Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1869
KARAR NO : 2023/1848
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.10.2023
NUMARASI : 2023/795 E.
DAVANIN KONUSU : Kredi Garanti Fonu Kefaletinde Kullandırılan Ticari Kredilere
İlişkin Davalar (İtirazın İptali)
KARAR TARİHİ : 14.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.12.2023
İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.10.2023 tarih 2023/795 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 10.07.2001 tarih ve 384 sayılı kararıyla … Bank A.Ş.’nin yönetim ve denetiminin …’na devredildiğini, Fon tarafından, el konulan bankanın alacaklarını kredilerin vadesinde ödenip ödenmediğine bakılmaksızın geri çağrıldığını, … A.Ş.’nin, … A.Ş. ve … A.Ş.’den asaleten kullandığı kredilerden doğan borçları ile … A.Ş.’nin … A.Ş.’nin kefaletiyle … Bank A.Ş.’den kullanılan kredilerden doğan borçlar nedeniyle Fon tarafından yine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 6183 sayılı Kanun kapsamında takip ve tahsiline karar verilen alacaklarla ilgili olarak bu kredileri kullanmış olan şirketlerde yönetim kurulu üyeliği görevinde bulunan kanuni temsilci sıfatını haiz, aralarında davacının da bulunduğu yetkililer hakkında 6183 sayılı Kanun’un Mükerrer 35, maddesi kapsamında takip ve tahsil işlemlerine başlanılmasına ve bu kapsamda ödemeye çağrı mektuplarının gönderilmesine karar verildiğini, Fon tarafından şirketten alacağın tahsil edilememesinden dolayı yönetim kurulu üyelerine gidildiğini, müvekkilinin …. Holding A.Ş.’de 30.10.1995 – 02.03.2001 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olduğu için işbu Fon kararlarına istinaden müvekkiline de ödemeye çağrı mektubu gönderildiğini, Fon tarafından müvekkilinin şahsi mal varlıkları üzerine haciz uygulandığını, müvekkilinin haciz baskısı altında Fon’un belirttiği tutarı ödeme yapmak zorunda kaldığını, müvekkilinin temsilci sıfatıyla ödediği vergi borcu için asıl mükellefe rücu etme hakkının bulunduğunu, Fon tarafından müvekkilinden haciz baskısı ile tahsil edilen kredi borçlarının da müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde doğan krediler olmadığını, müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinin sona ermesinden sonraki yönetim kurulu üyeleri tarafından görevlerinin özenli yerine getirilmemesi, borçların ödenmemesinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle borçlu olan davalının, müvekkilin uğradığı zararı gidermekle yükümlü olduğunu, davalı hakkında İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün 2023/17045 Esas sayılı icra takibi ile takibe geçildiğini, icra takibine kötü niyetle itiraz edildiğini, dava konusu alacak rehinle veya başkaca bir şekilde teminat altına alınmadığından müvekkili şirketin davalının kötü niyetli davranışları neticesinde alacağını tahsil edememe ve telafisi güç zararlarla karşı karşıya kalma tehlikesi içerisinde olduğunu iddia ederek, ihtiyati haciz talebinin kabulü ile dava değeri oranında davalının taşınır, taşınmaz ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına, davanın kabulü ile davalı tarafından İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün 2023/17045 Esas sayılı icra takibine haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olarak yapılan itirazın iptaline, takibin talep edilen bedel üzerinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, 17.10.2023 tarihli ara karar ile, İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2023/17045 sayılı icra dosyasındaki takibin davacı tarafça davalı şirket aleyhine 438.851,84 USD asıl alacak, 70.120,11 USD işlemiş faiz toplamı 508.971,95 USD miktarı üzerinden ilamsız takip yoluyla başlatıldığı, davalı tarafın borca, ferilerine ve KDV’ye itiraz ettiği, dava konusu edilen alacağın varlığı ve miktarının uyuşmazlık konusu olduğu, iddia ve talebin yargılamayı gerektirdiği, İİK 257. madde kapsamında ihtiyati haciz şartlarının mevcut olmadığı gerekçesiyle davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, …’nun el koyduğu bankanın alacaklarına yönelik olarak davalı şirketten ödeme talebinde bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine Fon tarafından müvekkilinin şahsi mal varlıkları üzerine haciz uygulandığını, müvekkilinin haciz baskısı altında ödeme yapmak zorunda kaldığını, ödenmeyen borçlardan dolayı müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, asıl borçlu olan davalının zararı giderme yükümlülüğü olduğundan davalı aleyhine açılmış icra takibine yapılan itiraz neticesinde ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında dava konusu alacak rehinle veya başkaca bir şekilde teminat altına alınmadığından müvekkili şirketin davalının kötü niyetli davranışları neticesinde alacağını tahsil edememe ve telafisi güç zararlarla karşı karşıya kalma tehlikesi içerisinde olduğunu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, alacağın bir para alacağı olduğunu ve rehinle teminat altına alınmadığını, müvekkili şirketin davalıdan alacaklı olduğunu ispata yeterli 08.11.2021 tarihli yönetim kurulu kararı ile davalının davaya konu alacağın kendi sorumluluğunda olduğunu ve ödeneceğini açıkça kabul ettiğine dair evrakların sunulduğunu, müvekkilinin alacağının sabit olduğunu belirterek, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Talep, davalı şirketin …’na devredilen … Bank’tan kullandığı kredi borcunun davacı tarafından ödendiği iddiasıyla, bu alacağın rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle açılan davada ihtiyati haciz talebine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinafa başvuran tarafın istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Buradaki ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat değildir. İİK’nın 258/2. maddesi uyarınca alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur. İhtiyati haciz özel olarak para alacaklarına ilişkin bir geçici hukuki korumadır. İhtiyati haciz bir dava değildir. Bu nedenle ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağın varlığı ve haciz sebepleri hakkında yaklaşık ispatı sağlayacak delilleri ibraz etmek zorunda olup ihtiyati haciz bir dava olmadığından mahkemenin yaklaşık ispat için delil toplama yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacının davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarına ilişkin hususlar yargılama aşamasında deliller ve raporlar alındıkça belirlenebilecek olup, talep tarihi itibariyle İİK 258. madesinde tarif edildiği üzere, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartları oluşmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati haciz talep eden davacı yönünden istinaf karar harcı olan 444,60 TL’den peşin alınan 269,85 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 174,75 TL’nin ihtiyati haciz talep eden davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati haciz talep eden davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14.12.2023