Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1624 E. 2023/1391 K. 09.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1624
KARAR NO : 2023/1391

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2023
NUMARASI : 2021/648 Esas 2023/567 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.10.2023

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.07.2023 tarih 2021/648 Esas 2023/567 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 27.03.2012 tarihinde davalının maliki ve sürücüsü olduğu tescilsiz motosiklet ile yaya konumundaki dava dışı üçüncü kişiye çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, yaralanan üçüncü kişi …’e sigorta tahkim komisyonu hakem heyeti kararı uyarınca müvekkili kurumca ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemenin rücuen tahsili için icra takibi başlatıldığını ileri sürerek davalının itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkili motosikletinin tescili kabil araçlardan olmadığını, kusur raporunu kabul etmediklerini, ayrıca sigorta tahkim komisyonunda alınan maluliyet raporuyla aktüerya raporlarını kabul etmediklerini ileri sürerek davanın reddine savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davanın kısmın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, ilk derece mahkemesinin hatalı değerlendirme yaparak alacaklı olunan tutar konusunda hukuka aykırı karar verdiğini, müvekkili kurumun sadece ödediği tazminatla ilgili değil hesaptan da yapılan tüm ödemelerle ilgili rücu hakkı bulunduğunu, somut olayda rücu edilen alacak kalemlerinin müvekkili kuruma açılan sigorta tahkim dosyasında hükmolunan ve ilamlı icra takibine konu edilen tazminat, faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olup, buna mukabil mahkemece davacı kurum hesabından yapılan ödemelerden sadece tazminat ana parasının ve faizinin rücu edileceğine hükmederek yasal hükümlere aykırı karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
Davalı vekili, mahkemece verilen kısmen kabul kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, aktüerya hesabı raporu alınırken tahkim yargılaması kapsamında belirlenen kusur ve maluliyet oranının esas alındığını, usulüne uygun bir maluliyet raporu alınmadan zararın hesaplanmasının eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağını, üçüncü kişinin 2010 yılında böbrek nakli operasyonu geçirip sağlık sorunları olan bir kişi olduğunu, bu nedenle kaza ile üçüncü kişinin maluliyeti arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmadığın savunarak kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi ilamlarında, zarar görenin davalı …’ na açtığı davada,…’nın sorumluluğunun sigortacılık yasasından kaynaklanması ve Sigorta Hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6.kitabında 1401 ile devamı maddelerinde düzenlenmesi nedeniyle, dava ticari dava olduğundan, ticaret mahkemelerinin davaya bakmakla görevli olduğu, …’nın hak sahibine ödeme yapması nedeniyle, … Yönetmeliğin 16. maddesine dayanarak,zarara neden olan davalılara karşı yönelttiği rücu davasının, mutlak ticari dava olmadığı, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle, genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmektedir.
Somut olayda, … Yönetmeliğin 16.maddesine dayanarak, kazada zarar gören üçüncü kişilere ödenen bedelin haksız fiili nedeniyle zarara neden olan davalıdan tahsiline yönelik başlatılan icra takibine karşı ileri sürülen davalıların itirazlarının iptali istenmektedir. Davacı … somut olayda zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu trafik kazalarında zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatı yönetmeliğin 16.maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ya da işleten davalıya rücu etmektedir. TTK’nın 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava söz konusu değildir. Davalı gerçek kişi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Davanın TTK’da düzenlenen Sigorta Hukukundan kaynaklanan dava olmaması nedeniyle, davanın mutlak ticari dava olmaması, uyuşmazlığın haksız filinden kaynaklanması ve tarafların tacir olmaması nedeniyle eldeki davanın konusunun ticari iş olmaması karşısında, davaya asliye hukuk mahkemesi tarafından bakılması gerekirken, karşı görevsizlik kararı verilmeden davanın esası hakkında karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında talep üzerine ya da resen gözetilecek hususlardandır. Anılan nedenlerle görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında yargılamaya devam olunması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.

Bu durumda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.07.2023 tarih 2021/648 Esas 2023/567 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09.10.2023