Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1846 E. 2023/1643 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1846
KARAR NO : 2023/1643

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05.10.2023
NUMARASI : 2023/748 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 14.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.11.2023

İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.10.2023 tarih 2023/748 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi talep eden davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili, müvekkilinin ve davalının dava dışı … Şti’nin ortağı olduklarını, davalının münferit imza yetkili müdürü olduğunu, davalının çoğunluk pay sahibi bulunduğunu, davalı müdürün şirketin güven duygusunu zedeleyerek yönetip özen ve sadakat yükümlülüğünü ağır şekilde ihlal ettiğini, şirketi kötü yöneterek görevi kötüye kullanıp kendi menfaatlerini şirket menfaatleri üstünde tuttuğunu ileri sürerek TTK 630/2 maddesi uyarınca davalının yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması istemli açılan davada yargılama sürecinde şirketin adına kayıtlı araç, iş makinesi, ekipman, sicil kayıtları üzerine tedbir konulması, davalının münferit imza yetkisinin kaldırılması, denetim yetkisinin kayyıma verilmesi veya davacı ile davalının münferit imza ile şirketi temsil etmesi konusunda tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece tensiple birlikte davalı şirkete kayyım atanması konusunda yasal koşullar oluşmadığı gibi HMK 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen tedbire ilişkin yasal koşulların oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılarak tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dava dilekçesi içeriğini tekrar etmekle birlikte tedbir talebinin reddine ilişkin mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, ileri sürdükleri iddiaların mesnetsiz olmadığını, evvelce farklı olay ve vakıalar ile aynı talep ve sonucu ile açılan davanın bu dava ile bir ilgisi bulunmadığını, bu nedenle önceki karar kesinleşmemiş olsa dahi davanın reddine karar verilen gerekçenin yerinde olmadığını, Vergi Dairesi Müdürlüğüne yapılan ihbarların olumlu sonuçlandığına dair dilekçeye ekli belge örneği sunulmasının mümkün olmadığını, zira soruşturmaların gizli yürütüldüğünü, vergi dairesi tarafından içerik konusunda bilgi verilmediğini, HMK 389 maddesi uyarınca durumda mevcut meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebi ile bir sakıncının ya da ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, bu bakımdan tedbir talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Talep, davacının ortağı olduğu dava dışı limited şirketi, davalının TTK 630.maddesi uyarınca şirket müdüründen azli isteminde tedbir kararı verilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Madde hükmünden de açıklandığı üzere ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için dava sebepleri ve iddia yönünden yaklaşık ispat şartları aranmaktadır.
Somut olayda, davacının açmış olduğu şirket müdürlüğünden azil davasında ihtiyati tedbir istemi konusunda karar verilmesi istenmiş olup, davanın ve tedbir talep tarihi itibariyle tensip işleminin yeni yapıldığı, davacı tarafça sunulan delillerin henüz toplanmadığı, yargılama süreci boyunca deliller toplanıp iddia olunan olayların netlik kazanması halinde konunun her zaman değerlendirilebileceği açık olup henüz talep tarihi itibariyle durum değerlendirildiğinde tedbir kararı verilebilmesi için yasanın aradığı yaklaşık ispat şartları bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 444,60 TL’den peşin alınan 269,85 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 174,75 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir isteyen davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14.11.2023