonucunda tarafların dilekçeleri sonucunda davanın reddine karar verilirken davadan önceki arabuluculuk işlemleri sırasında arabuluculuk ücretinden hangi tarafın sorumlu olup olmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 323/1-ğ. maddesi gereğince vekille takip edilen davalarda hükmedilecek vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamında kaldığı aynı kanunun 326.maddesi gereğince de yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Somut olayda dava arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, buna göre arabuluculuk aşamasında oluşan arabuluculuk ücretinin de bir yargılama gideri olarak sayılması gerektiği değerlendirilmelidir. Yargılama aşamasında davacı taraf vekilinin dosyaya sunduğu 06.09.2023 tarihli Uyap dilekçesinde feragat isteminde bulunulduğu görülmüştür. Aynı şekilde davalı vekilinin 06.09.2023 Uyap tarihli dilekçesinde davacı hesabına tüm ödemelerin yapılmış olduğu, ibraname ve feragatname imzalanmış olduğu, bu nedenle herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunulmadığının beyan edildiği görülmüştür. Açıklanan bu dilekçeler birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın doğrudan doğruya feragat isteminde bulunmadığı davalı taraf ile hükümden önce ödeme yapmasına bağlı olarak sulh olmaları sonucu feragat dilekçesi sunduğu belirlenmiş olmakla davalı tarafın davaya sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. Esasen dava açıldıktan sonra davalı tarafça ödeme yapılarak sulh olunması nedeniyle davanın feragat ile sonuçlandığı, her ne kadar davacı ile davalı dilekçeleri içeriğine göre bu feragatın karşılıklı sulh olunması nedeniyle gerçekleştiği, HMK 307 maddesi gereğince feragat edilmiş ise de yargılama aşaması ve davacının feragat dilekçesi içeriğine göre bu feragatin davalı tarafın davanın devamı sırasında yapmış olduğu ödeme nedeniyle gerçekleştiği içerik itibariyle davanın konusuz kalması nedeniyle bu dilekçenin verildiği ve davalı tarafın dosya kapsamı ve delil durumuna göre dava açılmasına sebebiyet verdiği gözetildiğinde davadan önce 7155 Sayılı Yasa gereğince başvurulan arabuluculuk dava şartı yolundaki arabulucuya ödenen ücretin de yargılama giderlerinden sayılması gerektiği ve buna göre bu ücretin davaya sebebiyet veren davalıdan tahsil edilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek davacıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.09.2023 tarih 2023/314 E. – 2023/485 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-FERAGAT NEDENİYLE DAVANIN REDDİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 89,95‬ TL peşin harcın davacı tarafça dava açılırken yatırılan 179,90 TL’den mahsubu ile fazla yatan 89,95 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafın vekalet ücreti talebi bulunmadığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13 maddesi gereğince UYAP sistem üzerinden arabuluculuk dosyasında yapılan inceleme neticesinde sarf kararında 3.200,00 TL arabuluculuk ücretinin Adalet Bakanlığı tarafından karşılandığı görülmekle, arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6100 sayılı HMK’nun 333. Maddesi ve 29437 sayılı Yazı İşleri Yönetmeliğinin 207. maddesine yargılama gideri için tahsil edilen paranın kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra yazı işleri müdürü tarafından ilgilisine iade edilmesine, hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
3-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 738,00 TL istinaf yoluna başvurma harcı ve 203,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 941,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 24.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.